2015 kartta yenilenme yılı olacak

Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü Dr. Soner Canko ile Türk ödeme sistemlerini konuştuk. 2015 kartlı ödemelerin büyüdüğü ve algı yönetimi için çabaların artırıldığı bir yıl olacak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ece-ceyhun-004.png

Türk ödeme sistemleri için 2015 ‘imaj’ tazeleme yılı olacak. Bankalararası Kart Merkezi bireylere bilinçli kart kullanmayı öğretecek. Bunun için yeni ve farklı iletişim araçlarını kullanacak. Bu yıl, temassız kart kullanımını perakendecilerle işbirliği yaparak artırmayı da hedefl eyen BKM, 2015 stratejisini üçlü sac ayağına oturttu. 

Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü Dr. Soner Canko “2015’i bilinçli kart kullanım yılı olarak belirledik. Bunun altında da 3 sac ayağı var. Birincisi temassız ödemelerin artmasını teşvik edeceğiz. İkincisi banka kartı kullanımının artması üçüncüsü ise kredi kartını doğru kullanmayı öğrenmek. 2015 yılında, 2014 yılında alınan önlemlerden dolayı erken yaşanan sorunlar artmaya devam edecek. Ama bunlar bilinen ve öngörülen şekilde artacak. Onun içinde 2015 yılı bilinçli kart kullanım yılı olsun, bir yol kazasına sebebiyet vermeyelim ve kart olgusunu olumsuz etkilemeyelim istiyoruz. Tahsili gecikmiş alacaklardaki artış son zamanlarda tamamen kontrollü bilinen bir artış” dedi. 

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından açıklanan ve şubat ayında yürürlüğe giren taksit ve limit sınırlamalarından sonra Ocak 2014 sonunda 84.1 milyar TL olan bireysel kredi kartı alacakları kasım sonunda 72.9 milyar TL’ye kadar geriledi. Taksitli bakiye ise ocak sonundaki 47.9 milyar TL seviyesinden 32.7 milyar TL’ye düşerken, gerileme oranları toplam bakiyede yüzde 13, taksitli bakiyede ise yüzde 32 oldu. Kredi kartlarında tahsili gecikmiş alacak oranı her zaman toplam kredi büyümesinden farklı olur. Son açıklanan verilere göre bankaların toplam tahsili gecikmiş alacaklarının toplam kredilere oranı yüzde 3’ler seviyesinde seyrederken kredi kartlarında tahsili gecikmiş alacak oranı yüzde 7.6’ya kadar çıktı. Bu oran geçen senenin sonunda yüzde 5.4 düzeyindeydi. Aynı orana tüketici kredisi cephesinden bakıldığında ise yüzde 2’lik tahsili gecikmiş alacak kasım sonunda yüzde 2.5’e çıktı. 

Kayıtdışı Türkiye’nin gösterge panelini bozuyor 

Canko, tahsili gecikmiş alacaklardaki artışın tamamen sektörün beklentisinde ve öngörüldüğü şekilde arttığı vurgusunu yaparken “2015 yılında, 2014 yılında alınan önlemlerden dolayı erken yaşanan sorunlar artmaya devam edecek. Ama bunlar bilinen ve öngörülen şekilde artacak” dedi. Bu nedenle de 2015 yılını bilinçli kart kullanım yılı olmasını istediklerini belirten Canko, kartta yol kazasına sebebiyet vermeden büyümek istediklerini aktardı. Taksitli kart bakiyesindeki azalmasında alınan önlemler paralelinde geliştiğini aktaran Canko şöyle devam etti: “Orada beni tek endişelendiren karttan kayıtdışına ve diğer sektörlere yansıyan harcamalar. Maalesef bu Türkiye’nin gösterge panelini bozuyor. Mesela Türkiye’ye ithal edilen cep telefonu satışlarını incelediğinizde sayı azalmıyor. Öte yandan kredi kartlarıyla yapılan telekomünikasyon harcamalarına baktığınız zaman 2013 yılının ilk 11 ayında 20 milyar TL kartlı ödeme yapılırken 2014 yılının ilk 11 ayında bu rakam 15 milyar TL’ye düşmüş. Yani kartlarla yapılan telefon satışı azalmış ama ithalat hız kesmemiş. 2015’te bunlara dikkat etmemiz lazım. Ödeme kanalını değiştirerek gösterge panelinin bozulmasına gerek yok. Biz aslında aynı zamanda Türkiye’nin çok önemli bir istatistiki veri kurumuyuz. Bizim verilerimiz tüm Türkiye’nin resmi olan ve olmayan tüm şirketlerinin işine yarıyor.” 

