Varlıklı müşteriler riskten kaçtı, mevduat ve para swabına geçti
Piyasalarda toz-duman çok. Yatırımcı için önünü görmenin gittikçe zorlaştığı dönemler bunlar. Hele yılın ilk yarısı ile karşılaştırıldığında risk iştahının iyice kapandığı dönemler.
Ece CEYHUN
Yapı Kredi Özel Bankacılık Pazarlama ve Ürün Yönetimi Direktörü Ayşe İmre Tüylü, haziran ayından itibaren piyasalarda yaşanan sert dalgalanmaların özel bankacılık müşterilerini mevduata ve cazip hale gelen para swabı gibi getiri garantili ürünlere kaymasına neden olduğunu söyledi.
Orta ve yüksek riskli varlıklara olan talebin belirgin şekilde düştüğünü anlatan Tüylü, “Yılın ikinci yarısında ilk altı aya göre biraz daha kırılgan ortam var. Bu da mevduat ve swap gibi kısa vadeli ve risksiz alternatiflerin daha fazla talep görmesine, müşterilerimizin varlıklarında baskın payının devam etmesine neden olacaktır” dedi.
Yapı Kredi Private Banking’in yönettiği fon büyüklüğü 26 milyar TL, müşteri sayısı ise 30 bine ulaştı. Yapı Kredi Private Banking sadece mali değil, sanat, miras, vergi, hukuk gibi alanlarda da müşterilerine hizmet veriyor. Son dönemde ‘sosyal sorumluluk’ projesi olarak gördüğü filantropi yapı bağışçılığı da profesyonel hizmetlerine ekleyen Yapı Kredi Private Banking, bu alanda TÜSEV’i de iş ortağı olarak seçti.
Yapı Kredi Özel Bankacılık Pazarlama ve Ürün Yönetimi Direktörü Ayşe İmre Tüylü ile hem varlıklı müşterinin yatırım algısını hem de filantropiden başlayarak sanat ve miras danışmanlıklarında trendleri konuştuk.
İlk yarıda riskli ürünler revaçtaydı
2013 yılının ilk yarısının sonlarına doğru faiz oranlarının tarihi düşük seviyelere gerilemesi, aynı zamanda hisse senetleri piyasasındaki yükseliş ile rating kuruluşlarının Türkiye’yi yatırım yapılabilir seviyeye yükselteceği beklentisi ile piyasalarda adeta bahar havası esiyordu. İmre Tüylü bu dönemde belirgin bir şekilde artan moral sayesinde müşterilerinin riskli yatırım ürünlerine olan talebinin arttığını anlattı ve şöyle dedi:
“Öne çıkan ürünlerimiz arasında A tipi yatırım fonları ve hisse senetleri, riskli finansal enstrümanlara da yatırım yapabilen karma yönetim stratejisine sahip B tipi yatırım fonları yer alırken, varlık yönetiminde Yapı Kredi Portföy Yönetimi’nin ayrı bir hizmet kanalı olan özel portföy yönetimine ilgide artış yaşadık. Haziran ayından itibaren sert dalgalanma, bunun yanı sıra talebin arttığı TL bazındaki orta/yüksek riskli varlık sınıflarının fiyatlarında geri çekilme yaşadık. Bu da müşterilerimizin talebinin Haziran ayından itibaren mevduatın yanı sıra dalgalanmanın artması sonucu cazip hale gelen para swabı gibi getiri garantili ürünlere kaymasına neden oldu. Faiz artışı ve borsadaki düşüş ile riskli ürünlere yatırım yapan yatırım fonları doğal olarak olumsuz etkilendi ve özel bankacılık müşterilerinin riskli ürünlere talebi belirgin bir şekilde düştü.”
Büyüme hikayesi olan şirketler
Piyasalarda inişler çıkışlar yaşansa da Türkiye’nin yatırımcı açısından her zaman cazip bir pazar olacağını da vurgulayan Tüylü, önümüzdeki dönem için yatırımcılara verdikleri tavsiyeleri anlatırken “Orta-uzun vadeli perspektif ve seçici yaklaşım ile büyüme hikayesi olan şirketlerin hisse senetlerine yatırım yapan A tipi fonlarımızı veya hisse senetlerine portföyünün bir kısmını bloke eden B tipi fonlarımızı önermeye devam edeceğiz. Ayrıca, kişiye özel yatırım stratejisinin uygulandığı Özel Portföy Yönetimi hizmetimizdeki yatırım alternatiflerini öne çıkarmaya devam edeceğiz. Sonuç olarak her zaman önerdiğimiz orta-uzun vadeli bakmak ve portföyü farklı varlık sınıflarına aloke etmek, yani bütün yumurtaları aynı sepete koymamak. Piyasada çalkantılar her dönem olacaktır, önemli olan soğukkanlılığınızı muhafaza edebilmek. En düşük fiyattan alıp, en yüksek fiyattan satmak pek mümkün değil, onun yerine parçalı maliyet yapmak çok daha anlamlı olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Nereye yatırım yapalım diyenler çoğaldı
İmre Tüylü, yatırımcıların bu zor dönemde en çok ‘nereye yatırım yapalım’ diye sorduğunu da aktararak, “Bu noktada kararların uzmanlara sorularak alınması çok önemli. Özel portföy yönetimi giderek daha fazla önem kazanıyor. Çalkantılara alışkın bir ülkeyiz aslında. Genel olarak müşterilerimiz piyasalar sakinken daha az arar. Şimdi ise biz müşterilerimizin aramasını beklemiyoruz doğrudan biz arıyoruz onları. Düzenli olarak gelişmeleri aktarıyoruz. Özellikle müşteriye yanında olduğumuzun hissettirilmesi gereken bir dönemdeyiz” bilgisini paylaştı.
