'ÖTV engeli aşılırsa, İstanbul dünyanın pırlanta merkezi olur'

Değerli taş ve mücevherde ABD, Belçika ve Hindistan'ın büyük pay aldığını, Hindistan'da devletin teşvik de verdiğini hatırlatan Ayhan Güner, Türkiye'nin dünyada 'pırlanta merkezi' haline gelmesinin mümkün olduğunu söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


 

Kezban KARABOĞA

İSTANBUL - Türk Mücevher İhracatçılar Birliği Başkanı Ayhan Güner, "Değerli taş ve pırlanta sektörünün sorunlarının başında dünyanın başka hiçbir ülkesin olmayan, sektörün hammaddesi pırlantadaki yüzde 20 ÖTV var" dedi. Güner, "Eğer bu ÖTV kalkarsa İstanbul pırlantanın merkezi olur, ek 300 bin kişiye daha istihdam sağlayabiliriz" diye konuştu.

Dünyada değerli taş ve mücevher sektöründe ABD, Belçika ve Hindistan'ın büyük pay aldığını, Hindistan'da devletin teşvik de verdiğini hatırlatan Güner, Türkiye'nin uygun düzenlemelerde dünyada 'pırlanta merkezi' haline gelmesinin mümkün olduğunu söyledi.

Güner, "Türkiye bu ülkelerle daha eşit şartlarda rekabet edebilir ve yüz binlerce kişiye istihdam olanağı sağlayabilir. Bu sektör bir sanayii. Dünyadaki diğer ülkelerle eşit şartlarda rekabet edersek yani diğer borsalarda olduğu gibi İstanbul Elmas Borsası'na da giren taşlar yüzde 0 vergiyle girerse, Türkiye'nin ihracatına sektör olarak büyük katkı sağlayabiliriz. Böylece mücevher sektörünün Türkiye'nin 2023'teki 500 milyar dolar ihracat hedefine katkısı 12 milyar dolardan 40-50 milyar dolara kadar çıkabilir" dedi.

'Pırlanta bir sanayidir'

Göreve geldiklerinden bu yana sürekli pırlanta sektörünün 'büyük ve önemli bir sanayi' niteliğine dikkat çektiklerini belirten Güner, "Öyleyse eğer Türkiye İstanbul'u finans merkezi yapmak istiyorsa, biz de burayı pırlanta merkezi yapmak istiyoruz. En büyük amacımız bu" diye konuştu. Mücevher sektörünün taleplerini ve dünyadaki örnekleri anlatan Güner, dünyanın en güçlü pırlanta borsasının Antwerp'te olduğunu, ancak Bombay, New York, Johannessburg ve Tel Aviv gibi şehirlerde ayrıca 24 pırlanta borsasının faaliyet gösterdiğini ifade etti.

Güner, şöyle dedi: "Ancak başta Belçika'daki Antwerp ve İsrail'deki Tel Aviv Borsası sıkıntılı günler yaşıyor. Özellikle Belçika'daki vize problemi; İsrail'in bölgesinde Arap komşularıyla yaşadığı sorunlar ve daha önemlisi bu ülkelere olan seyahatlerdeki zorluklar bölgesinde Türkiye'yi öne çıkarıyor. Bu örneklere baktığımızda şu anda İstanbul'un pırlanta merkezi olması için dünyadaki konjonktür çok uygun. Türkiye'nin bu katma değeri ülke içinde bırakması gerekir."

Rakibimiz Belçika ve İsrail borsaları Türkiye'nin bu sektörde rakiplerinin, Belçika ve İsrail olduğunu, Türkiye'ye en yakın ikinci borsanın Tel Aviv Borsası olduğunu belirten Güner, sektörle ilgili önemli ve yeni bir gelişmeye dikkat çekti: "Şimdi buralara alternatif Dubai olmak istiyor. Bu üçlü konsept içinde biz diyoruz ki Belçika ve İsrail borsalarındaki uygulama neyse aynısı bizde de uygulansın. Değişik bir şey istemiyoruz. Türk Mücevher İhracatçılar Birliği olarak biz, yurtdışına mal satarken bizden vergi almayın, yurt içinde satarken alın. Bunda hiç bir çekincemiz yok. Bizden vergi alınmasın diye bir talepte bulunmuyoruz."

