ABD'nin Peşmerge'ye para-silah yardımı belgelendi
ABD'nin Irak'ın kuzeyindeki Kürtleri para ve silah açısından destekleyip Orta Doğu'daki Sovyet nüfuzunu kırmak amacıyla gerçekleştirdiği etkinlikler resmi Amerikan tutanaklarında da yer alıyor.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA – ABD'nin 1970'li yılların başında Irak'ın kuzeyindeki Kürtleri para ve silah açısından destekleyip Orta Doğu'daki Sovyet nüfuzunu kırmak amacıyla gerçekleştirdiği etkinlikler biliniyordu. Ancak ABD dışişleri bakanlığı belgeleri arasında, bu kararların alındığı görüşmelerin tutanakları da yer alıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde yeniden birleştirilip Irak-İran ilişkileri başlığı altında biraraya getirilen belgelerden birinde, 23 Temmuz 1973'te Washington'da ABD Başkan Danışmanı Henry Kissinger, ABD Tahran Büyükelçisi Richard Helms, Ulusal Güvenlik Konseyi Üyesi Harold H. Saunders'ın yaptığı bir toplantının tutanakları bulunuyor. Buna göre ABD 1970'lerin başında Irak'ın kuzeyindeki Kürtlere para ve silah yardımı yaptı. Tutanağa göre Kürtler Irak yönetimine karşı yeniden silah isteyince bu kez "yeterli silahınız var" gerekçesiyle reddediliyor ve ABD'nin para yardımıyla yetiniyorlar. ABD'nin Irak'ın kuzeyindeki Kürtlere yardımı, Harold H. Saunder'in resmi "Görüşme Notu"na yansıyan konuşmalarda şöyle yer aldı:
"...
Kissinger: Şimdi Kürtler hakkında konuşalım mı?
Helms: Aynı şeyleri yapmaya devam ederim. Kürtlerden yeni bazı teklifler aldık. Ayrıntıya girmek istemem. Sadece Saunders, Kennedy ve CIA'nın onlara ne kadar para verileceğine ilişkin bir program çalışmasını söylüyorum. Barzani (el- Mustafa, Kürdistan Demokratik Partisi'nin lideri, şimdiki lider Mesut Barzani'nin babası) Tahran'a geldi ve Şah'ı gördü. Benle görüşmek istedi. Onunla görüşmedim ama İstasyon Şefim görüştü.
Geçen yılki programda olan bütün silahlar verildi. Tam bir güvenlik içinde gerçekleştirildi. Ayrıca, Barzani elini iyi oynadı. ABD'nin desteğiyle ilgili son açık çağrısı yararlı bir kılıf oldu. Ben hala Barzani'ye bir saldırı kapasitesi vermemiz gerektiğini düşünmüyorum. Kürtler bütün bu Sovyet silahlarına karşı kazanamazlar.
Kissinger: Yeterli paraları olmalı ki hükümet tarafında bir diken olarak kalabilsinler.
Helms: Şimdi silahların sağladıkları konusunda bir karar vermek gerekiyor. Elimizde Barzani'nin yeni talepleri var. Geçen yıl süresince yapılan silah sevkiyatının sonuçları itibarıyla Kürtlerin bulundukları pozisyonla birlikte gözden geçirmeli.
Kissinger: Sovyetlerin, Orta Doğu'yu oyun oynamak için oldukça pahalı bir bölge olduğunu hesaba katmasından emin olmak istiyoruz.
Helms: Kuveytlilerle Suudiler bugüne değin katkıda bulunmada gönülsüz kaldı. Fakat sanırım Kürtler onlar üzerindeki baskıyı sürdürmeli. Sanırım biraz daha verebiliriz. Fakat bunu onların sübvansiyonunu artırmak suretiyle yapacağım, donanımlarını değil. Sanırım Irak saldırılarına karşı savunmak için istedikleri silahları var. Yani şimdilik para sağlayacağım, ekipman değil.
Kissinger: Moskova'daki Politbüro için istediğim, Orta Doğu'da daha ileri maceralara girişmeyecek bir haleti ruhiye içinde olmaları... Onlara Mısır'da tükendiklerini ve Irak'ın dipsiz kuyuya dönüştüğünü hatırlatmak istiyorum. Orta Doğu'da yenilenmiş bir harekete girişmeyi tavsiye edenleri kovmalarını söylemeyi istiyorum.