Endişeleri giderecek yeni adımlar bekliyoruz 

Düzenlemelerin talebin önünü kesmediğini sadece ödeme biçimini değiştirdiğine işaret eden Canko, “Ödemeyi karttan çıkarıp nakde ve senetle borçlanmaya kaydırırsak Türkiye’nin görüntü paneli bozuluyor. 2015’teki öngörülerimiz bu anlamda NPL’in artması ve taksitli kart bakiyesinin azalması yönünde bunlarla ilgili düzenleyicilerin endişelerimizi giderecek adımlar atmasını bekliyoruz. Biz karttan alışverişi kıstık ama vatandaş, cep telefonunu operatöründen aldı, senetle aldı ve sonuçta cep telefonu talebi kısılmadı. Telefon bugünün gençliği için telefon en kıymetli varlıkları. Yurtdışında insanlar neden 24 ayda cep telefonu değiştirirken bizde 12 ay bir değiştiriliyor diye işin temel sorunlarına da bakmak lazım” ifadelerini kullandı.

Kamu spotu soğuk algılanıyor 

“2015 nerede hangi kartı kullanacağı doğru tercihleri kullanmayı öğreteceğimiz bilinçli kart kullanım yılı olsun istiyoruz” diyen Soner Canko, “Bu işte kamu spotu yaramıyor. Soğuk olarak algılanıyor. En güzel verilen mesajların indirekt verilen mesajlar olduğunu düşünüyoruz. Algı çalışmasını rahatsız etmeden yapmamız gerekiyor. Şimdiden 3 kitabımız oluştu. Son kitabımız ‘Kartlarınla Mucize Yarat’ı Özlem Denizmen yazdı. Basın iletişimimize devam edeceğiz ve konferanslar ve üniversitelerde aktif olacağız. Baybaynakit.com’u dijital iletişim çalışmalarımızı toparlamak için kurduk” ifadelerini kullandı. 

Perakendecilerle kol kola temassızı büyütüyoruz 

BKM için 2015’in bir anlamı da 50 TL’nin altındaki işlemlerde temassız ödemeyi artırmak. Bu nokta da BKM Genel Müdürü Canko, bireylerin 50 TL’nin altındaki harcamalar için kredi kartı yerine banka kartını çıkarttığını gördüklerini de söyledi.

Canko temassız ödemeyi teşvik etmek için perakendecilerle işbirlikleri yapmaya başladıklarını da anlatarak şunları söyledi: “Aslında şifreli hayata geçişte sektör olarak gösterdiğimiz senkronizasyonu temassızda gösteremedik. Temassız kartlar çıktı ama POS’lar çıkmadı ve sonuçta hızlı mesafeler kaydedemedik. Şimdi bunu kitlelere öğretmek için perakendecilerle işbirliği yapıyoruz. Onlara temassızı verilerle anlatıyoruz ve birlikte kampanya yapıyoruz. Bir market zincirinde temassız kart kullanımını teşvik eden kasiyere çeyrek altın hediye ettik. Bir başka marketle 5 TL’lik alışverişe 60 kuruşluk süt hediye ediyoruz. 2015 sonuna kadar temassızı hayatın içine almak istiyoruz. Ama her zaman kart kullanımında ‘eğitim şart’ diyoruz.”

Ortalama bir Güney Kore'li kadar kart kullandığımızda milli gelir yüzde 34 büyüyor, vergi geliri 103 milyar artıyor

Son dönemde hemen hemen her sektör kendisini Güney Kore örneği ile karşılaştırıyor. Savaştan çıkmış, Türkiye ile aynı noktada başlamış ama kişi başı milli gelirde de katma değerli ürün dediğinizde de bizi geçmiş. Son 30 yılda Ar-Ge’ye ağırlık veren patentte dünya şampiyonlukları olan Güney Kore finansta da KB Bank ve Hana Financial ve Shinhan Bank gibi dünya devleri yaratmış bir ülke. Geçtiğimiz günlerde Güney Kore’den bir ekibin BKM’nin kapısını çaldığını söyleyen Canko, bir gecede kartta şifreli döneme geçişi, dijital cüzdanı ve 17 bankayı birleştiren BKM’nin yapısını anlattıklarını söylerken şu tespiti de yaptı: “Güney Kore’nin nüfusu 50.2 milyon kişi. 24.3 bin dolar kişi başı gelirleri var. Toplam kredi kartı sayısı 125 milyon banka kartı ise 192 milyon. Yani cüzdanlarında 2.5 kredi kartı 4 tanede banka kartı taşıyorlar. Bizdeyse 76.7 milyon nüfusa 105 milyon banka kartı ve 57 milyon kredi kartı var. Güney Kore toplam tüketim harcamalarının yüzde 67’sini kartlı ödemelerle yapıyor biz yüzde 38’ini. Türkiye, hanehalkı tüketimi sabit kalmak koşuluyla Güney Kore kadar kart kullandığında yani bugünkü mevcuda göre yüzde 75 daha büyüttüğümüzde GSYİH’mız yüzde 34 daha artıyor. Vergi gelirlerini ise 64 milyar TL artırıyor. 443 bin kişiye ek istihdam sağlanıyor” dedi.

