2B, arazisi değerli İstanbul ve İzmir'den başlıyor

2B ile ilgili düzenlemeyi bekleyen İstanbul'un Sultanbeyli ilçesinde 5 milyon 260 bin metrekarelik arazinin bu nitelikte olduğu belirtiliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hüseyin GÖKÇE

ANKARA - Yıllardır tartışma konusu olan ve daha önce dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in veto ettiği, orman arazilerinin işgalcilerine satışı sonucunu doğuracak 2B ile ilgili düzenlemede son aşamaya gelindi.

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, 2B ile ilgili ilk etapta arazisi değerli İstanbul, İzmir, Antalya gibi illerde çalışma yapılacağını, arazisi değerli olmayan İç Anadolu Bölgesi'nin daha sonra değerlendirileceğini söyledi.

Türkiye'de anayasa ile koruma altında alınmış orman alanlarından, orman vasfını yitirmiş olanların ekonomiye kazandırılmasını öngören ve kamuoyunda 2B olarak bilinen düzenleme yakında Bakanlar Kurulu gündemine geliyor. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu düzenlemeyle ilgili teknik hazırlıkların tamamlandığını belirterek, düzenlemenin ilk Bakanlar Kurulu gündemine gelebileceğini, 1 ay içinde de TBMM'den geçebileceğini anlattı.

3 Kasım 2002'de yapılan seçimlerin hemen ardından 2 B arazileri için çalışma başlatan AKP hükümeti, bu kapsama giren arazilerden yaklaşık 25 milyar dolar gelir elde etmeyi planlıyordu. Bununla ilgili yapılan düzenleme dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilince, düzenleme bir süreliğine rafa kaldırıldı.

İlk aşaması 2009'da kabul edildi

Orman arazilerinden gelir elde edilebilmesinin yolu teknik olarak ilk kez 2009 yılında yapılan bir kanuni düzenleme ile açıldı. 2009 yılında 6831 sayılı Orman Kanunu'na eklenen bir ek madde ile orman vasfını yitirmiş arazilerin kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilmesi hükme bağlandı.

Daha sonra Milli Emlak Genel Müdürlüğü bu kapsamdaki arazileri tespit etmeye başladı. Yeni çıkarılacak düzenlemede ilk etapta başvuru yapacak arazi kullanıcılarından 10 bin lira peşinat alınması öngörülüyor. Buna göre 2B kapsamındaki araziler için belirlenen rayiç bedel yatırılan peşinattan fazla ise aradaki fark arazi kullanıcısından belirli bir ödeme planına göre tahsil edilecek. Mevcut Anayasa 31 Aralık 1981 tarihinden önce orman vasfını yitirmiş arazileri bu kapsamda kabul ediyor.

Eroğlu: 250 bin hektar alan kapsamda

Bu arada Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu dün TBMM'de basın mensuplarının sorularını cevaplandırırken, bu kapsamda 250 bin hektar arazinin bulunduğunu bildirdi. İlk etapta İstanbul, Antalya, İzmir, Aydın gibi kıymetli arazilerin bulunduğu illerin ele alındığını belirten Eroğlu, şunları söyledi: “Birtakım İç Anadolu'da belki para etmeyecek alanları daha sonraya bıraktık. Bu tamamen 31 Aralık 1981 tarihinden önce orman vasfını tamamen kaybetmiş, üzerine organize sanayi bölgeleri, şehirler, kasabalar, köyler kurulmuş olan yerler için geçerlidir. Bizim hükümetimizin herhangi bir dahli yoktur. Yıllarca önce bunlar tamamen işgal edilmiş, vatandaşlar oturuyor, bir bedel ödemeden oturuyor, dolayısıyla bu ihtilafın çözülmesi maksadıyla yapılıyor.

Anayasa'nın 169. ve 170. maddeleri buna amir. Bunların değerlendirilmesi hükmünü getirmiş. Şimdiye kadar niye yapılamamış? Defalarca sevk edilmiş, sebebi teknik çalışmalar, köklü bir şekilde yapılamadığı için biz hükümet olarak bunu köklü bir şekilde Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nü devreye sokarak orman kadastrosu, tapu kadastro ile birlikte teknik çalışmayı tamamladılar. Maliye Hazinesi adına Milli Emlak adına tapu ve tescil işlemleri bu bölgelerde hemen hemen bitti."

Tartışmalı Anayasa hükümleri

Hükümetlerin 2B arazilerini değerlendirmek istediklerinde karşılarına çıkan Anayasa'nın 169 ve 170'inci maddeleri şöyle:

A. IV. Ormanlar ve orman köylüsü A. Ormanların korunması ve geliştirilmesi

MADDE 169- Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.

Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz.

B. Orman köylüsünün korunması

MADDE 170- Ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir. Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırıcı tedbirleri alır. Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır.

Bu konularda ilginizi çekebilir