Faizler yükseldi mortgage unutuldu

Faizler yükseldi mortgage unutuldu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Orta ve dar gelirlileri ev sahibi yapmak amacıyla, büyük beklentilerle 6 Mart 2007 yılında uygulamaya giren Mortgage Yasası, inşaatçıların yüzünü güldürmedi. Yasa, ağırlaşan ekonomik koşullar ve artan kredi faizleri nedeniyle konut sektöründe beklenen canlılığı yaratamadı. En düşük faiz oranının 1.50'ye yaklaştığı bugünlerde konut alımlarının yüzde 30 oranında azaldığı belirtiliyor. Konut sahibi olmak isteyenler, artan faizlerden dolayı bankalardan aradıklarını bulamayınca satıcı firma, imkanlarıyla borçlanarak ev sahibi olmayı tercih ediyor. Mortgage sistemini mevcut haliyle "ölü doğmuş bebeğe" benzeten inşaat firmaları da sistemin bu haliyle kendilerinden çok bankalara faydalı olduğu görüşündeler. 2008'de faizlerde düşüş olmayacağını kaydeden firmalar, ancak ilerleyen dönemlerde yasayı destekleyici yönetmeliklerin tamamlanması, faiz oranlarının istikrarlı bir şekilde düşmesi, vadelerin uzaması ve ikincil piyasaların devreye girmesi ile birlikte mortgage sisteminin konut piyasasına ve insanların konut alım gücüne olumlu etkiler sağlayabileceğini belirtiyorlar. Mortgage sisteminin gelişmesinin, sektöre olduğu kadar aynı zamanda ülke ekonomisine de büyük katkılar sağlayacağını ifade eden firma yetkilileri, her yıl 600 bin konuta ihtiyaç duyan Türkiye'nin, şu anda 25 milyar dolar olan konut kredi pörtföyünün, önümüzdeki yıllarda artarak 100 milyar dolar seviyelerine ulaşacağını dile getiriyor. Ofton İnşaat: Sistem bankalara hizmet veriyor Dünya ile karşılaştırıldığında sistemde hala birçok eksiğin bulunduğunu belirten Ofton İnşaat Pazarlama Müdürü Ercüment Albayrak, mortgagenin bu haliyle "hüsran" olduğunu söyledi. Sistemin bu haliyle sadece bankalara hizmet verdiğini ifade eden Albayrak, bankaların mortgage sistemini bir kenara atıp kendi kar kaygılarını gözetir hale geldiğini savundu. Albayrak, "İlk çıktığı zaman alternatif satış sistemi sunacağı için umutluyduk. Ancak faizlerin yüzde 2'lere doğru artığı bir ortamda mortgage sistemini oturtmak çok zor. Bu durum da inşaat firmalarını zorluyor. Pazar payı çok daraldı. Firmalar artık yeni yatırımdan ziyade yatırımlarına yatırım yapmaya çalışıyorlar" dedi. Firmaların, bankalarla anlaşarak veya özkaynaklarından fedakarlık yaparak düzenledikleri kampanyalarla konut satmaya çalıştığını bildiren Albayrak, bunu da kar düzeyi çok yüksek olan firmaların yapabildiğini söyledi. Ant Yapı: Dünyadaki mortgage krizi etkiledi Firma olarak, yaklaşık 10 yıldır mortgage sisteminin takipçisi konumunda olduklarını söyleyen Ant Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Okay, 'kira öder gibi ev sahibi olma imkanı' olarak tanıtılan mortgagenin heyecan verici olduğunu söyledi. Buna karşın, son bir yıldır dünyada yaşanan mortgage krizi ve Türkiye'de faizlerin yeniden yükselişe geçmesi ile mortgage'nin beklenen ilgiyi görmediğini dile getiren Okay, "Aylık yüzde 1'lere düşmesi beklenen konut kredi faizlerinin yüzde 1,50'leri geçmesi, insanların peşin ya da satıcı