Hindistan ne yaptı?

Hindistan örneğini yerinde incelediklerini anlatan Ayhan Güner, Hindistan'da hükümetin teşvikleriyle ve sektördeki şirketlerin desteklenmesiyle, ülkenin 2006-2007'de yıllık 4 milyar dolar olan mücevher ve işlenmiş taş ihracatının 2010'da 28 milyar dolara ulaştığına dikkat çekti. Hindistan'ın toplam ihracatının yüzde 17'sinin mücevher ihracatından geldiğini belirten Güner, "Türkiye'nin aynı süreci daha iyi yapabilmek için alt yapısı uygun. Madenlerin olduğu yerde 'Taş Kesme Köyleri'nin kurarak bunu sağlayabiliriz" diye konuştu.

Taş Kesim Köyleri önerisi

Güner'in verdiği bilgilere göre Türkiye'nin bu sektörde 1.5 milyar dolar ihracatı var. Türkiye'nin toplam ihracatındaki payı yüzde 1. Eğer bu pay yüzde 3, hatta yüzde 5'lere getirilebilirse İstanbul Elmas Borsası da hareketlenecek. Sektör emek yoğun bir sektör olduğu için de bu gelişme istihdama yansıyacak. Ayhan Güner, "Türkiye yüzyıllardır geleneksel el sanatları bilgi birikimine sahip. Bunun için taşların çıkarıldığı yerlerde kesilip işlenmesini sağlamalıyız" dedi.

Güner'in önerisi Taş Kesim Köyleri... Şöyle anlattı: "Türkiye'nin 400 yıldır sahip olduğu geleneksel el sanatları ile birlikte Türkiye'nin mücevher sektöründe en öndeki üreticilerden birisi olabiliriz. Bu topraklarda yaşayan ustalar binlerce yıldır değerli taşları ince ince işleyip birer sanat eseri haline getiriyorlar. Bu ustaların emeği ve becerisiyle Türkiye mücevherde önemli bir ihracatçı konumuna yükselebilir.

Çünkü Türkiye'de çıkan yarı değerli birçok değerli madeni var. Bütün madenleri taş kesim köyleri ile birlikte yerlerinde işleyebiliriz ve böylece önemli bir ihracatçı konumuna yükselebiliriz. Bunu, Anadolu'ya yayılmış taş kesim köyleri ile yapabiliriz.

Çünkü çokuluslu şirketlere gelirken onlara ustalarınızı getirin diyeceğiz ve bu ustalara biz taş kesim eğitimi vereceğiz. Ustalarımıza maden yerlerinde, taşın nasıl işlendiğini göstereceğiz. Böylece atölye kurulan köyde, bir anda 20-30 kişilik atölyeler kurulursa işi olmayan kişiler hemen köylerde taş kesmeye başlayacaklar. Ayrıca bu atölyeler bijuteri ve gümüş takı sektörünü geliştirecekler.
Taş kesimi çok fazla sabit bir yatırımı gerektirmiyor. Bir tane taş kesme makinesinin yatırım maliyeti yaklaşık 1000 dolar civarında."

123 üyemiz var ancak, 4 aydır tek bir işlemimiz yok

Dünyadaki rakip merkez ülkelerle eşit şartlarda rekabet istediklerini ve bunun için vergi düzenlemeleri gerektiğini ifade eden Ayhan Güner, "Türk Mücevher İhracatçıları Birliği olarak taleplerimiz, yurtdışına mal satarken bizden vergi alınmasın, yurt içinde satarken bizden verginizi alın" diyor. Şu anda 123 üyesi olan İstanbul Elmas Borsası'nın yaklaşık 4 aydır tek bir işlem olmadığını söyleyen Güner, "Dünya ile aynı şartlarda rekabet edeceksek, kesinlikle dünyadaki örnekleri neyse bizimki de öyle olmalı ve ÖTV'yi sıfırlamalıyız" diyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir