'Türkiye'nin durumu iyi değil'
Finlandiya Parlamentosu’ndaki ilk Türk milletvekili Ozan Yanar DÜNYA’ya konuştu: Koalisyon, Türkiye’nin ekonomisini kötüleştiriyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu doğru değil. Dünyanın her yerinde koalisyon var
Özüm ÖRS
HELSİNKİ- Türkiye ile her zaman dostane ilişkileri olan Finlandiya’da, geçtiğimiz Nisan ayında yapılan seçimlerde, Finlandiya Parlamentosu’na ilk kez bir Türk milletvekili girdi. Yeşiller Partisi üyesi, 28 yaşındaki genç siyasetçi Ozan Yanar, “Koalisyon, Türkiye’nin ekonomisini kötüleştiriyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu doğru değil. Dünyanın her yerinde koalisyon var. Finlandiya’da bu dönem 3 partili koalisyon hükümeti var. Geçen dönem, 6 partili koalisyon hükümeti vardı” dedi. Yanar, 1 Kasım erken seçimleri sonucunda partilerin oy oranlarında değişiklik olmasını beklemediğini söyledi.
1987 yılı İstanbul doğumlu olan Ozan Yanar, Finlandiya Parlamentosu’ndaki ilk Türk milletvekili. 14 yaşındayken ailesiyle birlikte Finlandiya’ya taşınan ve Nisan ayında yapılan seçimlerin sonucunda Yeşiller Partisi’nin bir üyesi olarak parlamentoya girmeye hak kazanan Yanar ile Türkiye’nin içinde bulunduğu sürece ve önümüzdeki seçim sürecine ilişkin bir sohbet gerçekleştirdik.
Kendisine Türkiye hakkında pek çok soru geldiğini aktaran Yanar, “Türkiye’nin durumu iyi değil. Bu çok açık. Seçimlerden sonra koalisyon kurulamadı. Koalisyon, Türkiye’nin ekonomisini kötüleştiriyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu doğru değil. Dünyanın her yerinde koalisyon var. Finlandiya’da bu dönem 3 partili koalisyon hükümeti var. Geçen dönem, 6 partili koalisyon hükümeti vardı. Koalisyona girince partilerin keskin çizgileri kayboluyor. Seçilen partiler birlikte bir şeyler yapmaya çalışıyorlar” dedi.
Fotoğraf: Emmi Riikonen
'Türkiye’nin çok büyük potansiyeli var'
Türkiye’nin içinde bulunduğu çatışma ortamına değinen Yanar, “Çözüm sürecinin bir anda bıçak gibi kesilmesini anlamıyorum. Türkiye bir kargaşaya doğru gidiyor. Umarım silahlar susar ve bu kargaşadan dönülür. Hükümetin operasyonlarını durdurması ve PKK'nın silahlarını susturması lazım. En kısa zamanda müzakere masasına geri dönülmeli. Türkiye’ye barış geldiği zaman, eşit bir toplum olabildiği zaman Türkiye’nin potansiyeli çok büyük; hem ekonomide, hem de diğer alanlarda” dedi.
'Agresifleşen bir Ak Parti var'
1 Kasım’da yapılacak olan erken seçimde Ak Parti’nin oyunu iki şekilde arttırmaya çalıştığını söyleyen Yanar, “Agresifleşen bir Ak Parti var. Barış sürecini hiçe sayıp ülkeye kaosa sürüklemeye çalışan bir Ak Parti hükümeti görülüyor. Burada yapılmak istenen iki şey var. Hem milliyetçi oyları toplamak istiyorlar, hem de HDP’yi baraj altına itmek istiyorlar. Bu olur mu? Açıkçası bence seçim sonucunda hiçbir şey değişmeyecek. Bana öyle geliyor ki, oy oranları hemen hemen aynı kalacak” diye konuştu.
Türkiye ekonomisinin de biraz yavaşladığına işaret eden Yanar, “Umarım Türkiye’deki ekonomik kalkınma sürer. Refah seviyesinin yükselmesi çok önemli bir konu. Ekonomi iyileştikçe insanların sosyal hakları, basın özgürlüğü, gibi konularda daha çok istekleri olacağı kesin. Umarım Türkiye’nin geleceği parlak olur, ama bu olaylar iyiye işaret değil” dedi.
'Bu ülkeyi gençler güzelleştirecek'
Gençlere çok güvenen Ozan Yanar, gençlerin her alanda önlerinin açılması ve daha çok fırsat verilmesi gerektiği vurgulayarak şunları söyledi; “Gençler kendilerine inansın. Gençlere kucak açmak lazım. Bu ülkeyi gençler değiştirecek, güzelleştirecek. Gençlerin de karşılarına çıkan bütün negatif olaylardan etkilenmeden, bildikleri yoldan şaşmamaları gerek.”
Dış ticarette Finlandiya lehine bir denge var
Türkiye ile Finlandiya, ticaret alanında da birbiriyle ilişkilerini sürdürüyor; ancak bu ilişkilerin potansiyeli yansıtmadığı taraflarca sıkça dile getiriliyor. İki ülke dış ticaretinde Finlandiya lehine bir denge var; Finlandiya’nın Türkiye’ye ihracatı, ithalatının yaklaşık iki katı. Türk-Fin Ticaret Derneği Başkanı Jukka Kuusala, iki ülke arasındaki ticari ilişkiler hakkında bilgi verdi. Kuusala iki ülke arasındaki ticaret hacminin gelişiminde asıl sorunun bilgi eksikliği olduğunu aktardı. Kuusala, söz konusu bilgi eksikliğinin iki tarafta da bulunduğunu, imkanları birleştirince iki ülkenin birçok şirketinin bu fırsatlardan fayda sağlayacağını söyledi. Kuusala, Türkiye’deki nitelikli iş gücünün önemine de dikkat çekti.