Vergide nispi düştü, maktu arttı; gelir enflasyonun üzerinde kaldı

Sigaradan alınan nispi vergi oranı aşağı çekilip maktu vergi tutarı yükseltilirken bunun bütçe gelirlerine etkisi de pozitif oldu. Sigaradan tahsil edilen ÖTV, enflasyonun üzerinde arttı. Geçen yıla kıyasla tütün ve alkolsüz içecekler enflasyonu manşet enflasyonun altında kaldı. Ürünler arası fiyat farkının kapanıyor olması ise tartışmaya neden oldu.

Vergide nispi düştü, maktu arttı; gelir enflasyonun üzerinde kaldı

RECEP ERÇİN

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı’na göre sigaraların vergi yapısında değişikliğe gidildi. Böylece paket başına sabit alınan maktu vergi 12,15 TL’den 16,00 TL’ye yükseltilirken, fiyata bağlı nispi vergi oranı yüzde 50’den yüzde 45’e çekildi. Asgari maktu vergi seviyesi ise paket başına 42,38 TL’den 39,50 TL’ye indirildi.

28 Aralık 2023’te alı¬nan ve 1 Ocak 2024’te yürürlüğe giren kararla sigaradan alınan nis¬pi vergi oranı yüzde 63’ten 57’ye çekilmişti. Geçen yıl eylül ayında da oran 57’den yüzde 53,5’e indirildi. Bu yılın mart ayında da nispi vergi yüzde 50’ye düşürüldü. 24 Ekim’de alınan kararla yüzde 45’e düşen nispi vergi oranı, böylece Ocak 2024’ten bu yana 18 puan aşağı çekildi.

ÖTV geliri enflasyonun 6 puan üzerinde arttı

Kamunun yönetici ve yönlendirici olduğu sigarada nispi vergi oranının aşağı çekilip, maktu vergi oranının artırılması enflasyonist etkilerin önüne geçilmesini sağlıyor.

Fiyat üzerinden hesaplanan nispi oran yüksek olduğunda maliyet kaynaklı herhangi bir fiyat artışında ürüne daha çok zam geliyor. Maktu vergi ve nispi vergi dengesi kurulduğunda ise, insan sağlığına zararlı olduğu kabul edilen sigaraların hem belli bir fiyatın altında satılmasının önüne geçilerek caydırıcılık sağlanırken hem de artan fiyatlara rağmen tüketimin devam etmesi yüzünden tüketici sepetindeki ağırlığı nedeniyle enflasyonist etkisi asgariye çekiliyor.

Bu açıdan nispi vergi oranının düşürülüyor öte yandan sabit vergi olan maktu tutar artırılıyor. Bunun kamu maliyesi üzerindeki etkisine bakarsak bir vergi kaybının da gerçekleşmediği görülüyor. Sigara vergi kompozisyonundaki sabit maktu vergiyi artırırken nispi vergiyi düşürmek vergi gelirlerini tüketim değişkenlerinden bağımsızlaştırmak anlamına geliyor. Böylece devletin vergi gelirleri daha öngörülebilir ve sürdürülebilir oluyor. 2024’te yıllık enflasyon yüzde 44,4 iken tütün ürünlerinden elde edilen ÖTV geliri yüzde 75 artarak 309 milyar TL’ye ulaştı.

2025 yılında ise ilk 9 aylık enflasyon yüzde 33,29 iken, sigaradan elde edilen vergi gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 39 arttı ve 306,9 milyar TL gelir elde edildi. Geçen yıl aynı dönemde bu tutar 220,8 milyar TL idi. Özetle düzenlemeler sayesinde kamunun, gelirlerinden feragat etmeden fiyat artışlarını frenleyerek bir çifte kazanım elde etmiş olduğu görülüyor.

