'İlk gelen işaretler umut verici, yıl iyi geçecek'

Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, geçen yıl yazılan poliçelerin sonuçlarının alınmaya başladığını ve bu sonuçların bu yılın iyi geçeceğini gösterdiğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Yakup SAYAR

İSTANBUL - Anadolu Sigorta, 2013 yılında gidişattan memnun. Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, şirket olarak sigortalı ile sigorta şirketinin birlikte kazandığı bir oyun oynamak istediklerini ve tüm sektörün de bu şekilde davranması gerektiğini söyledi. Ülken, geçen yıl yazılan poliçelerin sonuçlarının bu yıl alınmaya başladığını ve alınan sonuçların bu yılın iyi geçeceğini gösterir nitelikte olduğunu belirtti.  

Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, sektöre yönelik beklentilerini ve Anadolu Sigorta’nın hedeflerini DÜNYA’ya anlattı. 

2013 yılındaki gidişattan memnun olduklarını belirten Ülken, "Sektörün 2012 yılında bazı sıkıntılar vardı. Onları çözmek anlamında kararlar alındı. Tabiki bu kararların sonuçları hemen alınmıyor. Mesela geçen yılın yazdığımız poliçelerin ve tedbirlerin sonuçlarını bu yıl almaya başladık. İlk çeyrek itibariyle sonuçların iyi olduğu gözleniyor. Bu yıl iyiye doğru gidiyoruz. Sürdürülebilir şekilde devam edeceğiz gibi, gerek üretim, gerek hasar prim dengelerinin olumlu bir şekilde devam edeceğini ümit devam ediyorum. Önemli olan bu gidişi bozmayacak, fiyat odaklı rekabete tekrar girilmesin. Çünkü bunları yaşadık. Bu tür davranışlar sektöre çok zarar veriyor. Biz hizmette, üründe rekabet yaşayalım istiyoruz. İlk üç ayda ise bunu görüyoruz" şeklinde konuştu. 

Yüzde 10’nun üzerinde büyürüz

Şirket özelinde yılın ilk çeyreği itibariyle yeterli olmasa da olumlu bir sonuç aldıklarını söyleyen Musa Ülken sözlerini şöyle sürdürdü: "Yıl sonunda da bunun devam edeceğini umuyoruz.  Yılın ilk çeyreğinde 712.7 milyon TL prim üretimi gerçekleştirdik ve 2012 yılının ilk çeyreğine göre yüzde 18 civarında,  reel olarak da yüzde 10.67 oranında bir büyüme yakaladık. Pazar payımız ise yüzde 12.68 seviyesinde. Nisan sonu itibariyle ise prim üretimimiz 918.6 milyon TL'ye ulaştı."  Ülken, yıl sonuna yönelik hedeflerinin de yüzde 10’nun üzerinde reel bir büyüme olduğunu beliterterek; "Amacımız yıl sonunda şirket olarak sürdürülebilir bir karlılığı sağlayabilmek. Gidişimiz yukarıya doğru ivmelendi. Mart ayında çok küçük olsa da kar açıkladık. Tüm rezervlerimizi çok dikkatle kontrol ediyoruz ve sene sonunda makul seviyelere ulaşacak bir kar elde etmeyi planlıyoruz" dedi. 

Sermayedarların yatırım kararlarında, bugünün konjonktürel koşullarından ziyade gelecek döneme ilişkin beklentileri baskın olduğunu belirten Ülken, "2013 yılı itibariyle teknik karlılık açısından umut verici işaretler alınmaya başlandı.  Fakat şunu belirtmek gerekir. Sektörün, hasar prim dengesini sağlayamaması ve müşteri derecelendirmelerini kapsamlı şekilde yapmaya öncelik vermemesi halinde, karsızlık sorunu devam edecektir. Bu durumda olan firmalar için sermaye yetersizliği riski de bulunmaktadır" diye konuştu. 

