TÜSİAD Cizre'ye çıkarma yapacak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, TÜSİAD olarak, çözüm sürecinin iktisadi ayağının güçlendirilmesi ve sahiplenilmesi amacıyla terör ortamından her bakımdan ağır zarar görmüş bölgeyi temsilen Cizre'de bir iş dünyası zirvesi gerçekleştirmeyi planladıklarını ifade ederek, "Zirvede, çözüm sürecinin ekonomi üzerinde beklenen etkileri ele alınacak, bölgenin iktisadi olarak süratle kalkınması yönünde atılabilecek adımlar bölgenin iş dünyası temsilcileriyle birlikte değerlendirilecek ve bölgede bir yatırım hamlesine başlangıç olabilecek projeler açıklanacaktır" dedi. 

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın katılımıyla JW Marriott Otel’de yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz, sözlerine Reyhanlı’da meydana gelen terör eyleminde hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet dileyerek başladı. Konuşmasına, bugün toprağa verilecek olan Nazmiye Demirel’e rahmet ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e de başsağlığı dileyerek devam eden Yılmaz, "TÜSİAD, insan hakları evrensel ilkelerinin, düşünce, inanç ve girişim özgürlüklerinin, laik hukuk devletinin, katılımcı demokrasi anlayışının, yargı bağımsızlığının ve kuvvetler ayrılığının güvence altına alındığı, temsilde adaletin tesis edildiği, rekabetçi piyasa ekonomisinin ve sürdürülebilir çevre dengesinin benimsendiği bir anayasanın oluşturulması için çaba sarf etmektedir" dedi. 
Toplumsal uzlaşma, barış ve huzuru temin edecek bu nitelikteki bir anayasanın Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasının sürdürülebilirliği için de en temel gereklilik olduğuna inandıklarına vurgu yapan Yılmaz, "Bu konuda çok sayıda çalışmamız, değerlendirmelerimiz ve hala işlevsel olduğunu düşündüğümüz raporlarımız var. Üyelerimizin yüksek bilinç ve iradeleri var. Cumhuriyetin 90 yıllık deneyimi ve köklü kurumları var. Başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere bu kurumların arzu ettiğimiz nitelikteki 21. yüzyıl anayasasının oluşturulmasında büyük görev düştüğüne inanıyoruz. Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin iç hukuk düzenimizde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi öncesindeki son merci haline gelmesinden sonra bu konudaki beklentilerimiz daha da artmıştır" şeklinde konuştu. 

-"YENİ VE SİVİL BİR ANAYASA BEKLENTİSİNDEYİZ"- 

Türkiye’de yeni bir Anayasa’nın yapım çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Yılmaz, "yeni ve sivil" bir anayasa beklentilerinin olduğunu söyledi. "Aslında, 150 yıllık Anayasa geleneğimiz ve yaşadığımız bunca tecrübe, bunu çoktan mümkün kılabilmeliydi" diyen Yılmaz, TBMM’de temsil edilen siyasi partilerin ortak iradeleriyle 19 ay önce kurulmuş olan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun kuruluş şeklinin güçlü bir uzlaşma iradesi olduğunu belirtti. Yılmaz, "Nitekim, Uzlaşma Komisyonunun, çalışmalarında, asker-sivil ilişkilerinde ve din ve vicdan özgürlüğü konularında mesafe kat edilmiş olması son derecede umut verici gelişmelerdir. Keza, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin başkanlık sistemine ilişkin önerilerini geri çekebileceklerine yönelik açıklamaları da bu bakımdan önemli bir uzlaşma çabası örneğidir" diye konuştu. 

