'Hukuki karardır, değerlendirmesi yapılır'
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, AYM'nin Twitter kararına ilişkin, "Anayasa Mahkememizin aldığı karar hukuki karardır. Tabi bunun değerlendirmesi yapılır'' dedi
NEW YORK - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin BMGK geçici üyeliği konusunda çalışma yapmak üzere geldiği New York'ta Medeniyetler İttifakı Dostlar Grubu Toplantısı'nın açılış konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi konusunda ne zaman bir gelişme beklenebileceği yönündeki soruyu yanıtlayan Davutoğlu, iki ülke ilişkilerinin düzelmesinde belirlenen 3 temel prensipten ''özrün" geçen yıl gerçekleştiğini, tazminat konusunda son dönemde ciddi ilerleme sağlandığını, Filistin'e ambargonun kaldırılması ve Türkiye'nin Filistin ile irtibatında da bazı görüşmeler olduğunu hatırlatarak, ''Bu aşamada biz önümüzdeki dönemde olumlu gelişmeler bekliyoruz ama bunun ne zaman olacağını zaman gösterecek'' diye konuştu.
'İletişim özgürlüğünü kısıtlamaya dönük bir politika yok'
Bakan Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin Twitter ile ilgili kararının sorulması üzerine, Türkiye'de Twitter ve Youtube üzerinden iletişim özgürlüğünü kısıtlamaya dönük bir politika olmadığını belirtti.
Twitter'ın başka ülkeler söz konusu olduğunda yürüttüğü uygulamayı aynen Türkiye'de de istediklerinin altını çizen Davutoğlu, ''Türkiye içinde, kendi hukuk sistemi içinde, işleyiş var. Anayasa Mahkememizin aldığı karar hukuki bir karardır. Tabii bunun değerlendirmesi yapılır. Kendi iç hukuk sistemimizde durum farklı. İç hukuk sistemimizde tartışırız, belli bir karara varırız. Mutlaka değerlendirmeler yapılacaktır bu hususta. Ama dışardaki bir uluslararası şirket, bizim iç hukuk sistemimize saygı duymak zorundadır'' diye konuştu.
Davutoğlu, ulusal güvenlikle ilgili gayri yasal bir dinleme ortaya çıktığında her ülkenin kendi tedbirini aldığını bildirdi.
Başbakan'ın Suriye açıklaması
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim gecesi ''balkon konuşması''ndaki ifadelerine atıfta bulunarak, ''Suriye ile Türkiye bir savaşta mı'' sorusuna, Suriye'deki gelişmelerin bir savaşın çok ötesine geçtiğini, savaşın da birtakım kuralları olduğunu, Suriye rejiminin insanlık tarihinin gördüğü en acımasız yöntemleri kullanıp, savaş suçu da işleyerek, büyük bir insanlık suçu işlediğini söyledi. Davutoğlu, şöyle konuştu: ''Yüzbinlerce insan öldü, milyonlarca insan mülteci durumuna düştü. Türkiye sınırı da birçok kez ihlal edildi. Sayın Başbakanımızın kastettiği bu gayri insani tutum çerçevesinde ortaya çıkan tablo ve Türkiye sınırlarının ihlali noktasında özellikle 3 hafta önce TSK'nın angajman kurallarını değiştirmesiyle Suriye uçağını düşürmesi söz konusu. Dolayısıyla bu bizim için çok ciddiyetle takip edilmesi gereken bir husustur. Başbakan'ın kastettiği budur.''
Süleyman Şah Türbesi'nin 1921 Anlaşması ile Türkiye toprağı olduğunu hatırlatan Davutoğlu, ''Bu mekan Türkiye Cumhuriyeti toprağıdır. Oradaki askerlerimiz Türkiye'nin toprağını korumaktadırlar. Onlara dönük herhangi bir müdahale, hangi gerekçeyle ve hangi araçla olursa olsun Türkiye'nin toprağına bir müdahale olarak addedilir ve hak ettiği cevabı bu anlamda bulur. Türkiye, vatandaşlarının ve kendi toprağının hukukunu korumakta kararlıdır ve bunu korumakta muktedirdir'' diye konuştu.
Kesep'teki Ermeni nüfusun Türkiye'ye gelebileceği yönündeki bir soruya, Davutoğlu, bunun için ekstra bir hazırlık yapmaya ihtiyaç olmadığını, Türkiye'nin Suriye'de krizin başladığı 2011 yılından bu yana hiç kimsenin etnik, dini ve mezhepsel ayrım gözetmeden sınırlarını açık tuttuğunu söyledi.
Kesep'teki çatışmalara Türkiye'nin müdahalesinin söz konusu olmadığının altını çizen Davutoğlu, ''Bize müdahil olan bir atış söz konusu olmadığı sürece Türkiye müdahil olmaz. Angajman kuralları gereği Suriye tarafından bize, kim tarafından olursa olsun, ister rejim, isterse İŞİD veya başka unsurlar tarafından Türkiye'ye bir mermi düştüğünde biz ona misliyle mukabelede bulunuruz'' ifadesini kullandı.