firma imkanları ile borçlanarak ev sahibi olmayı tercih etmeleri sonucunu doğuruyor" dedi. Bu yıl kendilerinden konut kredisiyle konut alanların sayısının yüzde 30-35 oranında azaldığını bildiren Okay, dalgalı günlerin sakinleşerek piyasaların oturmasını beklediklerini, buna göre bankalar ve mortgage kuruluşları ile yeniden değerlendirme yapmayı düşündüklerini kaydetti. Soyak: Mortgage işlerlik kazanmadı Mortgage'ın tüketicilerin alım gücüne katkı sağlayıp pazarı büyütmesini beklediklerini dile getiren Soyak CEO Vekili Emre Çamlıbel, "Ancak gerek tüketicilere vergi teşviki sağlanmamış olması, gerek ise ikincil piyasaların henüz devreye girmemiş olması nedeniyle henüz tam olarak işlerlik kazanamadı" dedi. Öte taraftan mortgage sisteminin önündeki en büyük engelin yüksek faiz oranları olduğunu kayeden Çamlıbel, bunun da konut sektöründen bağımsız olarak genel makro ekonomik politikalar kapsamında bir konu olduğunu söyledi. Ancak ilerleyen dönemlerde yasayı destekleyici yönetmeliklerin tamamlanmasıyla, mortgage sisteminin konut piyasasına yönelik olumlu etkilerinin görüleceğini kaydeden Çamlıbel, "Türkiye'deki konut firmaları satış argümanları arasında farklı ödeme alternatiflerini müşterilere sunmaktadırlar. Bunlar arasında, nakit ödeme, sabit taksitli ödeme, artan taksitli ödeme, ara ödemeli gibi seçenekler bulunmaktadır. Mortgage sistemi içerisinde ikincil piyasaların, Türkiye'de çalışmaya başlamasıyla birlikte, farklılaşan satış argümanları da giderek artacaktır" diye konuştu. Türkiye, en yüksek faiz oranına sahip ülkelerden biri Garanti Bankası: Mortgege kredilerinde yavaşlama var Garanti Mortgage Genel Müdür Yardımcısı Umur Güven, Garanti Bankası olarak, 2007 yılı içerisinde konut kredisi portföylerini yaklaşık 1.5 milyar YTL büyüterek toplam 4.1 milyar YTL seviyesine getirdiklerini söyledi. Böylece yılı lider olarak tamamladıklarını belirten Güven, "2008'in ilk 7 ayında yaklaşık 1.5 milyar YTL kredi kullandırdık ve piyasanın gerçekleriyle bağdaşmayan bir faiz oranı rekabetine rağmen, lider konumumuzu sürdürmeye devam ediyoruz" dedi. Mortgage piyasasının gelişebilmesi için faiz oranlarının seviyesinin önemli olduğuna işaret eden Güven, Türkiye'nin dünyada en yüksek faiz oranlarına sahip ülkelerden biri olduğuna dikkat çekti. Bu yılın ilk 3 ayında mortgage kredileri hacminin haftada ortalama 230 milyon YTL artarken, ikinci çeyrekte bu tutarın 178 milyon YTL'ye düştüğünü belirten Güven, şu an sektörde duraklamadan ziyade bir yavaşlamanın söz konusu olduğunu bildirdi. Türkiye'nin konut kredilerinde 3-4 yıl içinde hızlı büyüme gösterse de daha yolun çok başında olduğunu kaydeden Umur Güven, "Bu pazarın büyüklüğüne ülkelerin milli gelirlerine olan oranları ile baktığımızda İsviçre, Danimarka gibi ülkelerde milli gelirlerinden daha fazla mortgage kullanımı varken, bu oran ABD'de yüzde 65, Avrupa Birliği üye ülkelerinde ortalama yüzde 50, Avrupa Birliği'ne en son katılan Hırvatistan, Macaristan gibi ülkelerde bile yüzde 10-15 seviyelerinde. Türkiye'deyse ise 4'ler civarında, yani hala gidilecek çok yolumuz