Mali disiplini korumak için Brezilya modeli

Mali disiplini korumak için Brezilya modeli

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) uzmanlarından Ege Boran, Türkiye'nin mali disiplini sağlama ve koruma amacıyla, Brezilya'nın 2000 yılında uygulamaya koyduğu düzenlemeye benzer bir 'mali sorumluluk düzenlemesi' yapmasını önerdi. Boran, bu konuda hazırladığı politika notunda, mali sorumluluk düzenlemesinde Brezilya örneğini ele alarak, Türkiye'ye uygun bir düzenlemenin unsurlarının ne olması gerektiği konusunda görüşlerini dile getirdi. Boran'ın yaptığı çalışmada yer alan bilgilere göre Brezilya, 1997 yılındaki Asya ve 1998 yılındaki Rusya krizleriyle derinleşen küresel krize iki alanda önemli reform yaparak yanıt verdi. Öncelikle 1999 yılında dalgalı kura geçen Brezilya, ertesi yıl ise 'Mali Sorumluluk Kanunu'nu uygulamaya koydu. Söz konusu yasa, 'sınırlar, yaptırımlar ve şeffaflık-raporlama' olmak üzere üç temel unsuru içeriyordu. Bilgi verme yükümlülüğü Brezilya örneğinde, hükümet, mali hedeflere uyum konusunda parlamentoya yılda üç kez, kamuya açık toplantılarla bilgi verme yükümlülüğü taşıyor. Aynı yükümlülük yılda iki kez olmak üzere Merkez Bankası için de geçerli bulunuyor. Gelir tahminlerinin, teknik ve hukuki standartlara uygun olması, mevzuat ve fiyat gelişmelerini de dikkate alacak biçimde, son üç yıllık gelişimi ve gelecek iki yıla ilişkin tahminde kullanılan varsayımlar ve kullanılan metodolojiye ilişkin açıklamaları içermesi gerekiyor. Hükümet, bütçe harcama takvimi ile birlikte aylık gelir tahsilat hedeflerini ve vergi kaçağıyla ilgili önlemleri de açıklıyor. Yasal düzenleme yapıldı Türkiye'de 2001 krizinin ardından gerçekleştirilen bir dizi mali reformla birlikte, kamu borç yönetimi, Hazine garantileri, Meclis'e bilgi yükümlülüğü gibi bir dizi kural da getirilmişti. TEPAV uzmanı Boran, Brezilya Mali Sorumluluk Kanunu'nun (MSK) Türkiye'de en az 5 farklı kanun ve o kadar da yönetmelik tarafından düzenlenen mali sorumluluk niteliği taşıyan kuralları tek bir yasa olarak ve ayrım gözetmeden her düzey organ için düzenlediğine işaret etti. Buna göre söz konusu düzenleme yaptırımlar ve raporlama zorunlulukları ile birlikte daha bütüncül bir yaklaşım sergiliyor. Diğer en önemli farkı ise yaptırımlar oluşturuyor. Brezilya MSK, belli limitlerin üzerine çıkan kuruluşlar için limitin altına geri dönüş amaçlı yeniden yapılanmayı zorunlu kılıyor ve bu hükmü cezai yaptırımlarla destekliyor. Türk mevzuatında ise bu nitelikte yaptırımlar bulunmuyor. Türkiye'de daha çok tahsilatı kolaylaştırmaya yönelik yaptırımlar yer alıyor. Türkiye'de plan kağıt üstünde Her iki ülkede de mali sorumluluk kurallarının orta vadeli bir program çerçevesi gerektirdiğini belirten Boran, şu karşılaştırmayı yaptı: "Hedefler ve limitler orta vadeli ve makro ekonomik parametrelerin bir parçası olarak belirlenir ve yıllık bütçe ve diğer mali karar ve uygulamalar sonuçları itibariyle bu orta vadeli hedeflerle çıpa atar, onlarla tutarlılığı denetlenir. Türkiye'de orta vadeli mali program uygulaması kağıt üzerinde vardır. Fakat bu orta vadeli göstergeler bir hedef olarak çok fazla bir anlam taşımaz. Bir yıldan diğerine hiçbir açıklama yapılmadan değiştirilebilir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi sektörel politikaları ve bunlardaki değişimleri bunların orta vadeli etkilerini, diğer makro değişkenlerdeki varsayımları, hazırlanma metodolojisini anlatan şeffaf ve analitik bir politika dokümanı olmaktan, hedef koyan resmi bir belge olmaktan uzaktır. 'Siyasi taahhüt'ün, mali disiplinin en önemli unsuru olduğuna dikkat çeken Boran, "Mali disiplin açısından böyle bir siyasi irade ortaya çıktığında ilk yapması gereken şeylerden biri mevcut aksaklıkları gidererek Türkiye'de de aynısı olmasa bile Brezilya'dakine benzer bir mali sorumluluk düzenlemesi yapmaktır" dedi.