Kuzey Ren-Vestfalya, hazır giyim yatırımcılarını bekliyor

İHKİB’in ev sahipliğinde düzenlenen “Türk Dış Yatırımları Paneli”nin 13’üncüsünde, Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nin yatırımcılara sağladığı avantajlar ile bürokratik yapının işleyişi tartışıldı, bölgedeki yatırımcıların deneyimleri paylaşıldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AYLİN RANA AYDİN

İSTANBUL - DÜNYA Gazetesi Türk Dış Yatırımları Paneli’nin 13’üncüsü İstanbul’da gerçekleştirildi. Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nin Ekonomik Kalkınma Ajansı NRW Invest ve İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) işbirliği ile düzenlenen panelde, eyaletin yatırımcılara sunduğu fırsatlar ile burada gerçekleştirilecek bir yapılanmanın firmalara sağlayacağı stratejik avantajlar ele alındı.

Moderatörlüğünü DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Talip Aktaş’ın yaptığı panelin açılışında konuşan İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Almanya’nın hazır giyim sektörü için önemli bir pazar olduğunu vurguladı ve sektörün ihracat yöneldiği 1980’li yıllarda ilk pazarın bu ülke olduğunu vurguladı. Halen 17 milyar dolarlık hazır giyim ihracatının 5’te 1’ini Almanya’ya yaptıklarını dile getiren Tanrıverdi, “Türkiye’den Almanya’ya yerleşmiş iş insanları sayesinde ciddi yatırımlar oldu. Son dönemlerde yaşanan siyasi birtakım sorunlar var ama bunların dönemsel olduğunu düşünüyorum. Ticaretin siyasetin dışında olması gerektiğine inanıyoruz. Kısa vadede etkilenmeler olsa da uzun vadede olacağını sanmıyorum” diye konuştu. Almanya’nın Ar-Ge, inovasyon ve Endüstri 4.0 uygulamalarında ilk sıralarda yer aldığını belirten Tanrıverdi, “İşbirlikleri ile sektörün katma değerini daha da artacağına inanıyoruz. Almanya’dan öğreneceğimiz çok şey var. İthal ettiği ürünlerin çok daha fazlasını ihraç ediyor. Birlikte çalışmaktan kârlı çıkacağımızı düşünüyorum” dedi.

NRW Invest Türkiye Masası Sorumlusu Raoul Frings de konuşmasında, Türkiye’nin Almanya’nın önemli ticaret ortaklarından biri olduğunu ve aralarında İHKİB üyelerinin de bulunduğu çok sayıda Türk firmasının son yıllarda Almanya ve özellikle Kuzey Ren-Vestfalya bölgesinde yatırım yaptıklarını anlattı. Frings, bölgenin yatırımcılara sunduğu olanakların Avrupa ve dünya pazarlarına açılmada önemli avantajlar sağladığını kaydetti.

NRW Invest rehberlik yapıyor

Kuzey Ren-Vestfalya bölgesine yatırım yapmak isteyenlere yatırım süreçleri boyunca rehberlik yaptıklarını kaydeden NRW Invest Türkiye Temsilcilik Müdürü Adem Akkaya da, “Yatırım yapmak isteyenlere yatırım süreçleri boyunca rehberlik yapıyor ve bürokratik destek veriyoruz. Almanya’ya açılmak isteyenlere deneyimleri aktarıp nelere dikkat etmeleri gerektiğini söylüyoruz” dedi. Bu yıl 40 kadar firmaya refakat ettiklerini vurgulayan Akkaya, Avrupa’daki en büyük metropol bölge olarak bilinen Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nde, 15 binin üzerinde yabancı firmanın faaliyet gösterdiğini anlattı. Akkaya şöyle devam etti: “Bütün yabancı yatırımcılar başta Japon, Çinli ve şimdi de Türk firmaları Avrupa merkezlerini buraya kuruyorlar, buradan Avrupa ticaretlerini yönlendiriyorlar. Almanya’daki doğrudan yabancı yatırımlarının yüzde 27’ye yakını burada yapılıyor. Almanya’ya giden ürünlerin yüzde 24,5’i Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’ne gidiyor. Almanya’dan gelen ürünlerin yüzde 18’i de Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nden geliyor.”

Açılış konuşmaları ve sunuşların ardından NRW merkezli Komutax Yeminli Mali Müşavirlik’ten Cevdet Kocaş da, bölgede kurulacak ticari yapılara ilişkin yasal süreçler hakkında bilgiler aktardı.

