Mustafa Albayrak'tan DÜNYA'ya açıklamalar: "Yarın şok bir kararla olmadık işlere girebiliriz".

Mustafa Albayrak'tan DÜNYA'ya açıklamalar: "Yarın şok bir kararla olmadık işlere girebiliriz".

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - İnşaat, tekstil, sanayi, hizmet, medya, gemi ve liman işletmeciliği alanlarında 25 şirketiyle faaliyet gösteren Albayrak Grubu'nun İcra Kurulu Başkanı Mustafa Albayrak, "2008'de şu anda aklınızda olmayan birçok sektörde bizi görebilirsiniz. Biz 15 gün önceden focuslanıp, 15 gün içinde hiç olmadığımız bir sektöre girebilen bir aileyiz" dedi. Önümüzdeki günlerde Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı'nın yüzde 49'unu halka açmaya hazırlanan grubun daha sonraki hedefi ise traktör fabrikası TÜMOSAN ve Trabzon Limanı olacak. İran'da İranlılar'la ortak nakliye firması kuran grup transit taşımacılıkla Trabzon Limanı'nın kapasitesini artıracak. Şirket bu yıl yeni girdiği turizm sektöründe büyüme planları içine sağlık turizmini aldı. İstanbul'da kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili ekip kuran grup, inşaatta konsept değiştirerek, 'Ucuz konut' işine girmeyi planlıyor. İşte Albayrak'tan çarpıcı açıklamalar: Her an beklenmedik bir işe girebiliriz Biz hızlı karar verebilen bir aileyiz. Yarın şok bir kararla olmadık bir işe girebiliriz. Trabzon Limanı, TÜMOSAN, Ereğli Tekstil ihalelerine 15 gün içinde karar verip girdik. Hiç olmadığımız sektöre 15 günde karar verip girebiliriz. 2008'de şu anda aklınızda olmayan birçok sektörde bizi görebilirsiniz. Olan sektörlerde büyüyeceğiz. Özelleştirme ihalelerinde fiyatlar yukarı doğru çıkınca bu ihaleler çok karlı olmaktan çıktı. Türkiye'de sıfır destekli firmayız. Kâr ederken de ihaleye girerken de hep kendi tercihlerimizi kendimiz yaptık. Turizme butik şekilde girdik. Giresun'da bir yayla tesisi aldık. Şimdi Marmaris'te bir projemiz var, Bodrum'da da apart otel yapacağız. Sağlık turizmi ile ilgili üzerinde çalıştığımız birkaç yer var. İstanbul'da kentsel dönüşüme kayıtsız kalmayacağız. Ekip kurduk, birebir ilgileniyoruz. Elimizdeki sektörlerde biz Türkiye'nin ya ikincisi ya üçüncüsüyüz. 2009'un Mart'ına kadar inşaat projelerimiz bitecek. 400 milyon YTL sadece inşaat yatırımı yapacağız. Tekstilde 100 milyon YTL'lik taahüdümüz var. Traktörde 100-125 milyon YTL aralığında bir satış hedefliyoruz. Hizmet grubunda ise 250 milyon YTL'lik sözleşmeler var. Bu yıl ciromuzu 1 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. GYO için hem Araplar hem Avrupalılar'la temastayız GYO'nun yüzde 49'luk halka arzı SPK onayına bağlı olarak birinci ya da ikinci çeyrekte olacak. GYO arzı daha çok konut varlıklarından oluşacak. Piyasalarla ilgili çok anormal bir durum yok. Halka arzın yapılmaması için bir sebep görmüyorum. Normalde 4 sene evvelki Türkiye olsaydı piyasalar göçerdi. Dünyadaki dalgalanmanın Türkiye'yi etkilememsi mümkün değil ama ABD Merkez Bankası da iyi kararlar alıyor. Temenni ediyorum en kötüsü bu olur. GYO ile ilgili görüştüğümüz Araplar ve Avrupalılar var. Halka arz gelirini enerjiye yatıracağız. Dağıtım özelleştirmeleri ve rüzgarla ilgiliyiz. Bunlar iyi alımlar, çünkü markaya ve müşteriye yatırım yapmak zorunda değilsiniz. Dağıtımda geçen sefer dosya almadık. Bu kez yeniden ihale dosyası çıkarsa gireriz. Özelleştirme İdaresi eski dosyalarla devam edeceğiz derse de eskilerin içinde iki firma ile görüştük. Onlarla ortak gireceğiz. Projenin büyüklüğüne göre ortak alabiliriz. BEDAŞ ve AYEDAŞ'ın dışındakilere tek başımıza gireriz. Rüzgar ile ilgili de lisans alan firmalarla görüşeceğiz. Alman ve Azerbaycan ordusuna kumaş sattık Ereğli Tekstil'i 10 yıl önce aldık, ilk önce özel firmalara kumaş veriyorduk. Baktık bir gün çeklerde sorun yaşıyoruz. Arkadaşlara bu fabrikaya başka pazarlar bulun dedik. Dolayısıyla krizlerden hiç etkilenmedik. Fabrikanın işi yoksa kapatırım, işi varsa çalıştırırım. Hiç kapattık mı? Bir kez kapattık, işçileri ücretsiz izne gönderdik. O günden bu yana tam kapasite çalışıyor. Hastanedeki hemşire, polis, demiryolu işçisi ve askerin elbiselerinin kumaşlarını veriyoruz. Kumaşı stoklayıp satmaya çalışmıyoruz. Bir ara Alman ve Azerbaycan ordusuna kumaş verdik. Kârlı olmadığı için vazgeçtik. Ticari olmayan kâr etmeyen bir işi yapmıyoruz. Dolar yükselirse yeniden o adamlarla konuşuruz. Ama dolar düşükken de, 'Kusura bakmayın biz bu işten zarar ediyoruz' demesini biliyoruz. Balıkesir SEKA'yı 1.1 milyon dolara aldık ama işçilerin tazminatları, güvenlik ve bakım gibi konularda toplam harcamamız 4 milyon doları buldu. Şu anda fabrika üretimde değil. Biz mahkeme bitene kadar buraya yatırım yapmayacağız. İranlılar'la ortak nakliye işi yapacağız Trabzon Limanı'nı 22 milyon dolara aldık. 7 milyon dolar yatırım yaptık. Aldığımızda 1 milyon ton yıllık elleçlemeyi, 2 milyon 100 bin tona çıkardık. Aylık yüzde 3-4'lük artışlarla devam ediyor. Trabzon Limanı'nın elleçleme kapasitesi 4.5-5 milyon ton. Ermenistan ve İran ile ilişkiler olumlu yönde sonuç verirse kapasitenin tamamını doldurabiliriz. İran'da İranlılar'la yüzde 50-50 ortaklıkla nakliye firması kurduk. Transit taşımacılıkla limanın kapasitesini artıracağız. Diğer liman özelleştirmeleri ile de ilgiliyiz. İstanbul'un dağında konut yaparsanız satamazsınız Şimdiye kadar projelerimizi şehrin içinden seçtik. Konutu İstanbul'un dağında yaparsanız alan olmaz. 2008 yılında yapacağımız toplam 2 bin konut ve villa var. Proje geliştireceğimiz 5-6 bin konutluk arsamız var. Şişli'de ve Tekstilkent'te birer arsamıza ticaret merkezi projemiz var. Müteahhitler yalan konuşuyor. 'Bin daireyi bir günde sattım, kuyruk oldu' diyor. Geçmişte iki projeye 100 alıcı vardı, proje başına 50 alıcı düşüyordu. Şimdi 150 alıcı var ama projeler 2 tane değil, 24 tane dolayısıyla proje başına 6 alıcı düşüyor. Alıcılar kaybolmuş değil, projeler artmış. Tabii bunlar öyle anlatınca tekstilci adam da inşaata giriyor. Sonra yüksek maliyetle konut yapıp, satamayınca sektörden çıkmaya kalkıyor. Girerken de çıkarken de sektöre zarar veriyor. Hiçbir sektör yüzde 100 kârlı değil. Ben müteahhitlere 'Gerçeği söyleyin' diyorum. 