'Kapılarımız açık olmaya devam edecek'

Başbakan Davutoğlu, '2 milyon Suriyeli Türkiye’de ve bizim kapılarımız yüreklerimiz onlara açık olmaya devam edecek' dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ABD’nin New York kentinde bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, '200 bin Iraklı ve 2 milyon Suriyeli mülteci Türkiye’de ve bizim kapılarımız yüreklerimiz onlara açık olmaya devam edecek” dedi. Davutoğlu, sığınmacılara Türkiye’nin 8 milyar dolar harcadığını ve bunun yalnızca 417 milyon dolarının uluslararası fonlardan geldiğini söyledi. 

Konuşmasının başında BM’nin kuruluş amacına değininen Davutoğlu, “BM’nin ne için var olması gerektiğini hatırlamamız gerekiyor. Çok kısa bir süre önce bindikleri lastik bot battığı için cesedi sahillerimize vuran Aylan’ın vücudu BM’nin neden var olduğunu göstermiştir. Aylan bizim çocuğumuzdu, bütün insanlık onun ailesiydi.” dedi. 

Mülteci sorununa dikkat çeken Davutoğlu, Türkiye’nin 2 milyon mülteciyi topraklarına kabul ettiğini vurgulayarak, Türkiye’deki kamplarda 60 bin çocuğun dünyaya geldiğini, 30 bin çocuğa ise eğitim verildiğini açıkladı. “200 bin Iraklı ve 2 milyon Suriyeli mülteci Türkiye’de ve bizim kapılarımız yüreklerimiz onlara açık olmaya devam edecek” diyen Başbakan, mülteciler için toplamda Türkiye’nin 8 milyar dolar harcadığını ve bunun yalnızca 417 milyon dolarının uluslararası fonlardan geldiğini söyledi. 

Mülteci krizinin temel sebebinin Esad’ın kendi halkına uyguladığı baskı ve IŞİD olduğunu belirten Başbakan, “Suriye rejimi kim silah kullandı ve füzelerle halkını vurdu. IŞİD’in zulmünden kaçan 5 milyon kişi ülkesini terk etti.” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin ise 55 milyon mülteciyi Akdeniz’i geçmek isterken kurtardığını Başbakan, “ Bir tiran olan Esad’ın Suriye’nin geleceğinde yeri yoktur. Diplomatik bir çözüm bulunacaksa siyasi değişime yönelik bir çözüm olmalıdır. “ dedi. 

“Filistin Bayrağı’nı diğer ülke bayraklarının yanında göreceğiz bu önemlidir” diyen Davutoğlu, Filistin’in BM üyeliğini memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. 

Kutsal yerlerin korunması gerektiğini belirten Davutoğlu, buraların statüsünün korunmasının önemli olduğunu söyledi. “Mescid-i Aksa, Harem-i Şerif gibi yerler hemen ve koşulsuz olarak baskıdan arındırılmalıdır. Harem-i Şerif’i zamansal ve mekânsal bölme çabalarını kınıyoruz. Kudüs kenti insanlık için önemlidir hak ettiği şekilde davranılmalıdır. Filistin ve Gazze insani olmayan tecritten kurtarılmalıdır.” dedi. 

'Terörün dini, mezhebi olmaz'

Türkiye’nin Güney sınırında terör olaylarının tavan yaptığını belirten Başbakan, terörizmin dini mezhebi olamadığını ve terörün her türlüsüne Türkiye olarak karşı olduklarını söyledi. 

“Yabancı terör savaşçıları bizim için kaygı uyandırmaktadır. 2 binden daha fazla savaşçıyı sınırlarımızdan geri çevirdik.” diyen Davutoğlu bu konuda istihbarat paylaşımının öneminden bahsetti. 

“BM’nin insani yardım sistemi yetersiz kalıyor.” diyen Davutoğlu, insani kalkınmanın bütüncül bir şekilde ele alınması gerekliliğinden bahsetti. Davutoğlu, “Bizler yabancılaştırmayı dışlamayı, dini ve toplumsal ayrımcılığı engellemeliyiz. Irkçılık, yabancı düşmanlığı aşırıcılık ve terörizmle birlikte mücadele etmeliyiz. Kültürel bölünmelere müsaade edersek geleceğimizi kaybederiz. Irkçılığa karşı hiçbir mazeret sunmamalıyız.” dedi. 

'BM'nin de reforma ihtiyacı var'

Azerbaycan’ın sınırlarının korunmasının Türkiye için önemli olduğunu belirten Davutoğlu, Kırım tatarlarının korunmasının da kritik bir konu olduğuna dikkat çekti. Afrika ile ortaklıklarını genişlettiklerini hatırlatan Başbakan, Türkiye’nin Afganistan’ın istikrarı için çalışmalarına devam edeceğini söyledi. 

“Kıbrıs’ta adada kalıcı bir barışın tesisi gerekmektedir ve bizler KKTC’nin bu noktadaki çabalarını desteklemeliyiz.” diyen Davutoğlu arabuluculuk kurumunun önemine değindi. Konuşmasının sonunda BM’in de kendi içerisinde bir reforma ihtiyacı olduğunu belirten Davutoğlu, “BM sisteminin güvenilirliğini sorgulatmamamız gerek” dedi.

'Türkiye, AB'nin bir parçasıdır'

Davutoğlu, "Türkiye Avrupa'nın bir parçasıdır. Ortak paylaşılan evrensel değerler çerçevesinde Avrupa Birliği üyesi olmak konusundaki stratejik hedefimiz yolunda çalışmaya devam edeceğiz. Bize göre bugün Avrupa'nın Türkiye'ye her zamankinden daha çok ihtiyacı var ,özellikle güvenliği ve refahı açısından. Afrika'yla ilişkilerimizi, iş birliğimizi geliştirmek de diğer taraftan Türkiye'nin çok boyutla dış politikasının önemli bir parçası olmuştur. Bu bağlamda insani diplomasiye de önem vermeye devam ediyoruz" diye konuştu.