Ekonomistler verileri yorumladı: Türkiye'yi 2025 ortasına kadar durgunluk bekliyor, işsizlik artacak

Ekonomistler, yüksek faiz ortamında bulunulan süreçte imalat sanayi üretimi azalırken işsizliğin artışını değerlendirdi. Ekonomistler, Türkiye'yi yılın ikinci yarısından 2025'in ortalarına kadar durgunluğun bekleyebileceğini belirtirken, işsizlikte belirgin artış görülebileceğini belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Geçen yılki seçimlerin ardından ekonomi anlayışının değişmesiyle yüksek faiz ve parasal sıkılaşma dönemine girildi. Bir süre daha yüksek faiz ortamının sürmesi beklenirken, son veriler, ekonomide durgunluk dönemine girilebileceğini işaret ediyor. 

Haziranda imalat sanayi üretimi yıllık yüzde 6,9 oranında gerilerken, genel istihdam da 341 bin azaldı. Yine haziranda dar tanımlı işsizlik 0,7 puanlık artışla yüzde 9,2'ye yükselirken, geniş tanımlı işsizlik 3,8 puan artışla yüzde 29,2'ye yükseldi ve pandemi sonrası dönemin zirvesini gördü.

Haziranda dar tanımlı işsiz sayısı 234 bin artışla 3 milyon 305 bine yükselirken, geniş tanımlı işsiz sayısı bir ayda 1 milyon 718 bin artışla 11 milyon 810 bin kişiye yükseldi.

'2025 yılı ortalarına kadar durgunluk'

Sözcü'den Emre Deveci'ye konuşan Prof. Dr. Hakan Kara, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden sonra sıkı duruşa geçildiğiin söyledi. Kara, Türkiye ekonomisinde para politikasının sıkılığının ekonomiyi en belirgin şekilde 2-4 çeyrek arasında etkilediğini belirterek "Buna göre yılın ikinci yarısından itibaren 2025 yılı ortalarına kadar bir durgunluk süreci bizi bekliyor" dedi.

Eski Merkez Bankası (TCMB) Başekonomisti Kara ayrıca son dönemde açıklanan öncü verilerin ekonomide belirgin bir yavaşlamaya işaret ettiğini vurguladı. 

'İşsizlikte belirgin artış'

Kara, vatandaşların ödeme gücünün azalması nedeniyle kredi kartlarında stresin artacağını belirtirken, işsizlikte belirgin artış görülebileceğini ifade etti. Kara, değerli TL'nin ihracat yapan şirketlerde rekabet baskısı yarattığını kaydetti.

Kara şunları aktardı: "Bütün bu gelişmeler uygulanan mevcut programın sürdürülebilirliğine dair kaygıları artırsa da önümüzde bir seçim döngüsü olmadığından kısa vadede programdan ciddi bir geri adım atılmasını beklemiyorum."

'Bu politika ekonomik büyümeyi düşürecek'

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, hazirandaki istihdam ve işsizlik verisine bakarak kesin konuşamayacağını, temmuz verisinin önemli olduğunu belirterek ekonomik büyüme düşerken istihdam kayıpları ve işsizlik artışı olmasının şaşırtıcı olmadığını vurguladı. 

Mevcut ekonomi yönetiminin esas amacının hem faizi artırarak hem kamu harcamalarını kısarak hem de gelirler üzerinde baskı yaratarak iç talebi düşürmeyi amaçladığını belirten Gürsel, bu politikanın da ekonomik büyümeyi düşüreceğini, reel ücretlerdeki kayıpla birlikte yılın ikinci yarısında büyüme ve talepteki düşüşün daha fazla hissedileceğini dile getirdi. 

TCMB'nin de 2-3 yıllık düşük büyüme öngördüğünü, iç talebin baskılanması gerektiğini söylediğini hatırlatan Gürsel, "İşsizlik, iktidarın beklediğinden daha yüksek seviyelere ulaşabilir" uyarısında bulundu. 

'Stagflasyon gündemde' 

CHP'nin Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, sanayide yavaşlamanın tüm sektörlere yayıldığına, işsizlik rakamının da sanayi üretimindeki gerilemeyi yansıttığına işaret etti.

Karatepe, "İktidarın mevcut ekonomi anlayışına göre, enflasyonla mücadele için talebi düşürüp işsizliği artırmak gerekiyor. Yani işsizliğin artmasının, kurguladıkları politikalara uygun olduğunu biliyorlar" dedi. 

Büyüme ve talep düşerken, işsizliğin arttığını ancak enflasyonun istendiği gibi düşmediğini, temmuzda aylık enflasyonun yüzde 3,23 gibi çok yüksek seviyede geldiğini hatırlatan Karatepe, yüksek enflasyon ve ekonomik durgunluğun birlikte yaşandığı durumu ifade eden stagflasyonun gündemde olduğunu söyledi.