"ÖTV'nin önemli bir engel olduğunun farkındayız"

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Çırağan Sarayı'ndan düzenlenen "4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, Türkiye'deki kıymetli taşlar konusuna değindi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Başbakan Yardımcısı Ali Baacan, özelilkle kıymetli taş, pırlanta, elmas ürünlerinde ÖTV olduğuna işaret ederek, "ÖTV'nin önemli bir engel olduğunun farkındayız. Ancak içerideki lüks tüketim üzerindeki vergi ile işin borsacılık boyutunu nasıl bir arada düşünebiliriz? ÖTV'yi nasıl engel olmaktan çıkarabiliriz? Bu bizim için önemli bir ev ödevidir. Bunu da mutlaka çalışmamız gerekiyor" dedi. 

Babacan, Çırağan Sarayı'ndan düzenlenen "4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, Türkiye'deki kıymetli taşlar konusuna değindi. İstanbul'un altına ve mücevheratta dünyanın en eski tarihe sahip şehirlerinden biri olduğunu söyleyen Babacan, apalıçarşı kültürüne bakıldığında, aslında İstanbul'un, Türkiye'nin sınırlarını aşan yoğun bir faaliyetin merkezi haline geldiğini gördüklerini söyledi. 

Altın ihracatı 976 milyon
Altın ve mücevherat pazarına bakıldığında Türkiye'nin, bu işin en büyük 5 pazarından biri olduğuna işaret eden Babacan, sektörde 250 bin çalışan, 35 bin perakende satış noktası oludğunu ve 2012 yılında iharcat hacminin 2.5 milyar dolara ulaştığını kaydetti. 2013 yılı nisan ayı itibariyle sektörde 976 milyonluk ihracat rakamının görüldüğüne işaret eden Babacan, bunun gümrüklere bildirilen rakamlar olduğunu ifade ederek, "Ancak görmediğimiz rakamlar olduğunun da az çok farkındayız. Kayıtlı olan bu rakam dahi, gerçekten önemli" dedi. 

Borsada işlem gören altın rakamı ilk 5 ayda 9.4 milyar dolara ulaştı
İstanbul Altın Borsası'nı (İAB), Borsa İstanbul ile bir araya getirdiklerini söyleyen Babacan, ayrıca Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası'nı da Borsa İstanbul çatısında birleştirdiklerini kaydetti. Borsaya bakıldığında 2012 yılında 15.5 milyar dolarlık bir işlem hacmi olduğuna işaret eden Babacan, "Bu yılın ilk 5 ayında borsada işlem gören altın rakamlarına baktığımızda 9.4 milyar dolara ulaşmış durumdadır" dedi. İstanbul'un değerli taşlarda da uluslar arası alışveriş merezi olmasınn önemli olduğuna vurgu yapan Babacan, kıymetler taşlar üzerindeki vergi konusuna da değinerek, şöyle devam etti: 

Kıymetli taşlardaki ÖTV
"Kıymetli taş, pırlanta, elmas gibi ürünlerde ÖTV var. Bir yandan Borsa İstanbul'un uluslararası bir kurum olmasını sağlamamız, diğer yandan da ÖTV'yi düşündüğümüzde durum zor. ÖTV'nin önemli bir engel olduğunun farkındayız, ancak ‘içerideki lüks tüketim üzerindeki vergi ile işin borsacılık boyutunu nasıl bir arada düşünebiliriz?', ‘ÖTV'yi nasıl engel olmaktan çıkarabiliriz?' Bu bizim için önemli bir ev ödevidir. Bunu da mutlaka çalışmamız gerekiyor." 

Yastık altı altınlar
Konuşmasında yastık altı altın konusuna da değinen Babacan, yastık altı altınların, finans sistemine ne kadar girerse, Türkiye'nin gerçek rezervlerinin ortaya çıkacağını ve dışarıdan bakıldığında da ülkenin risk algılamasının düşeceğini söyledi. Bankalarda açılan altın hesaplara da dikkati çeken Babacan, halkın, fiziki yatırım haricinde kıymetli maden depo hesaplarını bankalar nezdinde açtıklarını, 2010 yılı sonunda bu tür hesapların 2 milyar 400 milyon TL olurken, 2013 yılı Nisan ayı sonu itibariyle 22 milyar TL'ye çıktığına işaret etti. Babacan, "Nereden baksanız 20 milyar TL'ye yaın altın, kayıtlarda görünmeye başladı. Geçtiğimiz mayıs ayında yaptığımız bir düzenleme ile kıymetli madenlerin elektronik ortamda transferi için mevzuat altyapısı oluşturuldu. Artık gram altın cinsinden EFT imkanın da önü açıldı. Halkın yatırım için altını tercih etmesinde bir sorun yok. Yeter ki evinde değil, bankacılık sisteminde tutsun ki, bu tekrar Türkiye'ye fayda ve imkan olarak geri dönsün" diye konuştu. 

Vatandaşın yastık altı atını resmi kayıtlarda görünmüyor
Babacan, Türkiye'nin toplam rezervinde sadece döviz ve bankacılık sistemindeki altının görüldüğüne işaret ederek, "Vatandaşın yastık altında ne kadar altını var bu resmi kayıtlarda görünmüyor. Halbuki bu yastık altı altın finans sistemine ne kadar girerse, Türkiye'nin gerçek rezervleri ortaya çıkacak ve dışarıdan bakıldığında ülkenin risk algılaması düşecek. Bu sebeplerden dolayı dışardan bakıldığında Türkiye, olduğundan daha zayıf bir görüntüsü var. Gerçek varlığın, gerçek gücün kayıtlarda olabildiğince sağlıklı gösterilebilmesi durumunda, Türkiye, riskliliğinin azalacağını ve dış borçluluk açısından, dış görünümü kuvvetlenecek" dedi.