Özel sektörün dış borcu 90 milyar dolara ulaştı

Özel sektörün dış borcu 90 milyar dolara ulaştı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın (İSMMMO), Merkez Bankası ve uluslararası yatırım kuruluşlarının verilerinden yararlanarak hazırladığı "Faiz Transferi" başlıklı rapora göre, sıcak para geçen yıl ortasından bu yana azalsa da borsanın değerinin düşmesi ve faizin yükselmesi sadece varlıkların değerini düşürürüken sıcak para kaçmadı. Özel sektörün yurtdışından aldığı borçlar ise 90 milyar dolara yaklaştı. TÜRMOB Genel Başkan Yardımcısı ve İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, Türkiye'nin faiz transferinin 2005'te ilk kez 5 milyar dolar sınırını aştığına dikkat çekerek 2006'da yüzde 26.5 arttığına, 2007'de yüzde 18.3 büyüyen faturanın bu yıl mayıs ayı itibarıyla iyice kabardığına işaret etti. Arıkan, "Son bir yılda 8 milyar dolara ulaşan küresel kriz faturası, Türkiye'yi çok daha dikkatli olmaya zorlamaktadır. Özel sektörün borcu şirketleri kur riskine karşı korumasız bırakıyor. Bu çalkantılı dönemi atlatmanın yolu Türkiye'nin hesabını iyi yapması ve gerilimlerden uzak durması" diye konuştu. Hükümetin muslukları açma lüksü yok Bankaların yurtdışı finans kurumlarından kullandıkları sendikasyon kredilerini çevirmekte henüz güçlük çekmediğine dikkat çeken Arıkan, şöyle konuştu: "Ancak Türkiye şimdiden faizlerin birkaç puan yükselmesinden kaynaklanan ek maliyeti karşılamaya başladı. Hükümet küresel krizin etkilerini görebilmek ve muhtemel etkileri karşısında daha etkin karar alabilmek için sıkı bütçe politikası izlemek durumundadır. Bütçe konusunda kemerler sıkılmak zorundadır. Hükümetin yerel seçime doğru muslukları açma lüksü yoktur." Sıcak para bir yere gitmiyor Türkiye ekonomisinde cari açığın 50 milyar dolara doğru hızla yol aldığını söyleyen Arıkan, "Açığın finansmanında son iki yıldır 20 milyar doların üzerindeki doğrudan yatırımlar etkili olsa da bu eğilim yerini hızla özellikle banka dışı kesimin aldığı kredilere bırakıyor. Sıcak para ise son bir yıldır sessizce bir kenarda sırasını bekliyor. Ancak doğrudan yatırım ve krediler yoluyla sağlanan döviz girişi Türkiye'nin kar transferinin de eşzamanlı olarak hızlanması sonucunu doğuruyor. Yatırımcılar Türkiye'den elde ettiği karları transfer ederken sıcak para sanıldığının aksine bir yere gitmiyor. 32 milyar dolarlık erime ise sadece sanal bir erime ve reel olarak yerinde sayıyor" dedi. Türkiye'de kar transferlerinin her geçen yıl arttığını dile getiren Arıkan, "Hem yapılan doğrudan yatırımların karları, hem de yabancı finans kuruluşlarının Türk şirket ve bankacılık kesimine verdiği kredilerden elde ettiği faiz gelir transferleri yıldan yıla artıyor" dedi. Yurtdışına akın var Oda tarafından hazırlanan rapora göre, kredi kullanmak için yurtdışına yönelen şirket sayısı da her geçen yıl katlanarak artıyor. Örneğin 2002'de 100 milyon dolar ve üzerinde alınan kredi sayısı sadece 31 idi. Sayı, 2003'te 36, 2004'te 32, 2005'te 33 oldu. 2006'da ise hem kullanılan miktar, hem de kredi sayısı ikiye katlandı ve 57 kredi kullanıldı ve yurtdışından 16.5 milyar dolar kaynak sağlandı. 