”Tuzla'da Bakanlığımızın halletmesi gereken bir şey yok”

Çelik, Bursa'da Tuzla tersanelerindeki iş kazalarına ilişkin sorularını yanıtladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BURSA - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Tuzla tersanelerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile ilgili hallolması gereken bir şey olmadığını söyledi. Çelik, "Tuzla'yla ilgili fikir beyan etmek isteyenler, yazlıkta şezlongun üzerinde oturarak, uzaktan nutuk atmasınlar" dedi.

Faruk Çelik, Merinos Parkı'ndaki bir kebapçının açılış töreninin ardından, basın mensuplarının Tuzla tersanelerindeki iş kazalarına ilişkin sorularını yanıtladı. "Tuzla tersanelerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile ilgili hallolması gereken bir şey yok" diyen Çelik, şunları söyledi:

"Bakanlığımız, ilk günden itibaren üzerine düşen ne varsa hiç aksatmadan, hepsini yerli yerinde zamanında devam ettiriyor. Ne yapılması gerektiğini söyleyen, 'şunu eksik bıraktınız' diyen yok. İş sağlığı güvenliğinin temini açısından yasaların bize vermiş olduğu yetkilerin tamamını, bakanlığımın ilk haftasından beri kullanıyorum. Bizim açımızdan, Tuzla'dan hiç çıkmadık, çıkmaya da niyetimiz yok. Çünkü oradaki çalışma şartları çok kötü. Net söylüyorum; bu olay, farklı bir alanı ilgilendiren bir olay. Bakanlığımız ile ilgili yapılması gereken önemli faaliyetlerimizden biri, işçilerin eğitimiydi, şu an 10 bin işçinin eğitimini tamamladık, 13 bin işçinin de eğitimi devam ediyor."

Çelik, konuyla ilgili konuşmak isteyenlerin, Tuzla'ya giderek, tersaneleri gezmeleri, çalışma şartları ve alan darlığını gördükten sonra fikir beyan etmeleri gerektiğini vurgulayarak, "Tuzla'yla ilgili fikir beyan etmek isteyenler, yazlıkta şezlongun üzerinde oturarak, uzaktan nutuk atmasınlar" dedi.

"Rahat bir çalışma ortamı elde edilmeli"

Tuzla tersanelerinin 1982'den beri faaliyette olduğunu, ancak küçük tekne yapımında kullanılan tersanelerin, günümüzde dev gemi inşaatında kullanıldığına dikkati çeken Çelik, şöyle konuştu:

"Asgari 300 dönüm üzerinde imalat yapması gereken bir tersane, eğer 20 dönüm üzerinde imalat yapıyorsa, yani A tipi bir tersane olduğu halde C tipi bir yerde üretim yapıyorsa, burada söyleyecek bir şey yok, burada söylenecek 'ölümü bekleyin'dir. Bunu da bu şekle dönüştürmeye kimsenin hakkı yok. Buranın mutlaka ve mutlaka ilgilileri, tarafları kimse, konuşanlarla değil çözümden yana olanlarla masaya oturmaya her zaman hazırız. Bu konuya neşter atılmalı ve Tuzla rahatlatılmalı. 10-20 tersane, neyse oradan çıkmalı ve orada rahat bir çalışma ortamı elde edilmeli. Bu durumda her an işçiyi ölüm bekliyor. Ne tür güvenlik önlemi alırsanız alın, her taraf demir yığınıdır."

"Sorumluluk işverende de var"

Çelik, taşınmaya karşı olan bazı tersane sahipleriyle ilgili görüşünün sorulması üzerine, şunları dile getirdi:

"Yalnız işletme sahipleri suçludur diye söylemiyorum, tabii ki filikayı, kızağı yapanlar, teknik denetimi yapanlar da var fakat neticede, işçilerimiz boğularak öldü. Şimdi burada birilerinin suçu var. 2000'den bugüne 70'e yakın vatandaşımız orada can verdi. Burada bir sorumluluk işverende de var. Onun için herkes sorumluluğunun bilincinde hareket etmeli. 'Kapatılmamalı, tahliye edilmemeli, burası rahatlatılmamalı' gibi ucuz laflarla değil, Tuzla çözüm bekliyor. Çözümle ilgili işverenler de ne katkı sağlamaları gerekiyorsa, oturup konuşmaları gerekiyor."