Erciyes’te karla kol kola bir mola

NERMİN SAYIN

Etraftaki turuncu, mor, fuşya gibi canlı renklerde kıyafetlere bürünmüş kayak tutkunları olmasa kendimi bembeyaz bir rüyanın en koyu deminde sanabilirim. 3 bin 917 metre yüksekliğinde bir rüya bu... Üstelik geçen hafta; puslu; gri; insanın motivasyonunu düşüren bir İstanbul sabahında atladığım uçakta bir saati biraz aşan bir seyahatle giriverdim bu rüyanın içine... Ama yolculuk da vadetmişti doğrusu; gri İstanbul’dan yükselir yükselmez etrafımı saran bulut tarlası, günün rengini fısıldamıştı kulağıma... Kayseri’deyse havaalanından yarım saat kadar süren bir yolculukla gelmiştim görenlerin “yakışıklı” sıfatını yakıştırdığı dağın; buraların milyonlarca yıllık bekçisinin huzuruna... Neredeyse lacivert gökyüzünde bulutların haşmetine fon olduğu Erciyes’e...

Erciyes için “yakışıklı” dedikleri kadar, “yaklaştıkça uzaklaşır senden” de diyorlar. Tabii bu ihtişamına bir gönderme ama, aslında artık hiç olmadığı kadar yakın o, insanoğluna... Kayseri Erciyes A.Ş.’nin dağın turizm potansiyelini değerlendirmek için son yıllarda yaptığı ve halen sürdürdüğü çalışmalar, kış sporlarına tutkun ziyaretçi sayısını oldukça artırmış durumda. Dağ; beyaza, temiz havaya, kayak; snowboard ya da snowkite gibi sporlara, doğanın kalbinde tatil yapmaya ya da ailecek hareketli; neşeli birkaç gün geçirmeye meraklı kitlenin favorilerinden biri oldu bile... Develi Kapı, Tekir Kapı, Hisarcık Kapı ve Hacılar Kapı’dan giriş yapılabilen kayak merkezini Kayseri Erciyes A.Ş.’nin davetlisi olarak yakından tanıyacağım ben de bu “Hafta Sonu Molası”nda...

Doğrusu, Erciyes’in Kayseri’nin merkezine yakın olduğunu biliyordum ama, bu kadar hızlı ulaşabileceğimi düşünmemiştim. Büyük bir kentten yaklaşık 20 dakikada gelinen kaç kayak merkezi vardır, bilmiyorum. Bu yakınlık, kayakçıların işini çok kolaylaştıran bir faktör. İsterseniz 2 bin 200 metredeki dağ otellerinde, isterseniz Kayseri merkezde kalın, sabah erkenden hazırlanıp Erciyes’le kucaklaşmaya başlayabiliyorsunuz. Dağda bugün bin 500 yatak kapasitesi var... Dağ oteli konseptli bu mekânlarda yer bulamadığınız takdirde, şehirde konaklayabilirsiniz; zaten otellerin çoğu Erciyes’e servisle ulaşım sağlıyor.

Gelelim kayağa... Kayakta acemi de olsanız, profesyonel de olsanız Erciyes’in keyfinize göre bir pisti var. Haritasını elinize alın, 25 kilometrekarelik alandan zorluk derecesine göre kırmızı, mavi ve siyah olarak belirtilmiş 102 kilometre uzunluğunda birbiriyle bağlantılı 34 farklı pistten gönlünüze göre olanı seçin. Gondol gibi, teleferik gibi mekanik tesisler de son derece yaygın. Öyle ki kayak merkezini mekanik tesislerden inmeden gezebilirsiniz... Çok kalabalık olsa bile, sık seferlerle beklemeden bu tesisleri kullanabilir, istediğiniz piste kolayca ulaşabilirsiniz. Sonrası: Kayın, kayabildiğiniz kadar...

“Toz kar”ın keyfini çıkarmak isteyenlere...

Diyelim ki meraklısınız ama şimdiye kadar hiç fırsat olmadı, kayakla tanışamadınız... O zaman Erciyes’teki ilk durağınız Snow Academia olmalı. Erciyes’teki tek yetkili kayak eğitim merkezi olan Snow Academia’da 6 yaş ve üstü tüm meraklılara kayak eğitimi veriliyor, fiyatlar da uygun. “Ben kayak biliyorum ama snowboard’u denemek istiyorum” derseniz, onun eğitimleri de mevcut, sadece biraz daha uzun sürüyor doğal olarak... Erciyes’in en hareketli yerlerinden Tekir Kapı’da, ihtiyacınız olan her türlü ekipmanı ve eldivenden gözlüğe tüm kar kıyafetlerini kiralayabileceğiniz dükkânlar var, fiyatları da oldukça makul. Eğer düzenli olarak Erciyes’e gelen bir kayakçıysanız, bir dolap kiralayabilir, ekipmanınızı burada bırakabilirsiniz. Kayakçıların, özellikle snowboardçuların tercih ettiği, yüksek irtifalı dağlara has “toz kar”a sahip Erciyes’in bir özelliği de esintili olduğu için snowkite yapanlara elverişli ortam sağlaması... Sizin gönlünüz hangi kar sporundan yana?

Ailecek kendi eğlencenizi yaratabilirsiniz

Erciyes’te zaman zaman hem sportif karşılaşmalar, hem de çeşitli firmaların eğlence organizasyonları düzenleniyor. Eğlence organizasyonları için adres, Develi Kapı deyip yarın gerçekleştirilecek olan Ford Snowboard Dünya Kupası’nı da yeniden meraklılarına hatırlatmak istiyorum. Erciyes’te spor turnuvaları mart boyunca devam edecek.