2007'de 2006'ya göre satışımız yüzde 18-19 arttı. Biz büyük hayal kurmadık. Halen sektöre yatırım yapılabilir. Belki ucuz daireler yapıp satarız, konsept değişikliğine gideriz. Alara Uzan haberine itiraz ettim Martta TV'yi yenileyip, gazeteyi 20'si renkli 8'i renksiz 28 sayfa yapacağız. Yeni Şafak'ı dikkatli okuyanlar siyasi iktidara körü körüne destek vermediğini görürler. Bizim yanlış bulma kaygımız yok ama bulursak da yazarız. Yazı işlerine karışmayız. Ama bir gün gazetede Cem Uzan Bey'in hanımıyla ilgili bir haberi vardı. Cem Uzan o sıralar ABD aleyhine propoganda yapıyordu, bizim arkadaşlar da Alara Uzan'ın ABD'de doğum yaptığını yazarak, büyük bir fotoğrafı manşete koymuşlar. Arkadaşlara 'Bir anneyi böyle çocuğuyla beraber manşete koymaya utanmıyor musunuz?' dedim. Yarın çocuk 7 yaşına geldiğinde google'a girecek Yeni Şafak diye bir gazetenin kendisiyle ilgili yaptığı haberi görecek. İnsanların kişilikleri ile oynanmasını istemiyoruz. Bu olmadığı müddetçe gazeteciliği korkmadan yapacaksınız. Ben 2001'de kasıtlı haberlerden dolayı 6 ay hapis yattım. Bu nedenle kasten kimseye bir şey yaşatılmamalı. "Başbakan'la yakın görüşmek suçsa biz bunu üstleniyoruz" Albayrak Grubu AK Parti ile birlikte kurulmadı. 1960'larda İstanbul'a gelen Nuri Albayrak ile Sayın Başbakan Erdoğan birlikte okudular. Askerliği aynı yerde yaptılar. Ahmet Albayrak Refah Partisi'nin Fatih ilçe başkanı iken, Tayyip Bey de Beyoğlu ilçe başkanıydı. Nuri Albayrak bir ara belediyede meclis üyesiydi. Biz, 'Siyaseti bırakalım ticarete yoğunlaşalım' dedik. Siyaset bize göre değil. Biz 'Kral çıplak' diyen çocuğun biraz büyüğüyüz. Yani doğruları fazlaca söylüyoruz. Aslında RP tandanslıyız. Dışarıdan özel desteklere ihtiyaç duyacak da bir aile değiliz. Biz ANAP'lı CHP'li belediyelerle de iş yaptık. Hatta Tırtıl Paşa döneminde de ihaleler aldık. Başbakan ile yakın görüşüyoruz. Bu bir suçsa da ne yapalım bu suçu üstleniyoruz. İyi günde kötü günde diyebileceğiniz bir ilişki var. Doğrusuna inandığımız dostlarımızın her gününde yanındayız. "Aciz değiliz, ilave güce ihtiyacımız yok" Aile her gün akşam ya da iki günde bir görüşüyor. Aile şirketlerinin nasıl parçalandığını merak ediyorum. Eğer aileseyseniz para, ilişkileri bozamaz. Biz tam bir aileyiz. İlave güçlere de ihtiyaç hissetmiyoruz. Biz aciz değiliz. İhaleleye giriyorsunuz biri size omuz atıyor. Biz bunu acizlik olarak görüyoruz. Babam işe 4 saat gelip gidiyor. Hâlâ hepimizin başında. Hiyerarşik bir yapı var. Aynı apartmanda oturuyoruz. Şirketlerde görevlendirmeler var. Küçükler her zaman büyüklere görevi ne olursa olsun hesap verir. Ben Yıldız Mimarlık'tan 3. sınıfta kovuldum. Mimar olamadım, mimarları çalıştırayım diyerek, inşaat işlerinin başına geldim. "Sıfır destekli firmayız" Son dönemde Türkiye'nin en çok konuşulan ailesi Albayraklar, 2000 yılında 150 milyon dolar olan cirosunu bu yıl 1 milyar dolara çıkaracak. 1952 yılında Karadenizli Hacı Ahmet Albayrak'ın kurduğu şirkette bugün oğullar işbaşında.