Merkez olmanın formülünü verdiler

Forum İstanbul 2012'de konuşan SPK Başkanı Vedat Akgiray, "Finans sektöründe ve yan sektörlerinde çalışacak insanlar, A sınıfı olmalı" derken, İMKB Başkanı Turhan, "İstanbul'u finans merkez yapmak için uzun dönemli düşünmeliyiz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, finans sektöründe ve yan sektörlerinde çalışacak insanların, dünyada bu sektörde iş yapanların A sınıfı olması gerektiğini belirterek, "Bunun kaynağı içerde ve yurt dışında var. Henüz o imkanı Türkiye'de bulamayan yurt dışında çalışan çok değerli vatandaşlarımız var. Onları da buraya getirmek gerekiyor" dedi.

Forum İstanbul 2012'de konuşman Vedat Akgiray, küresel bir finans merkezi olma koşullarını değerlendirdi. Akgiray, bir şehrin finans merkezi olmasının tek şartının güzel ve sevilen bir şehir olması gerektiğini vurgularken İstanbul'un zaten böyle bir şehir olduğunu söyledi. Detaya inildiğinde ise finans merkezi için 3 ana unsurun gerekli olduğunu, ilk olarak hukuki altyapının bu işe uygun olması gerektiğini anlatan Akgiray, kanunlar, ikili düzenlemeler, finansal işlemlerin her iki taraf için de uygunluğu, uluslararası kabul gören düzey ve kalitede hukuki altyapı olmasının önemini vurguladı.

Akgiray, Türkiye'de bu konuda epey mesafe katedildiğini, yeni SPK Kanunu'nun taslağının yasalaşma sürecinin başlatıldığını, mayıs ayında Meclis'e sevk edileceğini ve yaz başına kadar yasalaşacağını umduğunu söyledi. Akgiray yeni kanunun uluslararası standartlarda, birçok ülkeye örnek ve öncü olabilecek detayda bir yasa olacağını söyledi. İkinci olarak, artık teknolojiyi insanın yararına kullanmayan hiçbir platformun dünyada geçerliliğin olmadığını, sermaye piyasalarında teknoloji denilince akla borsaların geldiğini söyleyen Akgiray, "Çok etkin çalışan, dünyayı bir ekranda kucaklayabilen, ülkenin tüm imkanlarını dünyaya sunabilen bir teknoloji platformu aslında borsa. İkinci unsur teknoloji altyapısının işe yarar olması. Teknolojinin hızlı olması, güncel olması değil. Bu işin ticaretini yapanlar için kolay ulaşabilir, her şeyi bulabilir, her türlü riski yönetebilir, geniş ürün yelpazesine ulaşabilen bir platformu bu ülkeyi temsilen sunmak gerekiyor" diye konuştu.

Üçüncü unsurun da insan kaynağı olduğunu belirten Akgiray, "Yetenekli ve bilgili insanların olduğu bir şehir her türlü işi çeker" dedi. Finans sektöründe ve yan sektörlerinde çalışacak insanların, dünyada bu sektörde iş yapanların A sınıfı olması gerektiğini, bunun kaynağın içerde ve yurt dışında var olduğunu ifade eden Akgiray, "Henüz o imkanıTürkiye'de bulamayan yurt dışında çalışan çok değerli vatandaşlarımız var. Onları da buraya getirmek gerekiyor. Uluslararası bir merkez olacaksak, Türk olsun olmasın bu işin iyisi, uzmanı herkesin İstanbul'da yaşamaktan, bu işi yapmaktan ve para kazanmaktan zevk alması gerekli" diye konuştu.

İMKB: Uzun dönemli düşünmek gerek

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı İbrahim Turhan, Türkiye'nin, her alanda olumlu gelişmeler kaydettiğini, bunun da gelecek dönemde sermaye piyasalarının gelişmesi için olumlu bir fırsat teşkil ettiğini belirtti. Turhan, Forum İstanbul 2012 kapsamında düzenlenen "Küresel Şirketlerin Bölgesel Yönetim Merkezi ve Uluslararası Finans Merkezi" başlıklı panelde yaptığı konuşmada, İstanbul'un bir finans merkezi, yönetim merkezi olmasını sağlayacak şartları oluşturmak için dünyayı gözlemek gerektiğini söyledi.

