'Ekonomik başarımız dünya tarihine geçti'
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AK Parti'nin 11 yıllık iktidarı dönemindeki ekonomik politikalarını anlatarak, "Dünya tarihine tescil etmiş bir başarı söz konusudur" dedi
TBMM - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Hazine Müsteşarlığı'nın 2014 Yılı bütçesinin TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi sırasında yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisiyle ilgili konuları değerlendirirken mutlaka içinde bulunulan küresel ve bölgesel konjonktürün dikkate alınması gerektiğini vurguladı.
Babacan, Türkiye ekonomisinin, serbest ticareti, serbest sermaye hareketleri, artan ihracat hacmi ve finansman hareketleriyle dünyaya son derece entegre bir ekonomi olduğunu kaydetti.
"Küresel ekonomi geçen yıl ne görünüyordu, bugün nasıl görünüyor?" diye soran Babacan, yaklaşık 1 puanlık aşağı doğru bir revizyon olduğunu söyledi.
Gelişmekte olan ülkelerin geçmiş 10 yıla göre bundan sonraki 10 yıl boyunca daha düşük bir büyüme performansı sergileyeceğini belirten Babacan, "Her ne kadar gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ekonomilere göre daha yüksek büyüme oranlarını sergileyecekse de yine de geçmiş 10 yıl ile gelecek 10 yılın farklı dönemler olduğunu da mutlaka dikkate almamız gerekiyor" diye konuştu.
Başta Suriye olmak üzere Irak, Mısır, Tunus, Libya gibi pek çok ülkede yaşanan istikrarsızlığın da bölgesel ekonomi üzerine olumsuz etki yapan, AB'de yıllardır arka arkaya görülen sıfıra yakın büyüme oranları, Euro bölgesini oluşturan 18 ülkenin ekonomisinin yıllardır arka arkaya daralıyor olmasının da mutlaka dikkate alınması gereken bir unsur olduğunu kaydeden Babacan, böyle bir ortamda Türkiye ekonominde neler olduğu, nasıl bir performans sergilendiği konularının dış konjonktür çerçevesinde ele alınması gerektiğine işaret etti.
“İstihdam alanında da büyüdük”
Babacan, Türkiye ekonomisine değinerek, performansın sadece büyüme alanında değil, istihdamda da kendini gösterdiğini belirterek, şunları söyledi:
"Mevsimsel düzeltilmiş olarak 2009 Nisanı'ndan 2013 yılına kadar, son verilere kadar Türkiye'de toplam istihdam sayısı 4 milyon 739 bin kişi artmış. Aynı dönemde, AB'ye bakıyoruz, 28 ülkenin toplamında 4 milyon 4 bin istihdam düşüşü var. Bunlar OECD'nin web sitesinden alınmış, resmi rakamlardır. Aynı zamanda, Türkiye'de gelir dağılımı düzeliyor. Yine, OECD rakamlarından söylüyorum, OECD raporlarından söylüyorum: Tüm OECD ülkeleri içerisinde Türkiye, gelir dağılımının düzeldiği 5 ülkeden 1 tanesi ama sadece o 5 ülkeden 1'i değil, o 5 ülke içerisinde de gelir dağılımının en hızlı düzeldiği ülke. Tüm OECD içerisinde gini katsayısının en hızlı düştüğü ülke, Türkiye. "
"Merkez Bankası tarihi rekor rezerve ulaşmış"
Bankacılık alanında çok önemli yasalar çıkardıklarını, kendi dönemlerinde daha önceki dönemlerin bankacılık yükünün fiili ödemesini yaptıklarını ifade eden Babacan, şunları kaydetti:
"Siz, bankaların bilançosunu kağıt üzerinde düzeltebilirsiniz. Ne yapmışlar o dönemde? Kamu bankalarının ve batık bankaların bilançosuna özel tertip hazine kağıdı tertiplemişler, bilançosuna koymuşlar. 'Bankanın bilançosunu düzelttik.' İyi de, özel tertip hazine kağıdı ne demek? 'Bir gün gelecek, bu devlet onu ödeyecek' demek ve biz bunların ödemesini yaptık.