Sanat piyasası 300 milyon dolara yaklaştı
İmre Tüylü Yapı Kredi Private Banking olarak sanat danışmanlığı hizmetlerine olan talebin her sene yüzde 200 oranında arttığına işaret ederek çağdaş sanata olan ilginin her geçen gün arttığını gözlemlediklerini söyledi.
Tüylü, “Klasik sanat ürünleri hala çok ilgi görüyor ama artık çağdaş sanatın da önemi anlaşılıyor. Bu konuda düzenlenen fuarların sayısı da artmaya başladı. Bazen bir tablonun boyutu bile fiyatlamada çok etkili olmaya başladı. Geçtiğimiz senelerde yaptığımız bir araştırmada gördük ki 50x70’lik bir tablonun fiyat artışı % 80’ler seviyesindeyken 100x100’lük tablonun fiyat artışı % 150’ler seviyesinde olabiliyor” açıklamasını yaptı.
Yapılan bir araştırmaya göre, Türk sanat pazarı 9 yılda 20 kat büyüdü. Sanat piyasası 2001'de 5 milyon dolarlık satış hacmine sahipken, 2010'da bu rakam 105 milyon dolara çıktı. Galerilerin ve müzayedelerin belli başlı takipçilerinin etrafında dönen piyasada 2000’li yılların başlarında farklı bir alıcı profili olarak beyaz yakalıların sayısı arttı. Türkiye'ye gelen dünyaca ünlü sergiler hem yerli sanatseverler, hem de yabancı koleksiyoner ve galerilerin akınına uğradı. Lebriz Müzayede Bilgi Bankası'nın verilerine göre 2011'de düzenlenen müzayedelerde yaklaşık 80 milyon dolarlık satış gerçekleşti. 2012 yılında ise müzayedelerde satılan sadece 10 eserden 15 milyon lira elde edildi. 2013’te ise Türk sanat piyasası büyüklüğünün 300 milyon dolara yaklaştığı tahmin ediliyor.
Tüylü miras danışmanlığı konusunda da şu bilgiyi verdi: “Tüm bunlar Türkiye’de çok yeni aslında. Türkiye’de vazsiyetname nasıl yazılır bilinmiyor. Ama amaç insanların sağlığında bu planları yapmasını sağlamak. Bu da bilâ bedel verdiğimiz bir hizmet. İlk hedefimiz verdiğimiz bu danışmanlıkların kökleşmesi ve büyümesi. Ama bunun yanında rakiplerimizi ki buna yurtdışı da dahil ve müşteri ihtiyaçlarını çok iyi takip ederek buna göre ürünler planlıyoruz.”
Geçmişimiz ve deneyimlerimiz, bağışlarımızın yol haritası oluyor
Yapı Kredi Private Banking’in son hizmeti Filantropi Danışmanlığı. Bu danışmanlığı Yapı Kredi bir sosyal sorumluluk projesi olarak da görüyor. Aslında toplumun kılcal damarlarında olan hayırseverliği uzun soluklu projelere kanalize etmeye çalışıyor. Bu alanda verilen hizmetleri anlatırken İmre Tüylü, çerçeveyi şöyle çiziyor:
“Bağış nereye gidiyor, gerçekten ihtiyaç duyanlar mı yararlanıyor? Tüm bunlar önemli sorular. Bu bir manevi tatmin ve aslında kişiden kişiye değişebiliyor beklenti ve eğilimler. Biz bu eğilimleri ortaya çıkarıp, nerelere destek olunabileceği konusunda TÜSEV ile birlikte müşterilerimize yol göstermek istiyoruz. Müşterimizin seçiminin ardından da izlenecek stratejiyi belirlemek; bağış tek seferlik mi olacak, dönemsel mi vs. Sonrasında da müşterimizi yaptığı bağış ve sonuçları hakkında düzenli geri bildirimlerle bilgilendiriyoruz.”
Tüylü, bağışların ağırlıklı olarak eğitim ve sağlık alanında yapıldığına işaret ederek “Tabii kişilerin geçmişte yaşadıkları olaylarla da alakalı olabiliyor tercihler. Örneğin hapiste doğan çocuklara yönelik kreşler, kanser hastalarının aileleri için vakıflar gibi çok çeşitli destek projelerini sayabiliriz. En ilginç teklif ise organik tarım ile ilgiliydi. Bir müşterimiz organik tarım ile ilgili vakıf kurmak istiyordu” dedi.
Filantropi aslında miktar bağımsız
Bağışçılıkla ilgili bir rakam vermek zor. Öncelikle bağış yapanların birçoğu isminin açıklanmasını istemeyebiliyor. İsmi açıklansa bile yaptığı bağış rakamının açıklamaktan imtina edebiliyor. Ama Amerika’da son yapılan bir araştırmaya göre; 1-3 milyon dolar arasında varlığa sahip kişiler yılda 14 bin dolar, 10-20 milyon dolar arasında varlığa sahip kişiler yılda 122 bin dolar, 20-50 milyon dolar arasında varlığa sahip kişiler yılda 408 bin dolar, 50 milyon doların üzerinde varlığı olan kişiler ise yılda 885 bin dolar bağış yapıyor.
Bağışçılık konusunda en büyük tereddüt ise ‘miktar’ konusunda yaşanıyor. Tüylü, bazı bağışçılarda ‘bu miktarlarla olur mu?’ tereddütü yaşandığını da ifade ederek “Bir alt limit söz konusu değil. Bağış maddi de olmayabilir, bir STK’da gönüllü çalışma üzerine de kurulabilir. Her türlü yardıma ihtiyacı olan çok yer var. Önemli olan bunları bulup iyi bir altyapı kurmak. Yapı Kredi Private Banking olarak bizim de yapmaya çalıştığımız bu” açıklamasını yaptı.