Çin’e 'nokta atışı' yaparak gidin
HSBC Genel Müdür Yardımcısı Horozoğlu, Çin’in Kuşak ve Yol projesinin, Türkiye’deki şirket ve yatırımcılar açısından önemli fırsatlar barındırdığını belirtti.
Ece CEYHUN
HSBC Kurumsal Bankacılık ve Yatırım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Hulusi Horozoğlu, Çin’e ilk defa gidip yatırım yapacak şirketlere “Nokta atışı yaparak gidin” tavsiyesinde bulunuyor. Horozoğlu, “Türk girişimcisi de ‘Çin ile iş yapmak diğer ülkelerle iş yapmaktan daha farklı’ diye düşünüyor. Hızlı penetrasyon ya da pazar payı kazanmak için yola çıktığınızda bunun mihenk taşlarının altını çok iyi doldurmanız gerekiyor. Çin çok büyük bir coğrafya olduğu için spesifik şehir ve bölgelerden başlayarak yayılmanın daha doğru olduğunu düşünüyoruz. Çin bir ülke değil, adeta kıta. Bazı şehirlerinin nüfusu pek çok ülkenin nüfusundan fazla. Dolayısıyla ilk defa Çin’e yatırım yaptığınızda alt yapı ve tüketici analizini doğru yaparak doğru noktadan başlangıç yapmak önemli” dedi.
HSBC Türkiye, geçtiğimiz günlerde, ilk kez 2013 yılında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping (Şi Cinping) tarafından duyurulan, Asya-Avrupa hattındaki önemli ekonomiler arasında bir ulaştırma altyapısı, ticaret ve yatırım bağlantısı kurma amacıyla başlatılan Kuşak ve Yol Projesi başta olmak üzere iki ülke ticaretinde riskleri ve fırsatları analiz eden bir toplantı düzenledi.
Toplantının ardından sorularımızı yanıtlayan, HSBC Kurumsal Bankacılık ve Yatırım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Hulusi Horozoğlu gıda ve perakende yurt dışı tecrübesi olan Türk şirketlerinin Çin’de büyüme fırsatı yakalayacaklarına inandıklarını da aktardı. Horozoğlu şöyle devam etti: “Sektörden bağımsız Türk şirketleri için Çin’de önemli bir yatırım penceresinin açıldığı bir dönem göreceğiz. Bu arada Türkiye’den Çin’e eğitim almak için giden bir öğrenci grubu da var. 24 ülkede bizim Çin masamız var. Çin’e giden ya da Çin’den gelecek yatırımları takip ediyor. Ayrıca iki ülke arasındaki köprünün temellerini sağlamlaştırmak için bir road show düşünüyoruz.”
Çin’den Türkiye’ye ya da Türkiye’den Çin’e hem ticaretin finansmanında hem de tüm yatırım bankacılığı ürünlerinde hizmet vermek istediklerini söyleyen Horozoğlu, 24 ülkede Çin masalarıyla hizmet verdiklerini anlattı. HSBC’nin Çin’deki büyüklüğünün kendilerine önemli bir rekabet avantajı sağladığına da işaret eden Horozoğlu, “Türkiye’den Çin’e yatırım akımının arttığını görüyoruz. Aynı şekilde Çin’den gelen yatırım da artıyor. Bu eğilimin de kuvvetlenerek sürmesini bekliyoruz” dedi.
Türkiye’den Çin’e giden yatırımlarda oradaki nüfusa hitap eden ve pazar payını da hızla yükselten gıda ve perakende sektörlerinin öne çıktığını belirten Horozoğlu, bu alanda Türk şirketlerin rekabet avantajının da yüksek olduğunu anlattı. Horozoğlu, Çin’den gelecek Kuşak ve Yol projesine de bağlı olarak yatırımcıların ise ağırlıklı alt yapı, telekomünikasyon, ulaşım ve imalatın ön planda olacağını kaydetti.
