Gömülü finans ve finansal düzenleyiciler

Geçen yüzyılın başında departman mağazacılığı birbirinden tamamen farklı, fiziki ürünleri tek bir çatı altında sunmaya başladığında kadim ticaret hayatı nasıl sarsıcı bir yenilikle karşı karşıya geldiyse, şimdi de satış mecralarının fiziki mekansal alandan dijitale taşınması ile finansal sektör de benzer bir yenilikle karşı karşıya. Bu değişimin adı “gömülü finans”.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Umurcan GAGO (PwC Ortağı)
Ozan Cığızoğlu (PwC Strategy& Ortağı)

Geçen yüzyılın başında departman mağazacılığı birbirinden tamamen farklı, fiziki ürünleri tek bir çatı altında sunmaya başladığında kadim ticaret hayatı nasıl sarsıcı bir yenilikle karşı karşıya geldiyse, şimdi de satış mecralarının fiziki mekansal alandan dijitale taşınması ile finansal sektör de benzer bir yenilikle karşı karşıya. Bu değişimin adı “gömülü finans”.

Modern finansal piyasaların düzenleyicileri açısından oyunun kuralları düne kadar belliydi. Finansal piyasalarda faaliyet gösterecek olan kurumlar bir lisans alacaklar, lisansı olanlar, başkaca alanlarda asla faaliyet göstermeyecekler, sadece kendilerine tanımlanan alanda, o alanın kurallarına göre faaliyet göstereceklerdi. Çünkü finansal hizmetlerle sair işlerin iç içe geçmesinin yarattığı sistemik riskler pahalıya mal olmuş, küresel krizleri tetiklemişti. Hatta birden çok finansal hizmetin tek bir çatı altında verilmesi bile istenmeyen durumdu. Hakem belli, saha belli, oyunun kuralları belliydi. Mahalleler görünmeyen duvarlarla ayrılmıştı. Adeta Kudüs’ün kadim şehir düzeni gibi kimin hangi sokakta yaşayacağı ve iş yapacağı belliydi baştan. Başlangıç yemeğinin tabağı ayrı, ana yemeğin tabağı ayrıydı. Kitapçı kitapçılık, züccaciyeci züccaciyecilik, kuyumcu kuyumculuk, bankacı bankacılık yapardı. Bunların tabi oldukları mesleki kurallar da farklıydı, işyerleri de. Finansal düzenleyicilerin işi de bu nizamın bekçiliğini muhafaza ve müdafaa etmek idi.

Finansal sektör önemli bir yenilikle karşı karşıya

Ama bu nizam teknolojinin tetiklediği “yıkıcı yenilik”ler ile şimdilerde önemli bir değişime zorlanıyor. Geçen yüzyılın başında departman mağazacılığı birbirinden tamamen farklı, fiziki ürünleri tek bir çatı altında sunmaya başladığında kadim ticaret hayatı nasıl sarsıcı bir yenilikle karşı karşıya geldiyse, şimdi de satış mecralarının fiziki mekansal alandan dijitale taşınması ile finansal sektör de benzer bir yenilikle karşı karşıya. Bu değişimin adı “gömülü finans”.

“Gömülü finans” kısaca bir finansal kurum aracılığıyla sunulan finansal hizmetlerin finansal olmayan bir kuruluşun ürün ve hizmet süreçlerine entegrasyonu olarak tanımlanabilir. Esasında fiziki olarak çeşitli mağazalarda ürün finansmanının kredi ile sağlanması vb. şekillerde uzun süredir hayatımızda olan bir konu olsa da dijital kanallardaki hizmetlerin bir parçası olarak finansal hizmetlerin sunulması hayatımıza yeni giren bir kavram. Böylelikle müşteriler hizmet aldıkları ana platformdan (dükkan-mağaza) hiç ayrılmadan ilgili finansal ürünleri de bu platformların bir parçası olarak kullanabilir hale geliyor.

Gömülü sigorta hizmetlerinin çeşitliliği artacak

Gömülü finans hizmetlerinde başlıca dört alanın öne çıktığını söylemek mümkün. Gömülü ödeme hizmetlerine e-ticaret firmalarındaki cüzdanlar, uygulama içi ödemeler ve oyun içi satın alımlar sunulması örnek olarak gösterilebilir. E-ticaret sitelerinde bankalar ve fintechler tarafından sunulan “Şimdi Al, Sonra Öde” (ŞASÖ) hizmetleri ve alışveriş sırasında sağlanan çeşitli krediler ise gömülü kredi/finansman hizmeti örnekleri arasında yer alıyor. Seyahat platformlarından bilet alımı esnasında seyahat sigortası sunulması ve e-ticaret firmalarında cep telefonu yanında cep telefonu kaskosu da sunulması gibi gömülü sigorta hizmetlerinin hacim ve çeşitliliğinde yeni oyuncuların da pazara girmesine paralel olarak artış bekleniyor. Bazı ödeme uygulamalarında parçalı/küsüratlı menkul kıymet alımı ve ödemelerden kalan küsuratların yatırıma dönüştürülmesi gibi gömülü yatırım hizmetleri ise henüz emekleme aşamasında denebilir.