Ermenilerin bir sıkıntı ile karşılaştığında Türkiye topraklarına gelebileceklerini yineleyen Davutoğlu, "Türkiye gerekli her türlü yardımı yapmaya hazır. Kesep'ten veya başka bir yerden, Ermeniler Türkiye'ye gelmek isterlerse hoşgeldiler, sefa geldiler'' diye konuştu.
"Barış, sürdürülebilir kalkınma olmadan gerçekleşemez"
Dışişleri Bakanı Davutoğlu BM Genel Merkezi'nde yaptığı konuşmada daTürkiye'nin, birbirini takviye eden barış ve kalkınmanın uzun süreli savunucusu olduğunu bildirerek, "Barış, sürdürülebilir kalkınma olmadan, sürdürülebilir kalkınma da barış olmadan gerçekleşemez" dedi.
Sürdürülebilir barış ve uzun dönemli istikrar için karşılıklı saygı ve anlayışın ''olmazsa olmaz'' şart olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Sadece barışçıl ve istikrarlı toplumlar refah içinde olabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınmanın istihdam sağladığını, zenginlik ve refahın da barış içinde bir arada yaşamak için hayati bir gereklilik olduğunun altını çizdi. Bu anlamada, BM Medeniyetler İttifakı'nın da refah için hayati olduğu kabul edilen hoşgörü ve anlayışın teşvik edildiği, bunun da kalkınmaya katkı sağladığını dile getiren Davutoğlu, ''Barış, istikrar, hukukun üstünlüğü ve iyi yönetim olmadan halkımızın refahını sağlayamayız'' dedi.
"Dünyanın birçok bölgesinde şiddet ve çatışma, BKH'ya engel''
Davutoğlu, dünyanın birçok bölgesinde, hukukun üstünlüğü ilkesinin eksikliği, kamu kuruluşlarının zayıflığı, çatışmanın ve şiddetin tüm şekillerinin, Bin Yıl Kalkınma Hedefleri'ne (BKH) engel teşkil ettiğini belirterek, çatışmaların önlenmesi, huzurlu toplumların sağlanması ve iyi yönetimin, BM'nin sürdürülebilir kalkınma gündeminin kolaylaştırıcı parçası olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade etti.
Davutoğlu, geçen yıllar boyunca, Türkiye'nin barış ve kalkınma arasındaki değişmez bağa yatırım çabası içinde olduğunu dile getirerek, ''Ülkemiz, Az Gelişmiş Ülkeler'in (LDC) güçlü savunucusu oldu ve az gelişmişliğin herhangi bir ülke için bir kader olmaması gerektiğini savundu'' dedi.
Türkiye'nin Afrika'ya ve LDC'ye katkısı
Afrika'nın artık umut verici gelişmelerle yeniden ortaya çıkmakta olduğunu belirten Davutoğlu, kıtanın son 10 yılda, yıllık yüzde 5'ten fazla büyüme kaydettiğini ve gelecek yıllarda da bu eğilimin devam etmesinin beklendiğini, böylece dünyanın en hızlı büyüyen 10 ekonomisi arasında yer aldığını kaydetti.
Davutoğlu, ''Ülkemin ticareti, yatırım ve insani yardım yoluyla bu kalkınma trendine mütevazi bir katkı yapmasından memnunum'' ifadesini kullandı.
3.5 milyar dolarlık kalkınma yardımı
Davutoğlu ayrıca, Türkiye'nin toplam kalkınma yardımının 2012 yılında 3,5 milyar dolara yakın olduğunu belirterek, bunun 2,5 milyar dolarının resmi kalkınma yardımı olarak kamu kuruluşlarınca yapıldığını bildirdi.
Dışişleri Bakanı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'nın (TİKA), 35 ülkedeki koordinasyon ofisiyle, Afrika'dan 9 ülke dahil toplam 32 ülkede Türkiye'nin ülkelerarası kalkınmada teknik işbirliği ve koordinasyon konusunda önemli bir rol oynadığını ifade etti.
Medeniyetler İttifakı
Konuşmasının Medeniyetleri İttifakı'yla ilgili bölümünde 2005 yılında bu fikir akıllarına geldiğinde, tek amaçlarının yüksek sesle ve açıkça medeniyetlerin çatışmasına mahkum olmadıklarını söylemek olduğunu bildiren Davutoğlu, "O zamandan beri, inancımız ne olursa olsun, barış ve uyum içinde yaşayabileceğimizi dile getirdik'' ifadesini kullandı.
Davutoğlu, ''Benzerliklerimizin, farklılıklarımıza ağır bastığına inanıyoruz. Diyaloğu ve hoşgörüyü teşvik etmenin gerilimleri yatıştıracağını savunduk. Dini ve kültürlerarası anlayışı desteklemenin, karşılıklı saygı ortamı oluşturmasına yardımcı olacağını savunduk'' değerlendirmesinde bulundu.