2007'de ise sayı 96'ya ulaştı. 1 milyon doların altında kredi kullanan şirketlerin sayısı bile 2002'de 4 bin 275 iken 2007 sonunda 11 bin 47'ye çıktı. Toplamda 2002'de 7 bin 601 olan yurtdışından alınan kredi sayısı 2007 sonunda 20 bin 714'e tırmandı. Şirketler kesimi daha fazla yurtdışı kaynağa akın edince Türkiye'nin cari açığında ağırlığı da giderek arttı. Mayıs sonu itibariyle 43 milyar 137 milyon dolar olan cari açığın kapatılmasında şirketler kesiminin aldığı net 28.1 milyar dolarlık kredinin payı tam yüzde 60. Yatırıma geliyor, karlar dönüyor Faiz gideri yanında Türkiye'de yabancıların doğrudan yatırımlardan elde ettiği kar transferleri de diğer ülkelerin altında olsa da hızla artıyor. 2000'lerden önce yatırım çekemediği için eleştirilen Türkiye, özelleştirmelerle birlikte ciddi bir sermayeyi çekmeyi başardı. 2001'e kadar Türkiye'nin en çok sermaye çektiği yıl 2000'di. O yıl 1.7 milyar dolarla rekor kıran Türkiye aynı zamanda 725 milyon dolarlık kaçış nedeniyle nette 982 milyon dolarlık bir giriş sağlayabildi. Ancak o tarihten sonra 2001-2007 arasında doğrudan yabancı sermaye hızla arttı. 2001'de 3.4 milyar dolar, 2002'de 1.1 milyar dolar , 2003'te 1.8,2004'te 2.8 milyar dolarlık yatırım çeken Türkiye 2005'le birlikte kademe atladı ve tüm dünyanın ilgisini üzerine çekmeyi başardı. İlgi 2005'te yabancı sermayenin Türkiye'de net 10 milyar dolarlık doğrudan yatırım yapmasını sağladı.Türkiye 2006'da 20 milyar dolar, 2007'de ise 22.2 milyar dolarlık sermayeye ev sahipliği yaptı. Yılın ilk 5 ayı itibariyle yabancı doğrudan yatırımları yarı yarıya düştü ve 6.1 milyar dolar oldu. Son 1 yılda yabancı sermaye girişi ise 17.2 milyar dolara düştü. Yabancı Türkiye'yi terk mi ediyor? İSMMMO'nun hazırladığı raporda dikkat çekilen bir nokta da cari açığın yıllarca en büyük finansman kalemi olan portföy hareketlerinin son bir yıldır Türkiye'de ciddi bir düşüş eğiliminde olması. Ödemeler dengesi verilerine bakıldığında Türkiye'deki portföy hareketleri eksi gidiyor. 2007 yılı ortasında uluslararası piyasalarda başlayan dalgalanma döneminde sıcak para eksiye düştü ve cari açığı finanse etme pozisyonundan uzaklaşmaya başladı. Öyle ki Ağustos 2007'de 4.2 milyar dolarlık eksi bakiyeyle Türkiye'nin 2001 krizinde bile görmediği bir çıkış yaşanması "Acaba yabancılar Türkiye'yi terk mi ediyor" sorularının sorulmasına neden oldu. Yıllık bazda Ağustos 2007'ye kadar yükselen portföy yatırımları bir anda 14-15 milyar dolarlık artı bakiyeden hızla düşüşe geçti ve ekim ayına gelindiğinde 762 milyon dolar eksiye düştü. Mayıs 2008 itibariyle de sıcak para çoğu bono ve tahvil kaynaklı 7.4 milyar dolar eksi oldu. Sıcak para hareketi Yıl Sıcak para toplamı 2002 -593 2003 2.465 2004 8.023 2005 13.437 2006 7.373 2007 717 2008(*) -7.392 (*): (Mayıs, son 1 yıl)