OpenPayd’in (2021) raporuna göre Avrupalı finansal olmayan şirketlerin %95’i beş yıl içinde gömülü finans hizmetleri sunmayı planlıyorlar. PwC Strategy& Retail Banking Monitor (2022) raporuna göre gömülü finansın 2030 yılında bankacılık sektörünün gelir havuzunun yaklaşık olarak %15’ini oluşturması, gömülü finans hizmetlerinin global düzeyde toplam payının %49’unun ise e-ticaret ve perakende satış kaynaklı olacağı tahmin edilmekte.

Türkiye’de de gömülü finans hizmetlerinin büyük bir potansiyel vadettiğini söylemek mümkün. PwC Strategy& tarafından 15 ülkede yapılan Ödemeler ve Açık Bankacılık raporuna göre Türkiye’de tüketicilerin %72’si banka dışı kurumlardan bankacılık hizmeti almaya açık olduklarını dile getirmiş.

Müşteri beklentilerindeki ve iş modellerindeki değişimler, teknolojideki ilerlemeler ve finansal hizmetleri liberalleştiren Açık Bankacılık gibi diğer gelişmelerin de etkisi ile gömülü finansın finansal sektördeki önemi artıyor, çeşitlenmesi ve kullanım alanlarının artması ise kaçınılmaz görünüyor. Bankacılık dışı kurumların bankacılık gelir havuzuna göz dikmesi ile beraber bankalar için de ekosistem bankacılığı veya süperuygulama gibi farklı stratejik seçenekler ön plana çıkıyor. Bunun küresel anlamda birçok başarılı örneği bulunuyor. Böylece bugüne dek banka veya varlık yöneticisi olarak bilinen kurumlar kendilerini fintech ve teknoloji şirketi olarak yeniden tanımlıyorlar.

Hukuki-sistematik riskler nasıl düzenlenecek?

Peki finansal olmayan kurumların finansal ürünler sunmaya başladığı, yani eskinin kitapçı, züccaciyecisinin finansçılık, finansçının ise mal veyahut finansal olmayan hizmetler sağlamaya başladığı ve ‘asli iş-yan iş’ ayrımının da imkansızlaştığı bu yeni düzenin barındırdığı hukuki-sistematik riskler nasıl düzenlenecek? Herkes finansal kurum lisansı mı almak zorunda olacak, yoksa finansal kurum lisansı sahipliği anlamını mı yitirecek? Finansal lisansın tabiatı itibariyle sağladığı oligopolistik yapı tamamen yıkılırsa, o zaman lisansa tabi ve dolayısıyla bunun yükü altındaki kurumlar lisans bırakmak istemeyecekler mi? Her kurumun finansal kurum lisansına sahip olması kaçınılamayacak bir zorunluluk halini alacaksa, rekabet hukuku alanında ne gibi önlemler alınacak, siber güvenlik riski sorunu nasıl çözülecek? Üstelik bu sorular sadece finansal düzenleyicilerin meselesi de değil. İnsanlığın finansal sektöre dair bugüne dek edindiği ders şu idi: Finansal hizmet sağlayıcılarının lisanslı olmaları elzemdir.

Kısa ve orta vadede bunun değişmesi çok olası görünmüyor. Halihazırda bulunmuş olan çözüm “iş ortaklığı”, yani birlikte çalışma modeli, olarak karşımıza çıkıyor. Düzenleyiciler düzenlemeleri bu işbirliğine olanak sağlayacak şekilde reforme ediyorlar. Bu modelde gömülü finans hizmeti için altyapı sağlayan bir finansal kuruluş ile müşteriye kendi arayüzüyle doğrudan mal veya hizmet sağlayan işletme arasındaki bir ortaklık ilişkisi söz konusu. Müşteriler her ikisinin de müşterisi konumundalar. Hiç kuşkusuz bu modelde finansal olan ve olmayan işler arasındaki ayrım bulanıklaşıyor. Finansal düzenleyicilerin işleri de zorlaşıyor. Bu formülün ne kadar sürdürülebilir olduğunu elbette zaman gösterecek.

Gömülü finans ile finansal regülasyon mimarisi sarsıcı bir değişim yaşayacak

Kimilerinin beklentisi, finansal olmayan kuruluşların da finansal kurum lisansını almasını sağlayacak şekilde düzenlemelerin değişmesi yönünde. Yani hemen herkesin bir gün finansal kurum haline gelmesi. Bu pratik olarak sağlanması çok güç distopik bir yeni düzeni ifade ediyor. Üstelik finansal faaliyetlerin her birinin birbirinden ayrı finansal düzenleyicilere tabi olduğu Türkiye gibi ülkelerde, bu modelin daha da çok katmanlı bir zorluk yaratacağı aşikar.

Ekonomik ve teknolojik gelişmeleri takip etmek durumunda olan hukuk kurallarının, gelecekte nasıl bir finansal regülasyon mimarisine evrilerek katalizör görevini ifa edebileceğini hep beraber göreceğiz. Bugünden bu mimarinin nasıl olacağını öngörebilmek güç. Ama gömülü finans ile birlikte finansal sektör açısından finansal regülasyon mimarisinin sarsıcı bir değişimi yaşamak zorunda kalacağı gayet net bir şekilde öngörülebiliyor.

Bildiğimiz kurumlar bildiğimiz hallerinden çıkıp kendilerini yeniden tanımlayacaklar muhtemelen. Ve finansal düzenleyiciler bildikleri kural defterlerini yeniden yazmak durumunda kalacaklar.

Bu konularda ilginizi çekebilir