Kur riski üzerinizde, dalgalanma sürecek, kendinizi korumaya alın

Kur riski üzerinizde, dalgalanma sürecek, kendinizi korumaya alın

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KAYSERİ - Küresel dalgalanmanın devam edeceğini ve yurtdışı piyasalarla aynı paralelde hareket eden Türkiye'de kur riskinin piyasa ve dolayısıyla sanayiciler üzerinde olduğunu söyleyen Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, iş aleminden ihtiyatı elden bırakmadan kendilerini koruma altına almasını istedi. Yılmaz, ABD ekonomisinde yaşanacak daralmadan AB'nin, AB ekonomilerinin yaşanacağı sorunlardan da dolaylı olarak Türkiye'nin de etkilenebileceğini anlattı. Beklentilerin daha da kötüleşmesi halinde başka piyasalardaki kayıplarını telafi etmek isteyen yabancıların çıkışa geçebileceğini hatırlatan Başkan Yılmaz, "Bankacılıkta açık pozisyon riski yok ama özel sektör borcunun bankalar üzerinde dolaylı kredi riski oluşturduğu unutulmamalı. Geliri YTL olan firmaların kur riskini çok iyi yönetmeleri gerekiyor" dedi. Kayseri Sanayi Odası ve DÜNYA Gazetesi işbirliği ile düzenlenen konferansta işadamlarına seslenen Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, kur riskinin etkin yönetilmesini sağlayacak mekanizmalar oluşturulması gerektiğini ifade etti. Yılmaz, artan finansal mühendislik, paketleme ve pazarlamaya dayalı iş modeli, gözetim ve denetim zaafiyeti, arbitraj fırsatları, düşük faizin yarattığı geniş kredi olanakları, aşırı risk iştahının sonucunda ABD mortgage piyasası kaynaklı çalkantının küresel piyasaları etkilediğini belirten Yılmaz "Dalgalanmanın boyutu 2006 yılında yaşanan dalgalanmanın boyutundan daha büyük. Açıklanan ekonomik veriler finansal piyasalarda yaşanan gelişmelerin reel sektöre de yayılmaya başladığına dair sinyaller veriyor" diye konuştu. Yaşanan dalgalanmanın gelişmekte olan ülkelerin risk primlerini artırdığına işaret eden Yılmaz, 2006 yılında alınan para politikası tedbirlerinin sonucu olarak Türkiye'nin risk priminin daha istikrarlı bir seyir izlediğini kaydetti. Yılmaz, 2008'in ilk aylarında gelen verilerin finansal piyasalarda yaşananların Türkiye'nin ihracatını etkilemediğini vurgulayarak konuşmasında şu noktalara işaret etti: .Yurtdışından kredi kullanımı azalabilir: Finansal dalgalanmaların Türkiye üzerindeki etkilerinin ticaret kanalı (dıs talep) ve sermaye akımları (portföy ve kredi) yoluyla ortaya çıkacağı tahmin edilmektedir. Türkiye ekonomisinin baslıca ihracat pazarlarının Avrupa ülkeleri olması, ABD kaynaklı bir ekonomik durgunluğun etkilerini azaltsa da, bu durgunluğun Avrupa ekonomileri üzerindeki ikincil etkileri yakından takip edilmektedir. Finansal piyasalarda risklerin fiyatlanmasında güçlük yaşanması nedeniyle, yurt içi bankaların ve reel sektörün yurt dışı piyasalardan kredi kullanımında azalma olabileceği ve bunun iç talebi sınırlayabileceği öngörülmektedir. .Reel sektör bankalar üzerinde risk: Bankacılık sektörü, risk oluşturacak bir yabancı para açık pozisyonu taşımıyor. Bankaların yabancı para cinsi net pozisyonları, öz sermayelerine oranla düşük seviyededir. Bankaların kısa vadeli yabancı para likidite yeterlilik oranları, %80 olarak belirlenen yasal oranın oldukça üzerinde seyretmektedir. Son dönemde küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalar likidite riski yönetiminin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu kapsamda bankalar açısından etkin likidite yönetiminin özenle sürdürülmesi büyük önem taşıyor. Son dönemde küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalar likidite riski yönetiminin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu kapsamda bankalar açısından etkin likidite yönetiminin özenle sürdürülmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, reel sektörün yabancı para cinsinden