Merkez Bankası'nda görev yaptığı dönemde G-20 toplantılarına katıldığını anlatan Turhan, şunları kaydetti:
"Bu toplantılar, küresel kriz oluncaya kadar senede 3 kez yapılan toplantılardı. Bakanlar düzeyinde yapılan toplantılardan sonra kısa bir bildiri metinleri hazırlanıyordu. 2008 öncesi metinlerde, regülasyon kelimesi ortalama 1 kere geçiyor. 2008'den sonra hazırlanan G-20 sonuç bildirilerinin sadece bir tanesinde 30 tane geçiyor. İşin aşırıya kaçmaması da çok önemli. Krizden önce organize olmayan piyasalara yönelik büyük bir ilgi vardı. Krizle birlikte bu piyasalarda herhangi bir sıkıntı olduğunda sorun sadece orada kalmıyor. Bir şekilde sektörün geri kalanına etki ettiğine, vergi mükelleflerine bir yük olarak döndüğüne, ekonomilerin düşük büyüme hızı gibi istenmeyen sonuç ortaya çıktığına göre, burada bir müdahale ihtiyacı çıkıyor. Düzenleyici ve denetleyici otoriteler şunu fark etti; bu yapılarda şeffaflık yok. Fiyatlar borsalarda büyük ölçüde belirleniyor. Bu yapılar orada oluşturulmuş fiyatları kullanarak, hakkını vermeden ekonominin bütünü için sistemik risk teşkil edebilecek bir yapı arz edebiliyor. Oralardan organize piyasalara yönlendirme başladı."

Turhan, kriz öncesi piyasalarda parçalanma söz konusu olduğunu, ancak krizden sonra bu yapıların bir araya gelerek, ulusal şampiyonların yaratılmaya çalışıldığını ifade ederek, ürün piyasalarının tek yapı altında toplanmaya çalışıldığını, deniz aşırı ve sınır ötesi birleşmelerin bir trend haline geldiğini söyledi.

IFC: Siyasi istikrar ülkeyi cazip kılıyor

Uluslararası Finans Kuruluşu (IFC) Başkan Yardımcısı Dimitris Tsitsiragos, Türkiye'deki siyasi istikrarın finansal merkez kurmak için ülkeyi cazip kıldığını kaydetti. Tsitsiragos, Forum İstanbul 2012 kapsamında düzenlenen "Küresel Şirketlerin Bölgesel Yönetim Merkezi ve Uluslararası Finans Merkezi" konulu oturumda yaptığı konuşmada, bölgesel merkez açısından Türkiye'nin güçlü ve doğal avantajları bulunduğunu, coğrafi konumundan dolayı hem Ortadoğu hem Avrupa'ya yakınlığının bunlardan biri olduğunu söyledi. Türkiye'deki siyasi istikrarın, finansal merkez kurmak açısından ülkeyi cazip kıldığını dile getiren Tsitsiragos, şöyle konuştu:

"Türkiye'de ortalama yaş 29, AB'de 40... Türkiye'yi çevreleyen ülkelere baktığımızda önemi daha da iyi ortaya çıkıyor. Yenilikçilik, Türkiye'nin bize sunduğu avantajlardan biri. Buradaki Türk şirketleri, bölgede ve yurt dışında yeni finansal ürünler sunabiliyor. Türkiye'nin ilerleme açısından çok fazla yatırım çekme potansiyeli var. Ama üç noktayı biraz daha geliştirmesi gerekiyor. Birincisi; rekabet konusu... Raporlara baktığımızda Türkiye, rekabette Hindistan ve Çin'in gerisinde. İkincisi; yapısal açıdan da yapılacak çok şey var. Üçüncüsü ise Türkiye'nin perspektif algısının iyileştirilmesi ve stratejik sektörlerin geliştirilmesi gerekiyor." Dimitris Tsitsiragos, kullandığı enerjinin büyük çoğunluğunu ithal eden Türkiye'de enerji verimliliği açısından katedilecek çok yol bulunduğunu, ayrıca istihdam yaratılması ve özellikle kadınlara fırsat verilmesi alanında da büyük potansiyel olduğunu vurguladı.

(AA)

 

Bu konularda ilginizi çekebilir