Her gün bin 500 hasarı ödüyorum

Şirket olarak rekabetlerini ürün yönünde ve en iyi hizmeti verme yönünde yapmayı sürdüreceklerine dikkat çeken Ülken, "Hasar hizmetinde en iyi olmak hedefinde yürümeye devam edeceğiz. Buraya çok ciddi yatırımlar yapıyoruz. Çünkü ürün satarken, başında sonunda hep hasar konuşuyoruz.  Bu işin mihenk taşı ana unsuru hasar yönetimidir ve burada çok çok iyi olmak gerekir. Bizde şirket olarak kuruluşundan itibaren 'hemen öder eksiksiz öder' dedik. Şimdi söylemimiz ‘kaybetmek yok' oldu. Biz Anadolu Sigorta olarak her gün bin 500 hasar ihbarı alıyoruz. Bunlara hemen eksper yönlendiriyoruz. Bugünden yarına kalabilecek yüzde 10 dosya hemen sistemimizi kilitler. Bu nedenle de her gün bin 500 hasar dosyasını ödemek zorundayım ki müşteri memnuniyeti yaratayım. İşte KALDER’den son aldığımız müşteri memnuniyeti ödülümüzde geriye iş bırakmamanın bir başarısıdır" diye konuştu.

Her kredi alana sigorta yapmıyoruz 

Banka satış kanalına yönelik şirket politikasına özel bir yer açan Ülken, söz konusu tarafta yapılanmalarını son yıllarda değiştirdikleri belirterek, "Özellikle bu tarafı yöneten ve yönlendiren bir birimimiz var. Fakat banka da bir satış kanalı. Burada banka satış kanalının içinde yer alan müşteri portföyüne göre ürünler satılması söz konusu. Üzerine vurgu yaparak şunu söyleyebilirim. Her kredi alana sigorta yapacağız diye bir politikamız yok. Burada büyük bir müşteri potansiyeli söz konusu ve ferdi kaza, sağlık gibi ürünler iyi satılıyor. Geçen yıl toplam üretimimizin yüzde 10’u banka kanalından geldi. Bu yıl ise yüzde 10’nun üstünde seyrediyor" dedi. 

Acentelerimizin ligi var

[PAGE]

Acentelerimizin ligi var

Son olarak acentelere değinen Musa Ülken, şirket olarak 2 bin 500 acenteleri ile hemen hemen tüm Türkiye’de bir yaygınlığa sahip olduklarını söyledi. "Benimle birlikte çalışan ve yürüyen acentelere onlarında kazanabileceği bir yakınlaşmamız söz konusu" diyen Ülken sözlerini şöyle sürdürdü: "2 bin 500 içinde yaklaşık 700 tanesi sadece bizle çalışıyor ve kendi tercihleri burada zorlama yok. Bu acenteler portföy anlamında ortalamanın üzerinde acenteler. Benim acente segmentasyonumuz lig usulü. Şampiyonlar ligi, devler ligi, ptestij ligi gibi. Ürettikleri primle bağlantılı olarak. Sadece bizle çalışan acenteme farklı bir yaklaşımım var. Şampiyonlar Ligi’nde 40 tane oyuncumuz var ve bunlar 6 milyon ve üzeri prim üretimi yapan. A Grubu ve B Grubu diye ikiye ayrılıyor. A Grubu 6 milyon üstü. B Grubu 3.5 milyon TL üstü üretim yapan.  Her gruba avantajlarımız var.  Yüzde 75 üretimimiz acente kaynaklı ve bunun öneminin farkındayız." 

Son satın alma sağlığa hareket getirir

Sektörde yaşan son satın almayı değerlendirmesini istediğimiz Musa Ülken, her birleşme sonrasında yeni bir bünye ortaya çıktığını belirterek;  "İki ayrı şirket, portföy yapıları, dağıtım kanalları farklı yönetim tarzı farklı. Bunlar birleşip yeni bir yapı ortaya çıkaracak. Görünüş itibariyle son birleşmeyle ağırlıklı olarak sağlık tarafında büyük bir potansiyel doğmuş oluyor. Bu noktada oluşacak şirketin  sağlık portföyleri ciddi oranda büyüyor. İki şirkette ilk 10’daydı. Pazar paylarını birleştirirsek, ilk sırada görülüyor. Henüz birleşme netleşmedi ama açıkçası ben sektöre özellikle sağlık tarafına hareket getireceklerini düşünüyorum. Fiyatlarda gücünü hissettireceklerdir. Ama bunu sürdürülebilir mi biraz soru işaretleri var. Bu nedenle de ezici bir güç olacaklarını ve fiyatlarda bunu hissettireceklerini düşünmüyorum" diye konuştu. 

