Atmaya kıyamıyorum!

Çoğumuz bazı eşyalarımızı çok eskiseler, artık kullanılamaz hâle gelseler de atamıyoruz. Oysa atmaya kıyamadıklarımızın ekononomiye kazandırılması meselesi yeniden revaçta. Yani geri dönüşüm.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KEZBAN KARABOĞA

İnsanlar, bazen bazı eşyalarını çok eskiseler, artık kullanılamaz hâle gelseler dahi atmaya kıyamıyor. O eşyanın artık olmayacak olması bir çeşit üzüntü duygusu bile yaratabiliyor. Bu eşya bir giysi, bir defter olabilir. Sanırım, eşya ile farklı nedenlerle bir bağ kuruluyor. Fakat mevzu şu: Bu atmaya kıyamadıklarımızın ekononomiye yeniden kazandırılması meselesi revaçta. Nedir? Tabii ki, geri dönüşüm. Nedir geri dönüşüm? Kullanım dışı kalan geri dönüştürülebilir atık malzemelerin çeşitli yöntemlerle hammadde olarak tekrar imalata kazandırılmasıdır. Cam, kağıt, alüminyum, plastik, piller, motor yağı, akümülatörler, beton, organik, elektronik atıklar… Bunlar da geri dönüşebilen maddeler. Çoğunlukla etrafta, sokakta cam, plastik ya da piller için büyükçe geri dönüşüm kumbaraları görürüz. Fakat mesele şu: Genel olarak geri dönüşüm yeteneğimizin yeterli seviyeye geldiğini söylemek pek mümkün değil. Araştırmalar böyle söylüyor. Bakın, OECD'nin bu konuda yaptığı bir çalışma var. Burada toplam kentsel atıkların içinde geri dönüştürülmüş atıkların oranına yer verilmiş. Buna göre bu işi en iyi yapan ülke Almanya. Almanya, toplam kentsel atıklarının içinde geri dönüştürülmüş atık oranının en yüksek olduğu ülke (yüzde 65.) Almanya'yı, Güney Kore takip ediyor (yüzde 59.) Onun ardından Slovenya geliyor (yüzde 58.) Bakın, ilk 3 ülke böyle. Peki, Türkiye'de durum nedir?

Türkiye'de ne durumda?

Aslında Türkiye'de durum pek iç açıcı değil. Türkiye'de toplam kentsel atıkların sadece yüzde 1'i geri dönüştürülmüş durumda. Türkiye, bu oran ile OECD ülkeleri arasında sondan ikinci ülke konumunda yer alıyor. Zaten sonuncu ülke de yüzde "0" ile Yeni Zelanda. Fakat tabii soru şu: Türkiye'nin bu düşük oranı artırması için ne yapması gerekiyor? Herkese düşen işler var. Örneğin tüketicileri ele alalım. Bu konuda Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı'nın (ÇEVKO) internet sitesinde güzel bir bilgilendirme yer alıyor. Örneğin bir meyve suyu satın aldığınızı düşünelim. Meyve suyunu tükettiğinizde geriye kalan kutu artık ambalaj atığıdır. Ambalaj atıklarını, diğer atıklardan ayrı şekilde biriktirip geri dönüşüme sevk edebilirsiniz. Satın aldığınız ürünlerin ambalajlarını bir torbada biriktirip ilk adımı atmış olursunuz. Son olarak biriktirdiğimiz ambalaj atıklarını, size en yakın ambalaj atığı kumbaralarına atarak geri dönüşümü başlatırsınız. Kolay değil mi?

Faydası çok...

- Geri dönüşüm katı atık miktarını azaltır.

- Geri dönüşüm, ekonomiye katkı sağlar.

- Doğal kaynakların korunması demektir.

- Enerji tasarrufudur. Çünkü geri dönüşüm sırasında uygulanan fiziksel ve kimyasal işlem sayısı, normal üreim işlemlerine göre daha azdır.

- 1 ton kâğıdın geri dönüşüme katılması sonucu 17 ağacın kesilmesi önlenir.

- Dönüşen her ton cam için, 100 litre petrol tasarrufu sağlanır.

- Katı atıklarda ayrılan kağıdın yeniden işleme sokulması için gerekli olan enerji, normal işlemler için gerekli olanın yüzde 50’si kadardır.

- Bir alüminyum kutunun geri dönüşümünden, ham maddeden ürün elde etmeye göre, yüzde 95 enerji tasarrufu sağlanabilir.