[PAGE]
Bakın, mali disiplinin tanımını yapmaya çalıştı bazı konuşmacılar. Ben soruyorum, yıl 2002, bütçe açığı milli gelirin yüzde 12'si, yıl 2013 bütçe açığı milli gelirin yüzde 1,2'si. 2002'de mi mali disiplin var, yoksa 2013'te mi mali disiplin var? Rakamlar bu kadar açık ortadayken... Ekonomiyle, finansla ilgili konularda eleştirilerimizi çok çok dikkatli yapmalıyız. Kaldı ki biz de her alanda son derece pembe bir tablo da çizmiyoruz, sorunlarımızdan da, problemlerimizden de bahsediyoruz ama problemlerimizi nasıl çözeceğimizi de ortaya koyuyoruz. Bakın, Türkiye'nin net kamu borcu, milli gelire oranla yüzde 62'den yüzde 15'e düşmüş durumda. Merkez Bankası -bugün açıklanan rakamlar- tarihi rekor rezerve ulaşmış durumda, 135 milyar 638 milyon dolar. Dünyada, şu anda, faiz dışı fazla veren ülke hemen hemen kalmadı bütçesinde. Faiz dışı dengemizde biz fazla veriyoruz. 2014'te 1 puanı hedeflemiş durumdayız, 2016'da 1,3'ü hedeflemiş durumdayız."
Babacan, TOKİ'nin hükümetleri döneminde bütçeden tek bir kuruş kaynak kullanmadığını belirterek, "Gördüğünüz bütün bu TOKİ yatırımları devletin yine gayrimenkullerinin değerlendirilmesi usulüyle yapılmıştır. 600 bin konut için bizim bütçemizden tek bir kuruş ödeme TOKİ'ye yapılmamıştır. Böylesine sıfırdan değer oluşturan bir kurumumuzla ilgili eleştiri yaparken yine, aman, çok dikkatli olalım" dedi.
"Türkiye'nin büyümesinde yatırım, üretim, ihracat olacaktır"
Büyüme modelinin önemli bir konu olduğuna işaret eden Babacan, Türkiye'nin büyümesinde yatırım, üretim ve ihracat olacağını, tüketim konusunda da dikkatli olunması gerektiğini söylediklerini ifade etti.
Tüketimin mutlaka gelirlerle orantılı olması gerektiğini vurgulayan Babacan, "Borçlanarak, kredi çekerek yapılan tüketimin risklerinden de hem hane halkı bazında hem de makroekonomik dengelerimiz açından hep bahsediyoruz ama ne yapıyoruz, bununla ilgili de tedbirlerimizi alıyoruz. Pek çok düzenleme yaptık, önümüzdeki haftalarda yeni gelecek düzenlemelerle beraber de bunun mutlaka kontrollü bir şekilde seyretmesini sağlamış olacağız" diye konuştu.
Türkiye'nin dış dengesi ve cari dengesiyle ilgili konuların önemine dikkati çeken Babacan, Türkiye'nin özellikle petrol ve doğal gaz konusunda dışarı bağımlılığının bunun en önemli sebebi olduğunu söyledi. Babacan, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığı azaldıkça cari dengeyle ilgili konunun da gittikçe iyileşeceğini ve orta, uzun vadede bir sorun alanı olmaktan mutlaka çıkacağını kaydetti.
Türkiye'nin daha çok katma değer üretmesi, AR-GE, inovasyon, markalaşma konusunda çok daha önemli adımlar atması gerektiğini dile getiren Babacan, Türkiye'nin ihracat rakamlarına değindi. Babacan, Türkiye'nin artık, AB kadar Afrika'ya ve Ortadoğu'ya ihracat yapar hale geldiğini söyledi.
“Cari açık 2015’te yüzde 5,5’a inecek”
2011'de cari açığın milli gelirin yüzde 10'u olduğunu, bunu 2012'de yüzde 6'ya düşürdüklerini anlatan Babacan, "Demek ki, elimizde, cari açığı bir yılda 4 puan birden düşürecek enstrümanlar var, gerekirse uygulayacağımız politikalar var. Altın ticaretini dışarıda bırakıp da bakacak olursak, 2012 yılında 6,9 olan cari açığın, 2013 yılında 6,1'e düşeceğini görüyoruz milli gelire oranla. Orta Vadeli Programımıza göre de 2016 yılında toplam cari açığın yüzde 5,5'a inmesini öngörüyoruz" şeklinde konuştu.
Babacan, bireysel emeklilik sistemindeki değişikliğin 1 Ocak'ta başlamış olmasına rağmen sistemdeki toplam kişi sayısının 4 milyonu aştığını, sadece 1 Ocak'tan bu yana 850 binin üzerinde vatandaşın sisteme katıldığını ve burada toplanan fonların, tasarruflar 26 milyar lirayı geçtiğini söyledi.
İstanbul tahkim merkeziyle ilgili yeni bir yasal düzenlemeyi TBMM'ye gönderdiklerini bildiren Babacan, Türkiye'deki yatırım ortamını iyileştirebilmek için özel sektörün kendi arasındaki ihtilafı, yine özel sektörün ağırlıklı olduğu bir yönetim yapısıyla hızlı bir şekilde çözmek için, mahkemelerden önce çözebilmek için yeni bir yapı kurduklarını sözlerine ekledi.