Markalar arasındaki makas kapanıyor

Elbette nispi vergi oranı aşağı çekilip maktu tutar artırılınca sigara çeşitlerinde tıpkı paket ambalajlarında olduğu gibi fiyatta da tek tipleşme meydana gelmeye başladı. Bu yüzden A firmasına ait, piyasada “Premium” olarak görülen X marka sigara ile B firmasına ait ve piyasada daha alt kategoride kabul edilen Z marka sigaranın fiyatı arasındaki makas kapanmaya başladı.

Böyle olunca tüketici, piyasada “Premium” kabul edilen ürüne yönelmeye başladı. Pazarda çetin rekabet halinde olan sigara firmaları alt kategori kabul edilen ürünlerinin uygulama başladığından bu yana Pazar kaybettiğini belirtiyorlar. Bunun da haksız bir rekabet doğurduğu iddiasındalar. Bunu da not etmiş olalım.

Bir puanlık artışın kamuya yükü 100 milyar lira

Gelelim enflasyon tarafına. Yüksek enflasyon, sadece vatandaşın bütçesini olumsuz etkilemekle kalmıyor. Kamu maliyesi üzerinde de yük oluşturuyor.

Her ne kadar enflasyonist dönemlerde dolaylı vergi gelirleri artıyor görünse de her 1 puanlık enflasyon artışının, sadece enflasyonla güncellenen kamu personel ve emekli maaşları göz önünde bulundurulduğunda Hazine’ye yıllık 100 milyar TL’nin üzerinde ek yük getiriyor. Sigaraların maliyetlerindeki artışların, satış fiyatlarına katlanarak yansıması dezenflasyon sürecine köstek oluyor.

Tam bu yüzden piyasadaki türün ürünleri nezdinde alt grup üst grup arasındaki makasın kapanmasına ve bu yolla ürünler bazında Pazar payı değişimine bakılmaksızın nispi vergi oranlar indirilip maktu tutarlar artırılıyor. Yani önceki A markasının filanca ürününün veya B markasının filanca ürününün pazar payı dengesi değil makro anlamda enflasyonla mücadele oluyor.

Sektör paydaşlarından pazar payı itirazı

Sigaraların fiyata bağlı nispi vergi ağırlıklı vergi yapısı nedeniyle, maliyetler fiyatlara doğrusal olmayan bir şekilde etki edince, mali çarpan olgusu gündeme geliyor. 2024 yılından bu yana yapılan kademeli vergi düzenlemeleriyle birlikte mali çarpan düşürülerek sigaraların enflasyonu tetikleyici etkisi azaltıldı.Bu etki TÜİK verilerine yansıdı: 2024 sonunda yıllık TÜFE yüzde 44,4 olurken, alkollü içecekler ve tütün grubundaki artış yüzde 39,3’te kaldı.

Eylül 2025 ayı verilerine göre TÜFE yıllık değişim oranı yüzde 33,29 iken, alkollü içecekler ve tütün grubundaki değişim oranı yüzde 24,49 oldu. Verilere bakınca sigara vergi sisteminde yapılan değişikliklerin enflasyonu tetikleyen mekanizmayı zayıflatarak dezenflasyon sürecine doğrudan katkı sağladığı söylenebilir. Öte yandan bu tür ürünlerde vergi oranlarının yükseltilmesi kayıt dışı ve kaçak ürün ticaretinin artmasına yol açabiliyor. Türkiye’de tütün ve nikotin ürünlerinin yasa dışı ticaretinden 160 milyar TL vergi kaybı yaşandığı öne sürülüyor.

Dönem dönem TESK bu konuya dikkat çekiyor. Hem enflasyonist etki oluşturmayacak hem de vergi kaybını dengeleyecek şekilde bir nispi ve maktu oran tutturmak kayıt dışına yönelimin de önüne geçebilir. Öte yandan sektör paydaşlarının bir kısmı bu düzenleme patikasının devam etmesini savunurken, diğer yandan geçiş hızlı olduğundan ürünler arasındaki makasın kapanmasından kaynaklı olarak tek taraflı bir pazar payı kazanma dışsallığına yol açtığı için sektör oyuncularının bazıları da, duruma itiraz ediyor.

Kaynak: DÜNYA - İSTANBUL