Kuşak ve Yol, Çin’in, ekonomilerinin toplam büyüklüğü 21 trilyon dolara ulaşan 68 ülkeyi etkileyen post modern bir İpek Yolu projesi. Projenin kamuoyunda algısı ‘Çin spesifik’ olarak algılansa da bir malın sevkiyatında elde edilen sadece zaman tasarrufunun bile dünya ticaretinde dengeleri değiştireceği öngörüleri yapılıyor. Kuşak ve Yol girişiminin, dünya nüfusunun üçte ikisini ve dünya GSYİH’nın ise üçte birini kapsayacağı düşünülüyor. Hulusi Horozoğlu ile Çin’in Kuşak ve Yol projesi ile HSBC’nin bu konudaki çalışmalarını konuştuk:
Yatırım avcısı proje
• Şu ana kadar 1 trilyon dolarlık yatırım yapılan projeye önümüzdeki 10 yıl içerisinde birkaç trilyon dolar daha yatırım yapılması planlanıyor. Bu yatırımlarla beraber endüstriyel gelişim ve sürdürebilirlik hedefleniyor. Türkiye, “Orta Koridor” olarak adlandırılan Çin-Merkez ve Batı Asya Koridoru üzerinde yer alıyor. Hızlı tren güzergâhları, hava limanları, petrol ve doğal gaz boru hatları gibi projelerin yer aldığı bu koridor tamamlandığında hem Çin ile Türkiye arasındaki ticarette sevkiyat süresi kısalacak hem de bu koridor üzerinde bulunan ülkeler arasındaki ticaret hızlanacak.
• Dolayısıyla bu proje kapsamında, Türkiye’deki şirketleri ve yatırımcıları bekleyen önemli fırsatlar bulunuyor. Çok uluslu firmalar açısından bakıldığında ulaşım, enerji, telekomünikasyon ve kimya sektörlerinde Türkiye’deki yatırım ve bankacılık işlemlerinde güvenilir ortak arayışlarının arttığını görüyoruz.
• HSBC olarak; küresel ağımız sayesinde uluslararası ticaret ve sermaye akışlarının yüzde 90’ından fazlasına erişim sağlıyoruz.
• Borç ve sermaye piyasaları, hisse senedi piyasaları, proje finansmanı ve danışmanlık alanlarındaki uzmanlığımızla; sıfırdan gerçekleştirilen altyapı projeleri için gereken finansmanı ve danışmanlık hizmetlerini sağlıyoruz ve geliştirdiğimiz inovatif ticaret ve faktoring çözümleri ile şirketleri destekliyoruz.
Sendikasyonlar, yüzde 100’ün üzerinde oranlarla çevriliyor
“2008-2009 yıllarında sendikasyon piyasasında borçlanan gelişmekte olan ülke bankaları ya işlemlerini askıya aldılar ya da ertelediler. Türkler yüzde 100 çevirmese de işlemlerini yapmaya devam ettiler. Geçen yılın ikinci yarısı önemliydi, Türk bankaları yine çevirdi. Bu yıl yüzde 100’ün üzerinde çevirme rasyosu ile gidiliyor. Bunun üzerine kurumsal sendikasyonlarda geliyor. Aynı eurobond ihraçları gibi Türk bankalarının sendikasyonlarına olan ilgi yüksek.”
Türklerin Eurobond ihraçlarına, yatırımcı ilgisi katlanarak büyüyor
Son dönemde yapılan tahvil ihraçlarında gelen sonuçlar hep talebin katlanarak büyüdüğünü gösterdi. Bu işlemlerde HSBC’nin de imzasını görünce Hulusi Horozoğlu’na yatırımcının algısını sorduk.
“İnanılmaz ve üstelik artarak büyüyen bir talep var” diyen Horozoğlu, “Ratingi olan ve kurumsal Türk şirketlerinin ihraçları yüksek bir yatırımcı ilgisi ile karşılanıyor. Bu, ağırlıklı banka ihraçlarının görüldüğü, tahvil piyasası yatırımcıları açısından portföy çeşitlendirmek açısından cezp edici. Farklı vadeve boyutlardaki işlemlere ilgi büyük” dedi.
2012 yılında Hazine tarafından 1 milyar dolarlık borçlanma için çıkılan gelen talebin 9 kata ulaşması nedeniyle 1,5 milyar dolarlık borçlanma ile bitirilen sukuk işlemine de atıfta bulunan Horozoğlu, “Bu yıl, nottan bağımsız aynı 2012 yılında olduğu yatırımcı iştahı açık. Türkiye risk algısı iyiye gidiyor. Bunu CDS oranları da teyit ediyor. Rating notuna hassasiyeti olmayan yatırımcı katlanarak büyüyor ve Asya’lı yatırımcıların artan ilgisi dikkat çekiyor” bilgisini de verdi.
Horozoğlu, bundan sonra eurobond piyasasında yeni ihraçların görülebileceği gibi daha önce ihraç edilmiş ve önümüzdeki dönemde itfası gelecek olan bazı ihraçların yeninden ihracının da görülebileceğine işaret etti. Horozoğlu, yeşil tahvil gibi farklı yatırımcı bazına ulaşılabilecek ihraçların yapılabileceğini de belirtti.