var. Mortgage yatırımlarımızı uzun vadeli bir bakış açısıyla yapmaya devam edeceğiz" dedi. Yapı Kredi: Gelen taleplerde daralma var Yapı Kredi olarak 2007 yılı içerisinde yaklaşık 1,5 milyar YTL tutarında konut kredisi verdiklerini söyleyen Yapı Kredi Konut Finansmanı Pazarlama Bölüm Başkanı İsmet Erdem, 2008 yılının ilk 6 ayında verdikleri konut kredilerinin toplamının 1 milyar YTL'nin üzerinde olduğunu kaydetti. Ancak tüketicilerin yüzde 70'inin en fazla "faizler" konusunda olduğunu dile getiren Erdem, "Oranlardaki artışlar talepte doğal olarak bir gerileme yaratıyor. Bankamıza gelen taleplerde de, piyasaya paralel olarak yüzde 20'ye varan bir daralma var" diye konuştu. Türkiye'de kurulmaya çalışılan mortgage sisteminin henüz yurtdışındaki başarılı örneklerinde olduğu gibi halkın büyük bir kısmını ev sahibi yapacak düzeyde işlemediğini belirten Erdem, bunun önemli sebepleri arasında ekonomik istikrar ortamı ve kredilerin menkul kıymet kağıtları haline dönüştürülmesinin yer aldığını söyledi. Erdem, "Bu konuda çalışmalar devam etmekle birlikte henüz hiçbir banka, tüketicilere verdikleri kredileri paketleyerek uzun vadeli yatırım yapmak isteyen yerli ve yabancı yatırımcılara satmak yoluna gitmedi. Bu satışlar ya da ihraçlar sağlandığı taktirde, bankaların yeni konut kredileri vermeleri için gerek duydukları likidite daha ucuz maliyetle sağlanacak" dedi. Bir diğer neden olarak da yetersiz konut arzını gösteren Erdem, konut finansmanı kültürünün olmaması ve devlet teşviklerinin yetersizliğinin de mortgage'nin yeterince gelişmesini engelleyen etkenler arasında gösterdi. İş Bankası: Konut finansmanın gelişmesi zaman içinde olacak 2007 yılında yaklaşık 1.9 milyar YTL konut kredisi kullandıran İş Bankası, 2008 yılında ise 900 milyon YTL'lik kredi kullandırdı. Bankadan yapılan açıklamaya göre konut kredisi kullanımının, faiz oranlarıyla ve beklentilerle doğrudan ilgili olduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: "Sektör, 2008 yılının ilk 3 ayında geçen yıla göre canlı bir dönem geçirdi. Ancak faiz artışlarının paralelinde hacimlerde ciddi düşüşler oldu. İlk 3 ayda net bakiye artışı 3 milyar 79 milyon YTL olurken ikinci 6 ayda bu artış 2 milyar 378 milyon YTL'ye geriledi. Hacimlerde 1/3 oranında düşüş söz konusu." Türkiye'nin konut finansmanı sisteminde henüz işin başında olduğu belirtilen açıklamada, bu nedenle konut finansmanı sisteminin tüm unsurlarıyla birlikte çalışır hale gelmesinin zaman alacağı kaydedildi. Konut finansmanının gelişebilmesi için bankaların yeni ve uzun vadeli kaynaklar bulabilmelerinin büyük önem taşıdığının aktarıldığı açıklamada, "Kısa dönemde Türkiye'de ikincil piyasa işlemlerinin olması çok zor gözüküyor. Ülkemizin barındırdığı potansiyel göz önünde bulundurulduğunda orta ve uzun vadeli beklentilerimiz son derece olumlu. Ülkemizde yılda yaklaşık 500 bin adet konut ihtiyacı var. Faiz oranlarının düşmesi, vadelerin uzaması ve ikincil piyasaların gelişmesiyle birlikte önümüzdeki 3 yıl içerisinde 100 milyar doların üzerinde bir konut kredisi stokunun oluşacağını beklenmenmektedir" denildi.