'Türkiye'yi 100 aileye teslim etmeyeceğiz'

BÜYÜK firmaların daha uygun şartlarda kredi kullandığını söyleyen ASO Başkanı Özdebir, küçüklerin finansmana erişemediğini kaydetti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 
 
 
ANKARA - Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye'de büyük firmaların, holdinglerin, büyük aile şirketlerinin güçlü finansal yapıları sayesinde daha uygun şartlarla ve daha uygun miktarlı kredi kullanarak büyüyebildiğini belirterek, küçük şirketlerin aynı fiyatlarla borçlanamadığını, finansmana erişemediğini vurguladı. Piyasada şu anda büyük şirketlerin arayı açtığını, küçüklerin ise gittikçe dibe doğru battığını söyleyen Özdebir, "Türkiye'yi biz 100 aileye mi teslim edeceğiz. Madem hür teşebbüs, serbest piyasa ekonomisi var. Bu ekonominin bütün şartlarını ekonomiyi yönetenlerin sağlayabilmesi lazım" dedi. 
 
Finansman sorunu
 
ANKA'ya konuşan Özdebir, bankacılık sektörünün krediyi kullanan firmanın ölçeğine göre politikalarını farklılaştırdığını vurguladı. Şirketlerin krediye ulaşmasında bir ayrışma yaşandığının altını çizen Özdebir, Türkiye'de büyük firmaların, holdinglerin, büyük aile şirketlerinin güçlü finansal yapıları sayesinde daha uygun şartlarla ve daha uygun miktarlı kredi kullanarak büyüyebildiğine dikkat çekti. Bu büyümeyle beraber piyasada tekeller, karteller oluştuğunu dile getiren Özdebir, "Bu anlamda o firmaların işleri daha iyi. 2013 yılının ilk çeyreği, 2012 yılının devamı gibi. Para politikaları açısından herhangi bir değişiklik olmadı. 2012 yılında Türkiye'nin en büyük 15 sanayi işletmesinin ciroları yüzde 8.5-9'a yakın artarken, karları yüzde 34 azaldı. Bu demektir ki onlarda da karlılık düştü. Fakat ufak işletmeler, karlılıklarının düşmesi yanında bir de o fiyatlarla borçlanamıyorlar. Finansmana erişemiyorlar. Neden, çünkü birçoğunun sicilleri bozuldu. 2009'da yaşamış olduğumuz kriz ve 2001'de yaşadığımız krizde birçok şirketin sicillerinde lekeler var. Her ne kadar kredi genişlemesi yaşandı denilse de, 2012 yılında krediler yüzde 20'yi aşmıştı, artış hızı 18'lere düştü. Bankalar ellerindeki kaynağı, sadece en iyi firmalara veriyorlar" diye konuştu.
 
Yüksek maliyet
 
Küçük firmaların kredi kullanımı sıkıntısını aşmak için çok yüksek maliyetle borçlandıklarını söyleyen Özdebir, "Bankalar, kendi fonladıkları faktoring firmaları üzerinden ancak kredi kullandırıyorlar. Faktoring firmalarında faizler anormal yüksek. Yüzde 18-19-20-22 gibi faizlerle kredi kullandırıyorlar. Bu devirde kar etmek mümkün değil ki, adamlar bu faizleri ödeyebilsinler. Bu tabii birikimli olarak firmaları daha sıkıntılı hale sokuyor. Bunun sonuçları ortada. TOBB'un verilerine göre mart ayında kapanan şirket sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 37 artış gösterdi. Bütün bunlar piyasadaki bu sıkıntıları gösteriyor. Halbuki bizim yeni bir takım mekanizmalar devreye sokmamız lazım. Özellikle bu konsantrasyonun olduğu, rekabetin kıt olduğu alanlara yeni firmaların girmelerini sağlamamız lazım. Bu arada değer zincirlerini oluşturacak yatırımları da desteklemek gerekiyor. Şimdi araba yapıyoruz, ama sacını dışarıdan getiriyoruz. Türkiye'nin Ereğli Demir Çelik gibi iki fabrika daha kurması lazım. Ama buna kimse cesaret edemiyor. Çünkü, bu fabrika fiyatları aşağı çekerse, barınamazlar batarlar. Bunlar büyük yatırımlar. Bu riski bir şekilde sağlama almak lazım. Burada Rekabet Kurumu'na önemli görevler düşüyor. Konsantrasyonun yüksek olduğu, rekabetin az olduğu alanlardaki yatırımların yapılması, oradaki firmaların gelişip büyüyebilmesi açısından önemli" diye konuştu.
Sicili bozulan firmaların finansmana erişebilmesi için kredi garanti fonu gibi faaliyet gösteren, daha rahat çalışabilen, bankaların ortak yönettiği kurumlar oluşturulması gerektiğini söyleyen Özdebir, bunların yeni çıkacak risk sermayesine daha geniş anlamda katkı koyabilecek kuruluşlar olması gerektiğine dikkat çekti.