”Abbas yolcudur yolcu”

Deniz Baykal, İktidarın sıkıntıda olduğunu öne sürdü, "Gidişatı gördüler, rahatları yerinde değil. Farketmeye başladılar ki abbas yolcudur." ifadelerini kullandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MANİSA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek, "Müflis tüccarlar nasıl eski defterleri karıştırıp oradan birşey çıkar mı diye bakarlar ya, bizimki de o hale düşmüş. Almış eline koca CHP defterini onun içinden açık arıyor" dedi.

Manisa Cumhuriyet Alanı'ndaki mitingde konuşan Deniz Baykal, Türkiye'deki en önemli sorunlardan birinin işsizlik olduğunu ifade ederek, yatırımın önemine işaret etti.

"Her yıl 1 milyon evladımız geliyor, onlara işyeri açacağız, ekmek kapısı açacağız" diyen Baykal, bunun yatırımla mümkün olduğunu, yatırım yapılmadan Türkiye'nin kalkınamayacağını söyledi. Baykal, "Gösterişe harcama yaparak, onun bunun gözünü boyayarak ranttı, faizdi, bankaydı diye oyalanarak bir yere varamayız. Tesis kuracağız, toprağa sahip çıkacağız" diye konuştu.

Hükümetin, üretimi bırakıp ithalata döndüğünü savunan, "bolluk ve bol paranın arkasında borç olduğu" görüşünü dile getiren Baykal şöyle devam etti:

"Bunun arkasında hazır yemek var, mirasyedilik var, Cumhuriyet döneminin eserlerini satmak var. Oradan elde ettiği kazançla gününü gün etmek var. Ne oldu, 7 yıl içinde 4 yıl idare ettik, 5. yıl işler sıkışmaya başladı. 6. yıl durum aydınlığa kavuşmaya başladı. 7. yıl, (ne oluyoruz) diyoruz, değil mi? Şimdi gerçekleri görüyoruz değil mi?"

İşsizlik sorunu

Türkiye'de sanayideki 10 tezgahtan 4'ünün durduğunu, yapılan yatırımların yarıya yakın kısmında üretim yapılmadığını savunan CHP lideri, Manisa'da son dönemde 5 bin kişinin işine son verildiğini bildirdi.

Baykal, "2008 yılı kasım sonu itibariyle 1 milyon insan daha işini kaybetti. Türkiye'deki resmi rakamlara göre, kasım sonu itibariyle işsiz sayısı 5 milyon sınırına dayandı. Gerçek rakam bunun çok daha üzerinde. İşsiz kalmak, bir insanın yaşayabileceği en büyük felakettir. İşsiz bir insanın evinde, ailesinde dahi huzuru yoktur. Allah kimseyi işini kaybetmiş duruma düşürmesin" dedi.

Kredi kartı borçlarında artış

Konuşmasında kredi kartı borcu konusuna da değinen Baykal, 2008 yılı sonunda 600 bin kişinin borcunu çeviremez duruma geldiğini, yalnızca ocak ayında 182 bin kişinin borcunu ödeyemediğini hatırlatarak, "Bunu bütün bir yıla getirecek olursak 1.5 milyona doğru gidiyor borcunu ödeyemeyecek durumda olanlar. Bu önemli bir sorun. Hemen buna tedbir almak lazım" diye konuştu.

Baykal, bu durumun suç patlamasına neden olacağını belirterek, bunun nedeninin yanlış ekonomi politikaları olduğunu kaydetti.

CHP lideri, şöyle devam etti:

"Başbakan diyor ki 'Bu kredi kartı borcu olanlar dürüst insanlar değildir'. Başbakan'a göre işler kolay. Kredi kartı borcunu ödeyememiş adam, dürüst değilmiş. Başbakan'a sormak lazım, 'Sayın Başbakan sen hiç işsiz kaldın mı? Sen hiç akşam eve ekmek götürememenin ne demek olduğunu yaşadın mı, biliyor musun? Çocuğuna 2 lira okuldan istenen temizlik parasını verememenin nasıl bir acı olduğunu hiç yaşadın mı, biliyor musun? İşinden atıldığı için lisedeki çocuğunu okuldan almak zorunda kalan babanın acısını sen yüreğinde hissedebiliyor musun?' Tabii senin umurunda değil, senin çocuklarını ABD'de eşin dostun okutuveriyor."

Deniz feneri

Bunlardan sözederken Başbakan'ın kendisine sinirlendiğini, yanıt vereceğine kendisine hakaret etmeye başladığını dile getiren Baykal, Deniz Feneri olayından da sözetti.

Deniz Feneri olayıyla yolsuzluğun çağ atladığını belirten Baykal, "Taş devrinden tunç devrine geçer gibi yolsuzluk nitelik değiştirmiştir" dedi.