açık pozisyonunun bankacılık sektörü için dolaylı kredi riski oluşturduğu unutulmamalıdır. .YTL geliri olan riskini iyi yönetsin: Banka dışı kesimin yabancı para açık pozisyonu 2007 yılının 2. çeyreğinde 51 milyar ABD Doları düzeyindeydi. Kur riski her iki yöndedir. Firmaların tek yönlü kur varsayımlarında bulunmamaları, çeşitli finansal araçların yardımı ile kendilerini kur riskine karsı korumaları önem taşımaktadır. Geliri yabancı para cinsinden olan firmaların (ihracat, turizm v.b.) kur riskine karşı doğal bir korumaya sahip oldukları düşünülebilir. Sektörel analizler bu tür bir doğal korunma eğiliminin varlığına işaret etmektedir. Doğal korunmaya ek olarak vadeli ve türev işlemlerle de kur riski sınırlandırılabilir. Geliri YTL olan firmaların ise kur riskini çok iyi yönetmeleri gerekmektedir. . Orta vadede kredi kullanımı artmalı: Hane halkının 1,5 milyar dolar borcu var. Tahsili gecikmiş alacakların oranı ise yüzde 1,2. Türkiye kalkınacaksa kredi olanaklarının ve kullanımının artması lazım. Şimdi çalkantı ile talebin azalması iyi ama Türkiye büyüyecekse kredi kullamını orta vadede artmalı. .Reformlar sürmeli: Mali disiplinin kararlılıkla sürdürülmesi ve yapısal reformlara kesintisiz bir biçimde devam edilmesi büyük önem tasımaktadır. Yurt dışı kaynaklı risklerin belirginlik kazandığı son dönemde, mali disiplinden sapma olacagına yönelik izlenimlerin ortaya çıkması halinde Türkiye ekonomisine ilişin risk algılamalarında bir bozulma olabileceği unutulmamalıdır. Merkez Bankası, orta vadeli enflasyon ve para politikası görünümünü oluştururken, gelişmiş ülkelerin iktisadi faaliyetlerindeki yavaşlamanın yumuşak bir sekilde gerçeklestigi ve bu çerçevede ülkemiz piyasalarının önemli bir portföy şokuna maruz kalmadığı bir senaryoyu temel almıştır. Ancak küresel ekonomide sert bir yavaşlama olma riski de gözardı edilmemeli. Böyle bir senaryonun gerçekleşme olasılığı, portföy hareketleri ve döviz kuru kanalıyla kısa vadede enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir risk oluşturur. .Hedefe daha yakın zamanda yaklaşırız: Yılın son çeyreğinde kuraklık ve enerji fiyatlarındaki artışlar enflasyondaki düşüş eğiliminin duraksamasına neden oldu. Hizmet grubundanki yavaşlama eğilimi katılığın kırılmaya başladığını göstermesi açısından sevindirici. Gıda fiyatları enflasyondaki düşüş sürecini yavaşlatan temel unsurlardan biri. 2008 Şubat ayında gıda grubunun yıllık enflasyoan katkısı 3,7 puan. Mart ayı birinci beklenti anketinde 12 aylık enflasyon beklentisi yüzde 6,03, 24 aylık enflasyon beklentisi yüzde 5,32. Merkez Bankası'nın 2009 beklentisi ise yüzde 5,8. Biz hedefe daha yakın siz daha uzun sürede hedefe yakınlaşacağımızı düşünüyorsunuz. SORU KISMI Soru: ABD'de alınan tedbirler ABD'nin bu krizden çıkmasına olanak sağlayacak mı? Cevap: Dalgalanmanın boyutu artarak devam edecek. Soru: Mali disiplinin önemini vurguladınız. Ancak mali seçimler sırasında yerel yönetimler reform maliyetini bizzat Başbakan tarafından 4 milyar YTL olarak açıkladı. KÖYDES için de 1,5 milyar dolar ayrılması uygun görüldü. İlk yıl maliyet 5 milyar YTL olacak. Bu da SSK primlerinin maliyetini perçinliyor. Hükümet bu durumda mali disiplin sağlayabilir mi? Bu söylediklerinizin hepsi bir arada yapılırsa elbette sağlayamaz. Bizi bugünlere getiren, fabrikalarımızın bacaları tütüyorsa, insanlarımızın huzuru var ise biz buraya sıkı maliye para politikası, hesaplar kitaplar ile geldik. Buralardan kesinlikle taviz vermememiz projelerin hepsi bir anda olursa elbette mali disiplinler bozulur. Fakat ben şahsen bunların bir anda yapılacağını düşünmüyorum. Ve yapılmaması gerektiğini de söylüyorum. Soru: Merkez Bankası ihracatçıyı korumak için neler yapıyor? Cevap: Merkez Bankası'nın ihracatçıyı korumak için özel olarak yaptığı herhangi bir şey yok. Bizim sanayicimize yapacağımız katkı fiyat istikrarını sağlamak. Biz belirsizlikleri ortadan kaldırdığımız zaman siz adımlarınızı belirleyeceksiniz. Sizlere yapacağımız katkı bu olur. Soru:İstanbul'un finans merkezi olması için ne gerekiyor? İstanbul tarihi miras baktığımız zaman finans merkezi olmaması için bir neden yok. Ama olsun demekle olmaz. Yapılması gerekenler var. İzlenimler Sanayici Mehmet Şimşek'i eleştiriyor . Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın Kayseri Sanayi Odası ve DÜNYA Gazetesi işbirliği ile düzenlediği toplantıya katılım yüksekti. Hilton Oteli'nde yapılan toplantıya yaklaşık 400 işadamı katıldı. . Başkan Yılmaz'a yaklaşık 100 soru geldi ve 50'sini doğrudan cevaplayabildi. . Sanayicilerden en çok kur seviyesi ile sorular geldi. Sanayicinin, dolar ne olacak Euro nereye gidecek sorularına Başkan Yılmaz, bunlar zor sorular diyerek Banka tarafından ayda iki defa açıklanan Beklenti Anketi'ni işaret etti. . Kayserili işadamları özlelikle kabinedeki bazı bakanların Merkez Bankası üzerinde faiz indir baskısı oluşturmasından rahatsız. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ı reformist bir bakan olarak gören işadamları, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'i ise eleştirerek değerlendiriyor. . Bakan Şimşek'in Anadolu'ya gelerek kendilerini daha iyi dinlemesi gerektiğini söyleyen işadamları "Niğde'nin toprağını görmeden, Kayserili mobilyacıları dinlemeden bu iş olmaz" diyor. . İşadamları hükümetin öncelikle istihdam paketini, vergi reformunu çözüme kavuşturmasını bekliyor. Yılmaz'dan satır başları . Önceki gün ekonomiden sorumlu bakanlarımız mali disiplinden taviz verilmeyecek dediler. Bunu söz olarak kabul ediyoruz. . Bütçenin dışına çıkılırsa sorun yaşarız. . Anahtar düzenleme sosyal güvenlik reformudur. . Bankacılıkta açık pozisyon riski yok ama reel sektörün 51 milyar dolarlık açık pozisyonu bankalar üzerinde kredi riski oluşturuyor. . Kur riski sizin ve piyasanın üzerinde dikkat edin. . Şimdiye kadar finansal piyasalardaki dalgalanma dış talebi etkilemedi. . 2006'da dünyadan ayrılmıştık, şimdi dünya ile beraber hareket ediyoruz. . 2006'daki parasal sıkılaştırmanın meyvelerini topluyoruz. . Fiyat istikrarını sağlarsak işadamlarımızın yatırım yaparken vereceği karardan enflasyonu çıkarmış olacağız. . Fiyat istikrarı ile büyüme birbirine alternatif değildir. . City of London'ın İngiltere'nin milli gelirine katkısı yüzde 7-8 düzeyinde. Böyle bir katkıyı herkes ister. . Cari açığımızın yüzde 50'sini doğrudan yatırımlar, kalanını uzun vadeli portföy yatırımları finanse ediyor. Gelen sıcak paranın payı çok azaldı. Boydak, "Bakanlar MB üzerinde baskı kurmasın" Kayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak, özellikle son dönemlerde izlenen ekonomik politikalar ile Merkez Bankası'nın siyasetten bağımsız hale gelen yönetimi ile istikrarın, büyümenin daha hızlı olacağı dönemlere taşıyacağına inandıklarını ifade etti. Boydak, "Merkez Bankası'nın bağımsızlığı esasında önemli olmakla beraber, yazılı yasalardan çok uygulamaya ve uygulamanın yaratacağı saygı ortamını da önemsememiz gerektiğini düşünüyoruz." dedi. Merkez Bankası'na yönelik eleştirilere de değinen Boydak, "Son dönemde reel sektör temsilcilerinin hatta kabinedeki bazı bakanların dahi, faizlerin yüksekliği konusundaki eleştirilerini hatta zaman zaman haddi aşan söylemleri duyuyoruz. Bu konuda zannediyoruz MB yönetimi elinde bulunan parametrelere göre davranmakta ve özellikle faiz indirimi veya artırımı kararlarını hükümetimizin reform, bütçe uygulamaları, dünya piyasaları, piyasalar gibi hususları dikkate alarak uyguladığını biliyoruz. Şunu hepimiz kabullenmeliyiz ki kısa süreli iyimserliklerden iş alemi hiçbir zaman artı değer yaratamamıştır." diye konuştu.