BES'e teşvik gibi karta da teşvik lazım

Güney Kore’nin kartlı ödemeleri teşvik etmek için vergi teşviki koyduğunu da anlatan Canko, “Aslında bu bizim yıllar önce yaptığımız vergi iadesi gibi bir sistem kurmuşlar. Eğer bir harcamayı kartla yaparsanız yüzde 2 vergisini iade ederim demiş. Biz bunu yaklaşık 10 yıldır anlatıyoruz. Bizim gibi gelişen ülkelerde kayıt dışı ile mücadele etmenin en güzel yollarından biri teşvik vermek. Biz yıllarca fiş topladık ama kayıtlı ekonominin adımı atıldı. Kore’nin ödeme sistemlerindeki mucizesi de buradan kaynaklanıyor. Hatta 2000’lerin ortasında aşırı tüketimden dolayı da bir borçlanma krizi yaşamışlar ve hemen önlemini almışlar. Aynen bizim şubat ayında aldığımız önlemlerin benzerlerini almışlar. Banka kartlarını gündeme getirmişler ve limit ile vade kısıtlaması getirmişler” dedi ve ekledi: “Türkiye’de kartla önlemler alınıyor ve alınması da lazım. Ama her alınan önlemin olumlu tarafı olduğu gibi olumsuz tarafl arı da var. Henüz ‘ayağını yorganına göre uzatamayacak’ kişilerin de daha erken sorun yaşamasına neden oluyorsunuz. Normalde 24 ayda finansal sorun yaşayacaksa bunu 12 aya çekiyorsunuz. Bu kadar radikal önlemler yerine eğitici önlemleri almamız gerektiğine inanıyorum. Her türlü detayın sıkı sıkıya düzenlendiği önlemler yerine biraz daha eğitimin ve bilinçlendirmenin öne çıktığı yöntemlerin kullanılması gerektiğine inanıyorum. Kartınızı kullanın ama ihtiyacınız olmayanı almak için değil hayatınız idame ettirmek için kullanın dememiz gerektiğine inanıyorum. Zaten kart kullanımının kırılımına baktığınızda en çok kullanılan yerler gıda, market ve akaryakıt alışverişi. Üstelik bunlarda taksitin olmadığı alanlar.”

Algı sorununu iyi anlatamadığımız için yarattık

Soner Canko, kredi kartı harcamalarındaki 1 TL’lik artışın GSYİH’yı 1.75 TL artırdığına işaret ederek “Araştırmalarımız kartlı ödemeler yüzde 1’lik artışında enfl asyonu yüzde 0.13 azaltıyor. 1 TL’lik artış vergi gelirlerini 0.19 TL artırıyor. Kartlar hayatımıza 1980’lerde girdi ama 1990’lardan kitlelere yaygınlaştı. 1980’lerde kullanmak prestij olarak görülürken kitlelere yaygınlaştıkça algı bozuldu. Eskiden enflasyon yüksek olduğu için zaten bankalar paradan para kazanma dönemini yaşıyordu. Dolayısıyla kart kullanıcılarından da ücret ve komisyon alınmıyordu. Sonrasında ise hem enfl asyon düştü, hem Hazine’nin borçlanma gereği azaldı, hem de bu alana yapılan yatırımlar arttı. Ücret ve komisyonlar alınmaya başlayınca da ‘biz gereksiz bir para mı ödüyoruz?’ algısı yarattı. Ama bankacılık sektörü olarak biz neden aldığımızı ve almak zorunda olduğumuzu iyi anlatamadık ve algı sorunu yarattık” değerlendirmesini yaptı.

Bu konularda ilginizi çekebilir