Şah'ın bu stratejiye yardım etmesini istiyorum. SSCB'yi duvara kıstırmak istemiyoruz. Sadece Orta Doğu'daki bir hareket için maliyetin aşırı göründüğü şeklinde bir yargıya varacakları haleti ruhiye içinde olmalarını istiyoruz. Aynı zamanda bölgedeki Arapların Sovyetler Birliği'yle birlikte bedava yürüyemeyeceklerini hissetmelerini istiyoruz. Kürtlerin Irak'ta kanayan bir yara olmak için yeterli güce sahip bulunmalarını istiyorum.
Helms: Şu ana değin, Kürt operasyonu birinci sınıftı.
Kissinger: Onlara verdiğimiz yardımla ne yapıyorlar?
Helms: Henüz hiçbir şey. Programın amacının onları saldırıya uğradıklarında kendilerini savunma pozisyonuna koyduğunu hatırlayacaksınız. Şimdiye kadar saldırıya uğramadılar. Büyük patırtı 1974 başlarında, şimdiki ateşkes anlaşması sona erdiğinde gelecek.
Kissinger: [1 satırın gizliliği kalkmıyor]
Helms: [7 satırın gizliliği kalkmıyor]
Suudilere deli Clements
Suudilere deli Clements
Saunders'ın tuttuğu "Görüşme Notu"na göre, 1973 yazındaki Orta Doğu sorunları özet olarak ele alınırken Nixon yönetiminin üç siyasetçisi, zaman zaman sohbet havasına da girerek, dış politika konularını ele almaya devam ediyor. Toplantının kimi zaman "beyin fırtınası" moduna girdiği gözleniyor:
"Kissinger: Basra Körfezi hakkında ne söyleyebiliriz?
Helms: Orada sorun İran ve Suudi Arabistan'ın nasıl işbirliği yapacağı. İkisi de dikbaşlı monarklar. Şah geçenlerde Kral Faysal'a Körfez'deki adalar hakkında bir not gönderdi. Bunun Faysal'ı sinirden kudurtacağı hesaplandı. İranlılar Faysal'ın deli olduğunu düşünüyor.
Kissinger: [1 satırdan az bölümün gizliliği kalkmıyor] Onu sadece bir kez gördüm.
Helms: [1 satırdan az bölümün gizliliği kalkmıyor] Dışişleri Bakanı Kalatbari Suudi Arabistan'ı geçenlerde ziyaret etti. Kral Faysal ondan İran'ın iki şey yapmasını istemiş: Basra Körfezi adalarını Araplara geri vermesini ve İran'daki tüm Yahudileri kovmasını...
Şu Körfez adaları Faysal'ın konusu değil ama kendi kendisinin sorunu haline getiriyor. Görebildiğim kadarıyla Şah için sorunun tek çözümü doğrudan Birleşik Arap Emirlikleri ya da Ras el Kayme Şeyhi ile anlaşması ve onları tatmin edecek yeterli parayı vermesi. İddia hakkında tatmin olurlarsa konuyu Faysal'ın elinden alabilirler. Sorun böyle şeyleri ortaya getirecek Suudilerin oy haklarının olmaması. Sana sorunun ne kadar güzel bir şekilde çözüleceğini söylerler ama o Faysal'a giderse ayrı hikâye... Her halükarda şöyle bir şeyi deneyebiliriz. Bulduğum tek formül. Bu konuda çok sayıda kişiyle konuşmak.
Kissinger: Faysal devrilirse Şah ne yapar?
Helms: Neden Şah'a sormuyorsun. Bir şey demez sana cevap verir.
Kissinger: Suudi Arabistan'da bir Kaddafi'yi göze alabilir miyiz?