Tabii ailecek kendi eğlencenizi yaratmanız da mümkün Erciyes’te. Tekir Kapı’da kızakla kayak yaparak neşeli kahkahalara eşlik etmeniz ya da daha zor pistlerden Hisarcık’ta sessizliğin muhteşem sesini dinlemeniz de... Tabii mutlaka kasklarınızı takarak, Erciyes’te kayanlar için kask takmak zorunlu zaten...

“Günboyu kaydım, ama bana yetmedi” diyenler için, cuma ve cumartesi akşamları aydınlatılmış pistlerde gece kayağı da yapılıyor dağda. Aklınızda bulunsun...

Bu arada, Erciyes notlarımı yazmakta olduğum şu dakikalarda pek çok il gibi, İstanbul için de kar gündemde... Beyazlar içinde geçen bir “Hafta Sonu Molası”nın ardından, arkamı dönüp gelmesi öyle zor geldi ki bana, birazını ceplerimde İstanbul’a da getirdim galiba karın, diye düşünüyorum doğrusu...

Kayseri'ye zaman ayırın...

Erciyes molanızda yolunuz illa ki Kayseri’den geçecek, eğer kültür meraklısı bir gezginseniz tatilinizin bir bölümünü de şehir merkezine ayırmanızı öneririm. Ticaretiyle öne çıkan kentimizden Kale’nin; Saat Kulesi’nin ve Atatürk Anıtı’nın yer aldığı Cumhuriyet Meydanı’nı, kümbetleri, bazıları müzeye dönüştürülmüş olan medreseleri, ticaretin kalbinin attığı Kapalıçarşı’yı, yukarıda resmini görebileceğiniz; kilimleriyle meşhur Bedesten’i görmeden ayrılmayın... Eğer vaktiniz varsa yakın çevrede de pek çok doğa güzelliği var. Bunlardan ilk aklıma gelen se baharda muhteşem olacağını düşündüğüm Kapuzbaşı Şelaleleri.

Sevdiklerime hediye ne alsam?

Kayseri'de valizlerin “taşınabilir” lezzetlerle dolması garanti. Şehir merkezinden pastırmanızı alır mısınız, almaz mısınız bilemem, ama tadacağınız kesin... Bölgenin simgelerinden Soğanlı bebekleri de hoş bir hediyelik; ister Kayseri’den, ister Erciyes’ten edinebilirsiniz. Alışverişlerinizi Erciyes’ten yapacaksanız kayak temalı magnetlere ve toprak kaplara da göz atmanızı öneririm. Kayseri’de eskiler peynir almak için “Hadi Erciyes’e gidelim” derlermiş, özellikle salamura inek peyniri ve tereyağları hoş. Pestil, tarhana, kesme makarna gibi yöresel lezzetleri Erciyes’te de bulabilirsiniz.

Mutfak gözünüzü kamaştıracak

Ee, Kayseri’deyiz, Anadolu’nun en özel mutfaklarından biri burada... Bir kere sucuk ekmek şart; o artık bir Erciyes geleneği olmuş. Tabii sucuklar o kadar lezzetli ki ben anmasam da yiyeceğiniz kesin. Erciyes’teki kimi tesislerde; Kayseri’de ise pek çok lokantada bulabileceğiniz geleneksel tatlar arasında Develi cıvıklısı denilen pide ve yine bir tür hamur işi olan yağlama öne çıkıyor. Kayakta enerji lâzım, kalorisini filan boşverin, deneyin bence. Ya mantı? Mantısız Kayseri ziyareti olur mu? Sosu İstanbul’da alıştıklarımızdan biraz daha sulu tutulan mantıyı dilerseniz kuru olarak sevdiklerinize de getirebilirsiniz. Benim favorimse yaprak sarma... Onun özelliği de yine salçalı sosunda saklı. Benzer bir sosla süslenen ve yuvarlak yapılan içli köfte de sofraların baştacı olan yemeklerden. Eklemeden geçemeyeceğim, Erciyes’teki tesislerde tattığım ballarının tadı da kendine özel.

Kış sporlarının içine kültür turunu katın!

Erciyes öyle bir bölgede ki buraya yapılacak kayak temalı bir “Hafta Sonu Molası”, kolaylıkla uzatılıp kültür-spor tatiline ya da yetkililerin verdiği isimle “Kültür Kayağı”na dönüştürülebilir. Kayseri merkezde çıkacağınız turun yanında, yaklaşık bir saat uzaklıktaki “Güzel Atlar Ülkesi” Kapadokya da sizi bekliyor bu seyahatte... Kapadokya; bundan milyonlarca yıl önce, volkanik karakterli Erciyes’in patlamaları sonucu bölgeye yayılan tüfl erin, zaman içinde su ve rüzgârın etkisiyle aşınmasıyla meydana gelen peribacalarıyla görenleri her seferinde kendine hayran bırakmayı başaran bir coğrafya. Erciyes’e kadar gelmişken; Ürgüp, Göreme, Uçhisar, Avanos, Çavuşin gibi ilginç durakları olan Kapadokya’ya da uğramanızı mutlaka öneririm. Dilerseniz burada çömlek atölyelerinde alışveriş yapabilir ya da el becerinizi deneyebilirsiniz... Peribacalarının içindeki kiliseler ve fresklerin size sunacağı zaman yolculuğu da cabası...