Prof. Dr. Hakan Kara "Ekonominin gidişatından umutlu musunuz" sorusuna yanıt verdi

Eski Merkez Bankası Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, Merkez Bankası'nın izlediği politikalara yönelik olumlu yaklaşımı üzerinden sorulan "Ekonominin gidişatından umutlu musunuz" sorusuna yanıt verdi. Prof. Dr. Kara, "Gelinen noktada tek başına faiz artışı enflasyonu kalıcı olarak düşürmek için yeterli olmayacaktır" ifadesini kullandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden görev yapan Prof. Dr. Hakan Kara, X (Twitter) hesabı üzerinden önemli değerlendirmeler yapıyor.

Prof. Dr, Kara, Merkez Bankası hakkında yazdığı olumlu eleştiriler üzerinden sık karşılaştığı "Hocam Merkez Bankası hakkında sık sık olumlu şeyler yazıyorsunuz, ekonominin gidişatından umutlu musunuz" sorusuna da yanıt verdi.

Merkez Bankası'nda kariyerinin büyük bölümünü geçirdiğini anımsatan Hakan Kara, eski kurumunun son yıllardaki durumunu büyük bir hüzünle izledikten sonra itibarını biraz toparlayacak işler yapması karşısı mutluluk duyduğunu anlattı. 

Prof. Dr. Kara, "Eski kurumumu yüreklendirmek ve destek vermek, benim için bir babanın sağlıksız işlere girmiş çocuğunda olumlu yönde bir gayret görünce biraz umutlanması ve desteklemesi gibi doğal bir tepki. Bu durum ekonomiye dair tamamen iyimser olduğum anlamına gelmiyor" ifadelerini kullandı.

Ekonomi konusunda iyimser tarafa geçmek için 20 Mart tarihli önerilerine atıf yapan Prof. Kara, şöyle devam etti:

* Bu aşamada içlerinden sadece faiz artışı yapıldı. Gelinen noktada tek başına faiz artışı enflasyonu kalıcı olarak düşürmek için yeterli olmayacaktır. İstikrar için aşağıda bahsettiğim çerçevede kapsamlı bir politika bütününün hayata geçirilmesi gerekiyor."

Prof. Dr. Kara'nın önerileri neydi?

Prof. Dr. Hakan Kara 20 Mart'ta X hesabından "Buradan nasıl çıkılır? Durum tespiti ve çözüm önerisi" başlıklı bir değerlendirme yapmıştı. Kara'nın önerisi özetle şöyleydi: 

* Öncelikle TCMB kanunu değiştirilerek üst düzey yöneticilerin görev süresi güvence altına alınmalı. 3-4 yıllık gerçekçi enflasyon hedefleri belirlenmeli. İlk fırsatta faiz artırılıp kur kademeli olarak serbest bırakılmalı. TCMB elinin titremediğini göstermeli ve ne gerekiyorsa yapılacağını ifade etmeli.

* Eş zamanlı olarak, verimsiz kamu harcamalarında kesintiler ve (dolaysız) vergi ayarlamaları yapılmalı. Dolaylı vergilere artık pek dokunulmamalı. Vergi harcamaları, teşvik ve destekler kapsamlı olarak gözden geçirilmeli ve sadeleştirilmeli. Yönetilen fiyat ayarlamalarında öngörülebilirliği artıracak ve geçmişe endekslemeyi azaltacak düzenlemeler yapılmalı.

* Kredi ve kur piyasasındaki artık kimsenin takip edemediği karmaşık düzenlemeler kademeli olarak geri çekilmeli. Seçici kredi uygulamaları TCMB ve ticari bankalar üzerinden değil bütçe ile ilişkilendirilerek KGF ve kalkınma bankaları üzerinden yapılmalı. Bunlar yapılırsa kur önce biraz artar sonra makul bir dengeyi bulur.

* Faizlerin çok yükselmesi gerekmez. Gereksiz karmaşık işlerden ve KKM'den çıkılabilir. Kredi piyasası rahatlar. Rezervler birikir. Enflasyon beklentileri ve dövize hücum kontrol altına alınır. Kur ve altın piyasasını bastırmaya gerek kalmaz. Risk primindeki düşüşle giren uzun vadeli sermaye büyümedeki durgunluğun boyutunu sınırlar. Daha da önemlisi, her gün kur-faiz konuşmaktan çıkıp enerjimizi daha anlamlı konulara verebiliriz.