'Gazeteciler dirensin, pes etmesin'

AYM Başkanı Haşim Kılıç, Türkiye'de bir 'korku iklimi' oluştuğunu belirterek gazetecilere, "Direnin, pes etmeyin" çağrısında bulundu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Avusturya merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve ABD merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) ortaklaşa oluşturduğu misyon, Ankara’daki temaslarının ilk günü olan 1 Ekim’de Anayasa Mahkemesi yerleşkesinde Haşim Kılıç ile görüşmüştü.

Görüşmenin detaylarına Hürriyet’ten Emre Kızılkaya ulaştı. Başbakanlık Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) verilen “4 saat içinde internet sitesi kapatma” ve trafik bilgilerini toplama yetkisini 2 Ekim’de iptal eden mahkemenin başkanı Kılıç heyete çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“En önemli ve birinci derecedeki özgürlüğün” ifade özgürlüğü olduğunu vurgulayan Haşim Kılıç “Hatta bence aşırı olacak ama yaşam hakkından bile daha fazla değere sahiptir.” dedi.

"En büyük görev yargıya düşüyor"

2004′te Anayasa’nın 90. Maddesinde yapılan değişikliğe atıfta bulunan Kılıç “Temel hak ve özgürlükler konusunda yerel hukuk ile imzalanan uluslararası antlaşmalar arasında çatışma olduğunda, uluslararası antlaşmaların esas alınması öngörüldü. Bu bir dönüm noktasıdır, devrim niteliğindedir. Ancak buna rağmen bugün ifade özgürlüğünde sorun yaşanıyorsa bu maddenin uygulamaya geçirilememesinden kaynaklanıyor. Bu konuda en büyük görev yargıya düşüyor. Sıkıntının temel kaynaklarından birisi temel haklar konusunda davalara bakan yargı mensuplarının bu algıya sahip olmaması.” diye konuştu.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile Türk yargısı arasında ciddi anlayış farklılığın çıktığına dikkat çeken Kılıç “Avrupa hukuku, ifade özgürlüğünün sınırlarını çok şok edici, rahatsız edici, huzur kaçırıcı ifadeleri de kapsayacak şekilde çizer. Sıkıntı son tahlilde bu davaların Türkiye’de bu anlayışı içselleştirememiş yargı mensuplarının önüne gelmesiyle çıkıyor. Avrupa Konseyi ile Türk hakim ve avukatların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları konusunda bilgilendirilmesi için üç yıllık bir projeye başlıyoruz. Yargı mensupları konusunda dile getirdiğim sorunun böyle çözüleceğini ümit ediyorum.” dedi.

"Ben arkadaşlarıma güveniyorum"

Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü “2010 anayasa değişikliği ile AYM’ye bireysel başvuru hakkı tanınması bir şanstır. Çünkü AYM’nin ifade özgürlüğü meselesine bakışı tam da AİHS ile AİHM’in bakışıyla örtüşüyor. Twitter ve Youtube kararları buna örnektir. Özgürlük alanlarını açtıktan sonra kapatmak zordur. Ben arkadaşlarıma güveniyorum; bizden sonra da AYM’nin görevi özgürlük alanını genişletmek olacaktır. Beni endişelendiren konu, Türkiye’de giderek artan kin ve nefret söylemi. Bu iklimin oluşmasında siyaset kurumlarının sorumluluğu var. Bu sorunun siyasi tansiyonun düşmesiyle azalacağını tahmin ediyorum. Bu ortamda oluşan korku iklimi gazetecileri de etkiliyor. Temel hak ve özgürlükler konusunda mücadele gerekir. Gazeteciler de direnmeli. Pes etmemeleri gerekir.”

Bu konularda ilginizi çekebilir