2015’e kısa bir kuşbakışı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Murat BERK / Yapı Kredi Yatırım 

2015 yılında piyasa ve ekonomi dinamikleri için doların değerinin diğer tüm etkenlerden daha etkili olabileceğini düşünüyoruz. Bu nedenle yeni senenin ana temalarından birinin dolar olacağını tahmin ediyoruz.

Varlık sınıflarının geleceğini etkileyen iki faktör söz konusu. Kısa -orta vadeli dinamikler ile yapısal dinamikler... Bu iki dinamik dolar özelinde  uzun zamandır olmadığı kadar olumlu bir uyum içinde. Bu durumun zaten fiyatlanmış olup olmadığına yönelik ipuçları için ise doların değerine bakmamız gerekiyor. 

Öte yandan, reel efektif döviz kurlarına göre dolar için tarihsel olarak aşırı değerli demek zor.
Piyasanın en fazla tartıştığı “FED faizi ne zaman ve ne kadar artırır?” konusunun ise önemli olmakla birlikte dolar ve piyasalar açısından temel belirleyici olmadığını düşünüyoruz. FED’in bilançosu ve ABD hazine bonosunda yaşanabilecek boşluğun doldurulması sırasında oluşabilecek alıcılardaki değişim çok daha önemli. Bu çok tartışılmayan ancak son derece önemli bir nokta.

FED’in yeni borçlanması için 400 milyar dolara yakın finansmanında yabancı alımlarındaki net artış olmayacaksa geriye ABD özel sektörü kalıyor. Karşı argüman olarak da tabii ki şu söylenebilir: BOJ ve ECB de bilanço büyütecek ve oluşacak bu likidite ABD hazine piyasasına gelebilir. Bu doğru olmakla birlikte bazı açılardan biraz elma ile armut karşılaştırmasına benzer bir durum. Yine de hepsinin elma olduğunu varsaysak da yukarıda bahsi geçen boşluğun ABD özel sektörü tarafından kapatılma olasılığı ortadan kalkmıyor. 

Bu konunun çok önemli olmadığı düşünülebilir.  Ancak ABD özel sektörünün aralarında gelişmekte olan ülkelerin de olduğu yurtdışı  portföy yatırımlarının Lehman iflasından beri 2 trilyon dolara yakın olduğunu görüyoruz. Son açıklanan Eylül verilerine göre ise 600 milyar dolar civarında. Dolayısıyla bahsettiğimiz rakamlar ekonomi ve piyasalar açısından son derece önemli büyüklükler. Burada yaşanabilecek yüksek bir azalmanın şirket ve ülkeler açısından sorunlar yaratabileceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla 2015’in en önemli konusunun ABD’den diğer ülkelere olan portföy akımlarında bir azalmanın olup olmayacağı, olursa ne boyutta kalacağı ve bir dolar kuraklığına sebep olup olmayacağı sorularının cevabı olacağını düşünüyoruz.