‘Sistemi bilen insanlarla çalışmak gerekiyor’

Toplantıda daha sonra, bölgede yatırımı bulunan Türk şirketlerinin temsilcileri iş deneyimlerini aktardılar. Şahinler Holding’in NRWKuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nde yakaladığı fırsat ve başarıları değerlendiren Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, “Kuracağınız teşkilatta mutlaka sistemi bilen insanlarla çalışmalısınız. Pazarlarken de mutlaka Almanya’yı bilen insanlarla çalışacaksınız. Oradaki şirketiniz Alman şirketi ve Alman teşkilatınız olmalı. Ama Almanya’nın kurallarına uyan bir Alman gibi olmanız lazım” tavsiyesinde bulundu. Türklerin yaptığı hatalardan birinin de uzman olmayan akrabalarını belirli pozisyonlara yerleştirmesi olduğunu belirten Şahin şöyle konuştu: “Artık üniversiteleri bitirmiş yönetici olabilecek Türk ve Alman kültürüne sahip gençler var. Oraya gittiğinizde onların anlayacağı bir pazarlama stratejisi kurmak gerekli. Yatırım yapana Almanlar iyi bakar. Yerel yöneticiler ve siyasiler de bu yatırımları destekliyor. Almanya Avrupa’nın en düzenli ve en büyük pazarı olan yer. Avrupa’ya açılan kapı Almanya’dan olmalı. Almanya’dan diğer Avrupa ülkelerine de ticaret yapmak çok kolay.”

‘Türk yatırımcının aklına ilk Almanya gelmeli’

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Fayat da, “Türkiye’den yurt dışına yatırım yapmak isteyen bir girişimcinin aklına ilk önce Almanya gelmeli” görüşünü dile getirdi. Şeref Fayat, “Türkiye daha yüksek katma değerli ürünleri satma sürecine girmek zorundayken son 1,5 yıldır tam tersini yaşıyoruz. Birçok firmamız Doğu Avrupa’da yer bakıyor, yatırım yapıyor. Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa’nın bizim için kapasite yaratmak adına potansiyel bir tehlike olduğunu söylüyorum” ifadelerini kullandı.

‘Büyük moda markaları Alman pazarının bir kısmına hakim oldu’

1978’den beri ihracat yaptıklarını ve buna Almanya’dan başladıklarını kaydeden Nova Fashion Group Yönetim Kurulu Başkanı Haldun Boz da deneyim ve gözlemlerini şu sözlerle dile getirdi: “Edindiğimiz tecrübeye dayanarak 2009 yılında yavaş yavaş Almanya’da pazarın değişmeye başlamasıyla farkettik ki bazı klasik müşteri grupları pazarda zorlanmaya başladılar. Bunun nedeni de Almanya’da ikinci ya da üçüncü neslin tekstil işine devam etmek istememesi. Global markaya dönüşmeye başlayanlar bu işten kurtulup güçlenerek çıkmayı başardı. Pazarda tedarikçi olarak yer alıyorsanız müşterilerinize rakip olmamalısınız. Biz satarak para kazanarak o işten çıktık. Bir bakıyoruz şu anda Almanya’da ve Avrupa’nın genelinde de var bu süreç; markalar satışta ve teklifler de geliyor.” Almanya’ya yatırım yapmak isteyen tekstil firmalarının Almanya’da veya diğer AB ülkelerinde ismi olan markalara yatırım yapmalarını öneren Haldun Boz, “Başarmak için mutlak surette Türk devletinin de verdiği ciddi teşviklerle yatırım yapmak isteyenlerin güçlü bir perakende işine girmelerini tavsiye ederim. Birkaç yıl içinde Sanayi 4.0’ın sektörümüze de çok ciddi etkileri olacağına inanıyorum” diye konuştu.

‘Marka olmak kolay değil’

1985 yılında Türkiye’de günlük bin 500 gömlek üreten atölyeyle ortaklık kurduğunu söyleyen Zamate Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirket Müdürü Dilek Aydın Ekincioğlu, “2012 yılında da Almanya’da şirketimizi kurduk. Markalaşma yoluna girdim, 5 yıldır çabalıyorum ama marka olmak kolay bir şey değil. Çünkü, üretmek çok kolay ama kendi ürününü üretip satmak ve insanlara kabullendirmek çok zor. Ben bunu başarmak için uğraşıyorum” diye konuştu. Bu yıl politik sebeplerden dolayı ticarette zorlandığını belirten Ekincioğlu, “Dünyaya açılalım. Kuzey Ren- Vestfalya Eyaleti ticaret anlamında her yere ulaşımın olduğu bir bölge” dedi.