Kapımız çalınırsa misafir ederiz 

Anadolu Sigorta’nın kapısının çalınması gibi bir durum olur mu diye sorduğumuz Musa Ülken, "Kapımıza gelebilirler, sonuç olarak her zaman misafir ederiz. Karşılıklı sohbetimizi ederiz. Anadolu Sigorta, 87 yıllık bir geçmişiyle çok yaygın bir acente ağı var. İleriye daha olumlu baktığımızda da hem hizmet hem de bilinirlilik tarafında çok sağlam durmak zorundayız ve duruyoruz da. Acente ağımız çok güçlü. Müşteri ilk önce acente sonra ürün ve sonrada tavsiyeye bakıyor. Anadolu Sigorta’nın böyle bir gücü var ve bizler bunun üzerinde yatırım yaparak büyütmek istiyoruz. Stratejimiz tamamen bunun üstüne. Organik olarak büyümek ve teknik kar elde etmeyi planlıyoruz" dedi. Gelen yabancı sermayenin artık Türkiye'yi iyi tanıdığının altını çizen Ülken sözlerini şöyle sürdürdü: "Nasıl çalışacaklarını artık öğrendiler. Bundan sonrasını geçmişte olduğu gibi planlayacaklarını düşünmüyorum. Çünkü Türkiye sigorta sektörünün zarar görmesinin buradaki her oyuncunun zarar görmesi olduğunu herkes gördü."

Sorunların çözüldüğü bir noktada değiliz

[PAGE]

Sorunların çözüldüğü bir noktada değiliz

Sektörün gelmiş olduğu noktada bütün sorunlarını çözmüş bir noktada olmadığını söyleyen Musa Ülken, "Karşılıklı konuşup mutabakatlar sağladığımız, uzlaşı sağladığımız, bazı yapılmasını istediğimiz taleplerimiz var. Özellikle yasal çerçeve tarafında, mesela, destekten yoksun kalma tazminatı ile ilgili hesaplamanın tek tip olmasını istiyoruz. Doğrudan tanzim dışında, eş değer parça konusu üzerinde sektör yoğun bir çalışma içinde. Burada yasal bir altyapı kurulmasını istiyoruz. Sadece parça konusu değil, özel servislerin sertifikasyonu konusunda taleplerimiz var.  Ayrıca sigorta sahtekarlıkları konusunda bir düzenleme isteğimiz var. Değişen ihtiyaçlar yeni genel şartları doğuruyor bu nedenle de yeni şartlar yeni yasal yapılar oluşturulmaya devam edecektir" diye konuştu. 

Sermaye yetersizliğine düşenler görebiliriz

Sigortalı ile sigorta şirketinin birlikte kazandığı bir oyun oynamak istediğinin altını çizen Musa Ülken, "Ben kar ederken bunu sigortalıma bunu pirim yükü olarak bindirmeden,  o primi tarifelerimde iyiyi kötüyü iyi bir şekilde dengeleyip ayırt edip dolayısıyla hasar veren müşterimin biraz daha fazla, hasar vermeyenin daha ucuz bir poliçeler alarak yoluna devam etmesi ve sigorta şirketinin bu şekilde kar etmesi, sigortalının da hasarda daha iyi hizmet alması şeklinde olmasını planlıyorum. Piyasa genelinde de önerim bu şekilde çalışılması. Rekabeti sadece fiyat noktasına getirip de, piyasada böyle strateji uygulamak yanlış diye düşünüyorum. Çünkü sermaye yetersizliğine düşen birçok şirket gördük ve bundan sonra da görebiliriz" diye konuştu.