'Şehir hastaneleri yavaşlamalı'
SEİS Başkanı Metin Demir, şehir hastaneleri yatırımının, tıbbi cihaz sektörü için 50 yılda gelecek bir fırsat olduğunu belirterek, “Eğer bu fırsattan biz dünya çapında bir 10 marka, 20 marka ihracat yapacağımız ürün çıkaramazsak yazık olur” dedi. (Mehmet KAYA )
Mehmet KAYA
ANKARA - Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Başkanı Metin Demir, şehir hastaneleri yatırımının, tıbbi cihaz sektörü için 50 yılda gelecek bir fırsat olduğunu belirterek, “Eğer bu fırsattan biz dünya çapında bir 10 marka, 20 marka ihracat yapacağımız ürün çıkaramazsak yazık olur” dedi. Şehir hastaneleri yatırımlarının çok hızlı ilerlediğini, tıbbi cihaz endüstrisinin ise yerli üretimi artırmak açısından bu hıza yetişemediğini belirten Demir, şehir hastanelerinin tıbbi cihaz tedarikinin yüzde 20’sini yerli yapması gerektiği yönünde kural olmasına karşılık, endüstrinin bu oranı karşılayamadığını açıkladı. Metin Demir, “Sürecin sağlıklı olması için, sözleşmesi yapılan, inşaatı devam eden işler yapılsın. Bunların çıktılarını görelim, sonra yeni sözleşmeler yapalım o arada da biz yerelleşmede de bir noktaya geliriz” diye konuştu.
Metin Demir, “Çünkü o hastaneleri (şehir hastanelerini) yurt dışından insanlar gelip görecek ve hep yabancı ürün.. O zaman bize endüstri olarak çok fazla katkısı olmayacak. Gelip gezdiklerinde ne kadar çok yerli ürün görürlerse o ürünleri bizim ihraç etme şansımız doğacak. Doğal fuar, sürekli workshop.. Gerçekten dünya standartlarında çok kaliteli sağlık hizmeti sunuyoruz ama endüstri olarak biraz daha zamana ihtiyacımız var. Şehir hastanelerinin yavaşlayarak ilerlemesini umuyoruz” dedi.
5 ürüne bu kadar odaklanmak yanlış
Demir, Türkiye’de kullanılan bütün tıbbi cihaz ve sarf malzemelerinin ancak yüzde 10’unun üretilebildiğini belirtirken, ihalesi defalarca ertelenen “5-Ürün: MR, Bilgisayarlı Tomografi, Ultrason, Hasta Başı Monitör, Dijital Radyografi” alımına fazla odaklanıldığı eleştirisini yaptı. Demir, “Onlardan çok daha fazla katma değeri olan, daha fazla ihraç edebileceğimiz ürünler var” dedi. Demir, 5 ürünün “paket” olmasına itiraz ettiklerini, Türkiye’de hiç üretimi olmayan ürünlere yerlilik zorunluluğuna itiraz etmediklerini hatırlattı.
Sektörün sermaye birikimine ihtiyacı olduğunu, bu nedenle bütün bileşenlerin sağlıklı, sürdürülebilir ve yerli üretim çeşidini ve miktarını artıracak bir strateji için birlikte karar vermesi gerektiğini vurgulayan Demir, “Türkiye’nin tıp sektörü 150 milyar TL dolayında. Bunun içinde yüzde 7-8 pay bize ait, 2-2,5 milyar dolar.. Bu Sürdürülebilirlik kar, vade ve öngörülebilirlik olsa gerçekten çok daha güzel şeyler yapabiliriz. Ürettiğiniz pazarda sıkıntı varsa, sattığınız pazardan paranızı ne zaman tahsil edeceğinizi bilemezseniz o zaman bir şey üretemiyorsunuz” dedi.
Sektörün “ödeme tarihi kesin belli olmak kaydıyla” vadeli satışa itiraz etmediğini hatırlatan Demir, geç ödemelere yönelik AB modelinin de hayata geçirilebileceğini belirtti. Demir, “Avrupa Birliği Geç Ödemeler Direktifi var. Bu modelde, sağlık hizmet sunucusu, tedarikçi ve finans kuruluşu birlikte müzakere ediyor. Hangi vadede ödeyebilecekse tedarikçi malı o vadede veriyor, finans kurumu finanse ediyor ve vade uygulanıyor. 1 yıl sonra ödeyemiyorsa tekrar vade uygulanabiliyor” dedi. Demir, üniversite hastanelerinin ihale bedelini ödemezken, zor durumda kaldığında peşin ya da 15 gün vadeli cihaz alımları yaptığını ve bunun daha pahalıya mal olduğunu hatırlattı.
Yabancıların çıkışına dikkat Sektörde son dönemde küresel bazı firmaların çıkışının dikkatle izlenmesi gerektiğini belirten Demir, “Küresel üreticilerin varlığı ‘o pazarda her şey yolunda’ mesajı veriyor. Ayrıca biz ürettiğimiz ürünleri kıyaslamalı bir rekabet ile üretmek zorunda kalıyoruz. İhracat açısından da katkı veriyor” diye konuştu.
SUT bedelleri en az yüzde 25 artmalı
SEİS Başkanı Metin Demir yazılı bir açıklama yaparak Sağlık Uygulama Tebliğinde belirtilen tıbbi cihaz ve sarf malzeme fiyatlarına en az yüzde 25 bedel artışı talep etti. Demir, “Bütün (girdi) parametrelere baktığımız zaman yüzde 25'lerde her alanda artış var. SUT bedellerinde en az yüzde 25'lik artış olması gerek. Dolayısıyla bu civarlarda bir artış olması halinde hem tıbbi cihaz açısından hem de sağlık hizmeti sunucuları, özel hastaneler, üniversite hastaneleri ve Sağlık Bakanlığı Hastaneleri açısından bütün tarafl arın nefes alacağını düşünüyoruz. Gerçekten bu nefese ihtiyacımız var” dedi.