Baykal, bir türlü Almanya'dan gelmeyen Deniz Feneri dosyasının bir arkadaşı tarafından alınıp getirildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Kamuya yararlı dernek, Mehmetçik Vakfı'na verilmeyen vergi muafiyeti, bir türlü gelmeyen dosya. Şimdi dosya geldi. 'Hadi ne yapıyorsunuz' diyoruz. 'Tercüme yapıyoruz' diyor. Şimdi de dosyayı tercüme ediyorlarmış. Şuna desene 'İçimden geçmiyor, geçmiyor bunları yargılamak. Bunlar bize destek veriyorlar, televizyonları var. Bunlar benim yakınlarım' desene, desene."

Deniz Feneri'nin tek örnek olmadığını, Telekom ve TÜPRAŞ'ta da aynı manzaralar olduğunu öne süren Baykal, 'Hırsızlığın da yolsuzluğun da bir raconu vardır. Arkadaşlar, insanların en temiz duyguları üzerinden, dini inancı üzerinden, imanı üzerinden, Allah'ın kitabı üzerinden, hayır yapmak için ayırdığın parayla yolsuzluk yapılabilir mi? Buna hangi vicdan evet der? Aldırdığı yok."

Karneyle ekmek dönemi

Erdoğan'ın 80 yıl öncesine gittiğini hatırlatan Baykal, şöyle devam etti:

"Efendim, 80 yıl önce nüfus cüzdanlarına (ekmek karnesi verilmiş) diye damga basılıyormuş İsmet Paşa zamanında, bize onu anlatıyor. Sen daha ananın karnına düşmemiştin, bu vatan nasıl kurtuldu biliyor musun? Türkiye o güç günleri nasıl aştı biliyor musun sen? 2. Dünya Savaşı'nda, bir tek vatandaşının bile burnunu kanatmadan, ustaca dünyayı idare ederek, o İsmet Paşa Türkiye'yi nasıl kurtardı biliyor musun? İsmet Paşa 80 yıl önce ekmek karnesi dağıtmış, Recep Tayyip Erdoğan bugün Deniz Baykal'dan bunun hesabını soruyor. Sor, o hesabı vermezsem namerdim. İsmet Paşa o güç günlerde, dünyanın yokluk günlerinde, adaletle, elindeki bütün imkanları kardeşçe kullanarak Türkiye'yi kurtardı. Şimdi sen dünyanın bu refah döneminde, zenginlik döneminde, bir gel bakalım halk pazarlarından akşamları emekli, yoksul insanlar atılmış domatesleri, biberleri, patlıcanları nasıl topluyorlar, nasıl bayat ekmeği ucuza alacağım diye insanlar oradan oraya koşuyorlar. Gel de bir gör, bir sor bakalım. Bu dönemin, bu haline bak ve ondan sonra İsmet Paşa'ya dil uzatmaya kalk.

Müflis tüccarlar nasıl eski defterleri karıştırıp oradan birşey çıkar mı diye bakarlar ya, bizim ki de o hale düşmüş, almış eline koca CHP defterini onun içinden açık arıyor. O, Türkiye'nin şeref defteri, dürüstlük, vatanseverlik defteridir."

"Abbas yolcu"

Deniz Baykal, halkın Erdoğan'a tepkilerini dile getirmeye başladıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Şimdi onlar sıkıntıda, huzursuz. Gidişatı gördüler, rahatları yerinde değil. Farketmeye başladılar ki abbas yolcudur. Demokrasi böyledir. Millet seni getirir, sonra senin millete tepeden bakmaya başladığını gördüğü anda, 'Ha gel buraya' der, indirir aşağıya.

Bu sesler niye çıkıyor bunu anla. Bunun altında ne yatıyor düşün. Şikayetler başlayınca milleti tehdit ederek susturacağını mı zannediyorsun? Bu gidiş iyi değil. Bu kızgınlığın, sinirin, saldırganlığın altında ne yatıyor dersin? Ben de derim ki Abbas yolcudur, yolcu. Korkunun ecele faydası yok. Bunu inşallah hep beraber anlatacağız."

Yerel seçimler öncesi nüfus cüzdanlarında kimlik numarası olmayan insanları, bu sorunu halletmeleri konusunda da uyaran Baykal, "29 Mart sabahı erkenden kalkın. Ve bilhassa ananızı da yanınıza alarak cümbür cemaat sandığa gidin. Demokrasiye sahip çıkın, demokrasiye sahip çıkmamanın, bunlara bir ders vermek demek olduğunu unutmayın" dedi.

Baykal, daha sonra partisinin belediye başkan adaylarının tanıttı.