"Sanayi devlet politikasıyla ele alınmalı"

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, "İstanbul sanayisinin geleceğinin bir devlet politikası çerçevesinde ele alınması gerektiğini düşünüyoruz" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, büyük bir dönüşüm yaşayan İstanbul'da sanayinin yeniden yapılandırılmasının gündemlerindeki yerini koruduğunu belirterek, İstanbul sanayisinin geleceğinin bir devlet politikası çerçevesinde ele alınması gerektiğini söyledi.  

İSO Meclisi'nin kasım ayı toplantısı, "Dünya kenti İstanbul'un, sanayi ile birlikte cazibe merkezi haline getirilmesi ve bu vizyonla İstanbul'da sanayinin yeniden planlanması" ana gündemiyle ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın katılımıyla gerçekleştirildi.  

İSO Yönetim Kurulu Bahçıvan, toplantıda yaptığı konuşmada, "küresel şehirler" olarak adlandırılan bazı şehirlerin ülkeler gibi güçlü ve önemli hale geldiğini ifade ederek, ülkenin bir bütün olarak sağlıklı kalkınması için yerel kalkınmanın da sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesinin zorunluluk olduğunu dile getirdi. 

Bahçıvan, başarılı bir yerel kalkınmada geçmişte olduğu gibi gelecekte de sanayinin önemli bir role sahip olacağına inandıklarını belirterek, "Tüketim katedrali olarak adlandırılan AVM'ler ve çarpık kentleşme görüntüsü veren beton yığınları bir ahtapotun kolları gibi büyük şehirleri sarmalarken, üretimin, tüketim ekonomisi ve ranta kurban edildiği bir gerçek. Yeryüzündeki ekonomik konjonktür nedeniyle yaşanan bu üzücü tablo, inanıyoruz ki üretimin lehine olacak şekilde bir değişiklik sergileyecek" diye konuştu. 

"İstanbul'da göz kamaştıran yatırımlara imza atılıyor" 

Dünya ekonomisinde üretimin lehine değişimin beklendiği bu dönemde küresel kent olarak İstanbul'un büyük ve önemli bir dönüşüm yaşadığını aktaran Bahçıvan, şunları kaydetti:  

"15 milyonluk nüfusu ve ekonomisiyle Avrupa'nın 23 ülkesinden büyük olan İstanbul'a her alanda yapılan yatırımlar hepimize büyük memnuniyet vermektedir. Bu yatırımlar İstanbul'u dönüştürürken özellikle ulaşıma yönelik yatırımlar, İstanbul'un AB nezdindeki önemini artırdığı kadar bölgesel bir lojistik olma hedefini de perçinlemektedir. İstanbulumuzda 3. köprü, yeni havalimanı, finans merkezi ve kullanıma açılan Marmaray ile dünyada göz kamaştıran yatırımlara imza atılıyor. İstanbul, sağlıklı ve güvenli yeni içme suyu kaynaklarına kavuştu. Kentin ileri biyolojik arıtma kapasitesi her geçen gün artırıyor, denizler ve dereler her geçen gün daha az kirleniyor. Bu güzel şehrimiz daha fazla yeşil alanlara kavuşurken, metro ve metrobüste alınan mesafeler kenti daha çevreci yapmaktadır." 

Bahçıvan, bu önemli yatırımların yanı sıra İBB'den diğer faaliyetlerinde de yerli sanayinin ürettiği ürünlerin azami ölçüde tercih edilmesini beklediklerini dile getiren Bahçıvan, İstanbul'da trafiğin ciddi bir sorun olarak varlığını sürdürdüğüne ve depremin kentteki risklerin en başında gelmeye devam ettiğini ifade etti. 

[PAGE]

"İstanbul'da sanayinin yeniden yapılandırılması, gündemimizdeki yerini koruyor" 

 Sanayi üretiminin merkezini oluşturan İstanbul'un ülke ekonomisinin adeta şahdamarı durumunda bulunduğunu ifade eden Bahçıvan, Gayri Safi Katma Değer'in yaklaşık yüzde 27'sini sağlayan İstanbul'dan ihracatın yüzde 50'si, ithalatın ise yüzde 51'inin yapıldığını söyledi.  

İstanbul'un Avrupa, Rusya, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı içine alan bir daire içerisinde üretim ve ticaret bağlamında Türkiye'nin en temel giriş ve çıkış kapısına da sahip olduğuna dikkati çeken Bahçıvan, Türkiye'nin dünyaya en entegre şehri olan İstanbul'un 4 saatlik bir uçuşla 1,5 milyar insanın oluşturduğu pazarlara ulaşma imkanı sağladığını kaydetti. 

Bahçıvan, küresel bir vizyon ve dinamikler eşliğinde büyük bir dönüşüm yaşayan İstanbul'da sanayinin yeniden yapılandırılmasının gündemlerindeki yerini koruduğunu belirten Bahçıvan, şöyle devam etti: 

"2009 yılında kabul edilen, dolayısıyla Üçüncü Köprü, Üçüncü Havaalanı ve Kanal İstanbul gibi önemli yatırımları içermeyen Çevre Düzeni Planı'nın revize edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İstanbul'da sanayiye yönelik planda öngörülen yaklaşım ve kararların gözden geçirilmesini ve yeniden yapılandırılmasını arzu etmekteyiz. İstanbul'da sanayinin yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak sanayiyi de içeren bütüncül bir bakışa sahibiz. Bu bakış eşliğinde, İstanbul'un küresel platformda rekabet üstünlüğü kazanmasına yönelik çabaları biz de destekliyoruz. 