-"ÇÖZÜM SÜRECİNİ DEMOKRATİKLEŞME EVRESİNİN ÖNEMLİ BİR AŞAMASI OLARAK GÖRÜYORUZ"- 

"Terör ve şiddeti kalıcı olarak ortadan kaldırarak yeni anayasa çalışmalarının toplumsal barış ve huzur ortamında yapılmasını sağlayacak çok önemli bir çözüm süreci içerisindeyiz" diyen Yılmaz, "Bu süreci, aynı zamanda demokratikleşme evresinin önemli bir aşaması ve Kürt meselesinin çözümüyle birlikte adil ve kapsayıcı bir kalkınma hamlesinin başlangıç unsuru olarak görüyor ve destekliyoruz" şeklinde konuştu. 
Yılmaz, şiddet ve terör ortamının bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde ülke gündeminden çıkabilmesi için kalkınma ve demokrasi başlıklarında çaba sarf etmenin tüm toplum kesimlerinin ve kurumlarının ortak sorumluluğu olduğunu söyledi. Yılmaz şunları kaydetti: 
"Bu bilinçle ve bu sorumluluktan hareketle TÜSİAD olarak, çözüm sürecinin iktisadi ayağının güçlendirilmesi ve sahiplenilmesi amacıyla terör ortamından her bakımdan ağır zarar görmüş bölgeyi temsilen Cizre'de bir iş dünyası zirvesi gerçekleştirmeyi planlamaktayız. Zirvede, çözüm sürecinin ekonomi üzerinde beklenen etkileri ele alınacak, bölgenin iktisadi olarak süratle kalkınması yönünde atılabilecek adımlar bölgenin iş dünyası temsilcileriyle birlikte değerlendirilecek ve bölgede bir yatırım hamlesine başlangıç olabilecek projeler açıklanacaktır." 
Yılmaz, bölge ekonomisinin yeniden sağlıklı bir büyüme dönemine girmesiyle orta-uzun dönemde Türkiye ekonomisinin potansiyel büyümesinin yaklaşık 1 puan artacağını savundu. 

-"YÜZDE 4’LÜK BÜYÜME BEKLENTİMİZ DEVAM EDİYOR"- 

Türkiye’nin bu sene yüzde 4 civarında bir büyümeyi yakalaması yönündeki beklentilerinin devam ettiğini, ancak bu büyümeyi elde etmenin koşullarının bulunduğunu söyleyen Yılmaz, bu koşulların, arz yönlü mikro politikalar, aynı zamanda uzun dönemli yüksek büyümenin de temel unsurları olduğunu dile getirdi. 

-"TÜRKİYE'NİN AB'YE TAM ÜYELİK SÜRECİNİN PEŞİNİ BIRAKMAK NİYETİNDE DEĞİLİZ"- 

Gerek bazı AB üyelerinin Türkiye’ye yönelik olumsuz tavırları gerekse AB’nin yaşadığı siyasi ve ekonomik krizi aşmakta çok zorlanması, kamuoyunda Brüksel’in bir cazibe merkezi olmaktan uzaklaştığı hissiyatını doğurmuş olabileceğini söyleyen Yılmaz, "Biz ise bu krizin son tahlilde yeni bir Avrupa yapılanmasının tohumlarını içinde barındırdığı kanısındayız. TÜSİAD olarak, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecinin peşini bırakmak niyetinde değiliz" dedi. Yılmaz, şunları kaydetti: 
"Önümüzdeki aylarda müzakereleri başlayacak olan ve dünya ekonomisinin yarısını oluşturan ABD-AB arasında planlanan serbest ticaret anlaşması süreci veya yeni adıyla Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTYO), küreselleşme sürecinin bütün hızıyla ilerlediğinin en önemli göstergesi ve eğer kurumsallaşabilirse dünya katma değerinin yarısını yaratan bir ekonomik yapı olacaktır. 
Türkiye’nin Gümrük Birliği içinde olmasına rağmen serbest ticaret anlaşmalarına taraf olamaması ekonomimiz için fazlasıyla mağduriyet yaratmıştır. Ancak Türkiye’nin, bu önemli anlaşmanın hiçbir şekilde dışında kalamayacağını tüm dostlarımıza ve öncelikle iş dünyası muhataplarımıza açıklıkla anlattık ve önemli destek gördük. Türkiye hem AB üyelik sürecini güçlendirebilecek hem de Gümrük Birliği’nden doğan haklarını koruyabilecektir. İnancımız ve çalışmalarımız bu yöndedir." 

-"TÜRKİYE MEZHEP NEFRETİ ÜZERİNE KURULU BİR JEOPOLİTİK OYUNUN İÇİNE ÇEKİLMEMELİ"- 

Suriye başta olmak üzere çok temel aksaklıklarla süren Arap Baharı sürecinin Türkiye’nin bu özellikleriyle bölgede referans ülke olma sıfatını teyit ettiğini ileri süren Yılmaz, "Suriye’deki iç savaşın bir uzantısı olduğu anlaşılan Reyhanlı’daki bombalı saldırı bir insanlık suçu, kalleş bir terör eylemidir. Ve maalesef bu gibi saldırılar, bu bölgenin alışılagelmiş siyasi mesaj verme yöntemidir. Türkiye’nin istikrarını bozmak ve itibarını sarsmaktan başka hiçbir amacı olmayan bu tür girişimlere karşı gerekli tedbirlerin alınması, diplomatik adımların atılması, suçluların adalete teslim edilmesi ve her türlü muhtemel zafiyetle ilgili, kamuoyunun bilgilendirilmesi en temel beklentimizdir. Türkiye mezhep nefreti üzerine kurulu bir jeopolitik oyunun içine çekilmemeli, ancak insani yardım tutumunu da sürdürmelidir" diye konuştu