”Dünya piyasası artık kurtlar sofrası”
Cem Boyner, İş hayatımızda da bilgisayar oyunlarına odaklanabildiğimiz gibi odaklanabilirsek, başarıyı yakalarız" dedi.
İSTANBUL - Boyner Holding Murahhas Üyesi Cem Boyner, dünya piyasasının artık kurtlar sofrası olduğunu belirterek, "Öyle kibarca bir köşede oturmanın zamanı geçti. Ya yiyeceksin ya yenileceksin" dedi.
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen "Perakende Günleri 2009"da konuşan Boyner, geçen yılla karşılaştırıldığında sektörün çok iyi durumda olduğunu söyledi.
Ekonomide yeni bir döneme girildiğini belirten Boyner, çok severek açtıkları mağazaları kapatmak zorunda kaldıklarını vurgulayarak, "Kangren haline gelen uzuvlarımız var. Bunları kesip atmayı erteliyoruz. Krizde çok yorulduk. Düştük kalktık ama sağlam çıkmak zorundayız. Dünya piyasası artık kurtlar sofrası. Öyle kibarca bir köşede oturmanın zamanı geçti. Ya yiyeceksin, ya yenileceksin" diye konuştu.
Sadece iyi değil zor kararlar verilmesi gerektiğini de dile getiren Boyner, şunları kaydetti:
"Geçen yılı geçirdik. Bundan sonra herşeyi yaparız. Kaptanlara gemileri, en kötü zamanlarda bile limana sağ salim getirmesi için verirler. Biz de bugün buradaysak gemimizi sağ salim limana getirmişiz demektir. İmkansızı yapmak için buradaydık ve bunu başardık. Şu an ekonomi bambaşka bir boyut kazandı geçen yılki gibi değiliz. Bambaşka bir yerdeyiz. Artık önümüzü görebiliyoruz"
İş hayatında başarıyı bilgisayar oyununa benzeten Boyner, bilgisayar oyunlarında en önemli noktalardan birinin 'fokuslanmak' olduğunu söyledi.
Bilgisayar oyunlarında hedeflerin bulunduğunu ve zorlayıcı olduğunu anlatan Boyner, oyunlarda sürekli olarak 'feedback'ler verildiğini, hata kaldırdığını, eğlenceli olduğunu ve illaki birilerine karşı oynandığını ifade etti.
Boyner, "Ben evine bilgisayar oyunu alıp da onun esiri olmayan kimseyi tanımıyorum. İş hayatımızda da bilgisayar oyunlarına odaklanabildiğimiz gibi odaklanabilirsek, başarıyı yakalarız" dedi.
Riskten kaçmak riskin en büyüğü
İnsanların, verdiği paranın karşılığında daha büyük şeyler istediklerini ve farklılıklar beklediklerini anlatan Boyner, dizaynırlarından, farklı ürünler çıkarmalarını istediklerini bildirdi.
İnsanlara yeni şeyler verebilmenin önemini vurgulayan Boyner, "Müşterinin beklentisinin her zaman bir fazlasını vermek zorundasınız. Müşteri bizden daha akıllı. Moda değil, klasik ürünler satacak diye bir algı vardı ama biz bunu yapmadık ve başarılı olduk. Farklı şeyler yapmalısınız. Risk almalısınız. Risk aldıkça başarılı oluyoruz. Riskten kaçmak, riskin en büyüğü" ifadelerini kullandı.
Ford'un, geçmişte 400 dolara araba yaparak kendi müşterisi olmayan büyük çoğunluğu kazandığını anlatan Boyner, perakende sektöründeki herkesin de bu anlayışı benimseyerek, kendi müşterileri olmayan büyük çoğunluğu görmeleri gerektiğinin altını çizdi.
Bugün yaşanılan her şeyin, geçmişte alınan kararlardan kaynaklandığını vurgulayan Boyner, "Kararlı insanların önünde engel kalmaz. Hata yapmadan müşterilerle ilişkimizi korumaya devam edersek kriz vız gelir. Ben gelecekten umutluyum" diye konuştu.
Liderlik
Kuzey Kutbu'nda yaşadığı bir anısını anlatan Boyner, şöyle devam etti:
"Bir arkadaşımla Kuzey Kutbundaydım. Kızakta oturuyordum. Hava -20 ile -60 derece arasındaydı. Her yerim kapalı sadece gözlerim açıkta ve sadece önümdeki iki köpeğin poposunu görebiliyordum. Onlarda sadece gaz çıkarıyorlar, arada da pisliyorlardı. Ve onun önündeki köpeklerin gördüğü manzara da sadece buydu.
Sadece en öndeki köpeğin manzarası bizden farklıydı. Soğuğu ve tipiyi ilk yiyen o, uçurum olsa uçurumdan ilk yuvarlanacak o ama tüm sürüyü o idare ediyor. Takım ruhu önemli ama liderlere de önem vermemiz lazım. Bir kişi tüm dünyayı değiştirebilir."
Cem Boyner, yapılan en büyük yanlışlardan birinin de "e-Mail atmak" olduğuna dikkati çekerek, "e-Mail ile işlerimizi hallettiğimizi sanıyoruz ama halledemiyoruz. e-Maille insanlara ulaşamazsınız. İsterseniz yavrum, aşkım diyin yine de ulaşamazsınız. Mutlaka onlara dokunun" şeklinde konuştu.
Perakende Günleri 2009, Fazıl Say, Cihat Aşkın ve Burhan Öçal'ın gösterisiyle sona erdi.