İstanbul'un finans, lojistik ve moda merkezi olması hedeflenirken İSO'nun temel beklentisi, İstanbul'un menfaatleri ile sanayimizin menfaatlerinin birlikte değerlendirilmesi gerçeğidir. Biz, sanayinin şehre ait ve şehirle bütünleşmiş bir faaliyet olduğunu düşünüyoruz. 1950'lerden itibaren İstanbul'un ekonomisindeki ve nüfusundaki büyümenin temel dinamiği hiç tartışmasız sanayidir. İster şehir ister ülke ölçeğinde olsun, istikrarlı bir ekonomi ve sağlıklı bir toplumsal yapının yolu üretimden geçmektedir. Öte yandan, hizmetler ve ticaret sektöründeki büyümenin tetikleyicisi de yine sanayi sektörüdür. Dolayısıyla, İstanbul ölçeğindeki bir ekonomide sanayiye hak ettiği önem ve yerin verilmemesi, şehrimiz ve ülkemizin geleceği adına olumlu sonuçlar doğurmayacaktır." 

[PAGE]

"Yeni OSB'ler kurulmalı" 

Bahçıvan, nitelikli işgücü oranının yüksek olması, altyapı olanakları, lojistik imkanları, coğrafi konumuna bağlı olarak erişilebilirlik özellikleri, sosyal donatıları, ekonomik güç yapısı ve pazar olanaklarının Türkiye içinde sanayi yatırımları açısından İstanbul'u hala önemli ve çekici kıldığını kaydetti. 

Bahçıvan, İstanbul'da sanayinin yeniden yapılandırılması ve sorunlarının çözümüne yönelik şu önerilerde bulundu: 

"Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığımız işbirliğinde 2012 sonu itibariyle Mekansal Strateji Planlama Çalışmaları başlatılmıştır. Ülke ölçeğinde bu tür bir planlamanın öncelikle tamamlanmasının gerektiğine inanıyoruz. Bu planlama tamamlanmadan sanayinin taşınmasını gerçekleştirmek, aynı sanayi tesislerinin farklı bölgelerde benzer sorunlara yol açması anlamına gelmeyecek midir? İSO, işte bu nedenle İstanbul sanayisinin geleceğinin bir devlet politikası çerçevesinde ele alınması gerektiğini düşünmektedir. 

Sanayinin yerleşimi ve yeni organize sanayi bölgeleri (OSB) kurulması İSO'nun en başta gelen önceliğidir. Biri Avrupa diğeri Asya'da olmak üzere İstanbul'daki sanayimizin dönüşümüne imkan sağlayacak iki OSB kurulması konusunda başta yer gösterme olmak üzere bizlere destek verilmesini istiyoruz. Mevcut OSB'lerimizin dünya örneklerinde olduğu gibi ekoendüstriyel parklara dönüşmesi de çevresel ve ekonomik açıdan büyük katkı sağlayacaktır. Tesislerde atık ve enerji alışverişine olanak sağlayan bu tür sistemlerin hayata geçirilebilmesi için finansal ve yönetimsel destek önem taşımaktadır." 

Dünya Bankası'na bağlı Uluslararası Finans Kurumu tarafından en son açıklanan iş yapabilirlik raporunun sonuçlarına göre Türkiye'nin iş yapabilme kolaylığı açısından 189 ülke arasında 69. sırada yer aldığına dikkati çeken Bahçıvan, şunları kaydetti: 

"Bu araştırmada en dikkat çekici nokta bürokratik engellerdir. Örneğin, imar izinlerine ilişkin işlemlerin uzunluğu sebebiyle 148. sırada yer alıyoruz. Ülkemizin diğer şehirlerinde olduğu gibi İstanbul'da da sanayicilerimizin yaşadığı en büyük sorunların başında ruhsat sorunu gelmektedir. İlçe Belediyeleri ile Büyükşehir Belediyesi arasındaki uyuşmazlıklar da zaman zaman sorunların yaşanmasına neden olmaktadır. Sürekli değişen imar kararları, mevcut sanayi yerleşimini göz ardı eden ve dikkate almaksızın hazırlanan planlar, ruhsat aşamalarında bizleri yerel yönetimlerle karşı karşıya getirmektedir. Planlar hazırlanırken halihazırda sanayinin yoğunlaştığı alanlar göz önüne alınmalı, bu alanlara sanayi fonksiyonu verilmeli, sanayimizin ve sanayicimizin yaşam alanları daha fazla daraltılmamalıdır." 

Bahçıvan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, İstanbul'la ilgili gelecek vizyonunu, şehrin önemli bir paydaşı olarak değerli bulduklarını da sözlerine ekledi. 

Bu konularda ilginizi çekebilir