Helms: Amerikalılar İran'da işletmenin bir parçasıyken Suudi petrolünün tamamen bir Amerikan şirketinin işletmesi olduğuna işaret ederim. Aynı zamanda Suudi Arabistan'ın İran'ın üç katı petrol rezervine sahip olduğuna dikkat çekerim. Başka sorum yok! Suudi Arabistan'ın heba olmasını göze alamayız. Suudi Arabistan'a alnında ‘RN' (Richard Nixon) taşıyan bir Büyükelçi gönderebilir miyiz? Thacher iyi bir adam ama kötülemek istemiyorum. Ama üzerinde Beyaz Saray damgası bulunan birine ihtiyacımız var. Bu kişinin Frank Lincoln olduğuna inanmıyorum, yeni bir yüz lazım.
Kissinger: Belki şu deli Clements'i gönderebiliriz... Şaka yapıyorum.
Helms: İlk diplomatik krizimi yarattı. ‘İran/Arap Körfezi' ibaresini kullandı. Şah konuyu öğrenince, bir akşam yemeği partisindeyken kendimi dışişleri bakanının rezidansında buldum. Bana Amerikan dışişleri bakanı Tahran'daki CENTO toplantısına katılmak üzere şu anda havada yolda olsa da o deyim ortada kaldıkça Şah'ın kendisini kabul etmeyeceğini anlattı. Son dakikada İran'ın CENTO toplantısına ev sahibi olmaktan vazgeçmeyeceğini, fakat katılmayacaklarını söyledi.
Kissinger: Clements geçen hafta, Arap Yarımadası ve Basra Körfezi konulu SRG toplantısında İran'ın Suudi Arabistan hakkındaki planlarına karşı uyarıda bulundu. Arap-İsrail anlaşmazlığını çözmeyi Suudi Arabistan'la ilişkilerimizin iyileşmesi açısından düşünüyor. Olabilecekse Arap-İsrail sorununda ilerlemeden yanayım, fakat Suudilerin onu hayattaki başlıca amaçları yapmalarını istemiyorum. Kral Faysal bana sanki bu konuda bir hayli uzlaşmaz gibi görünüyor. Onları karıştırmayalım.
Helms: Delilik.
Kissinger: Clements Suudi Arabistan'a silah yığmayı istiyor. Suudilerin Güney Yemen'e karışmasından memnuniyet duyarım. Oraya da bir büyükelçimizi göndermek gerekiyor.
Gözden geçirmemiz gereken başka hangi bölgeler var?
..."
CIA Barzani'nin Şah'a mektubunu gizlice Kissinger'e ulaştırmış
Belgeler arasında 17 Temmuz 1973'te Kürt Demokratik Partisi lideri Mustafa Barzani'nin İran Şahı Pehlevi'ye o sıralarda Irak'ın kuzeyi için destek talep eden mektup da bulunuyor. Belge Korgeneral Vernon Walters tarafından "Şah'ın bu mektubun elimizde olduğundan haberi yok" notuyla Kissinger'e iletiliyor. Barzani-Şah ilişkisi 70'lerde Kürtlere Araplar karşısında bir başarı getirmemiş ve Irak'ın kuzeyindeki Kürtler bunun sorumlusu olarak yeterince destek vermeyen ABD'yi suçlamışlardı. CIA tarafından Kissinger'e ulaştırılan mektuptan bazı bölümler şöyle:
"-Irak Kürtleri olarak bize karşı müşfik politikanızdan dolayı size minnet ve takdir duygularımızı iletiyoruz.
-Olaylar Bağdat rejiminin 11 Mart 1974'te sona erecek olan Mart 1970 anlaşması şartlarını uygulamayacağını gösteriyor, halkımıza karşı büyük ölçüde düşmanlıkların yeniden başlayacağını tahmin ediyoruz ve halkımıza karşı zehirli gazlar gibi konvansiyonel olmayan silahlar dâhil her türlü önlemin uygulanacağını bekliyoruz.
-Kürt hareketi Irak'taki tek denetlenemeyen muhalif güç ve Emperyal Majestelerinin öğüt ve desteğiyle bölgesel ilişkiler açısından daha önemli rol oynayabilir. Rol rejime muhalif geniş bir çoğunluk tarafından destek alır hale dönüşebilir.
-Tarafımızın inisiyatif almasını denemek ve bir rol oynamak için hareketimizin kabiliyet seviyesi savunmaya yönelik olandan saldırıya yönelik olana yükseltilmesi ve finansal sorunlarımız çözülmelidir. Her şey için siz Emperyal Majestelerinin ülkesinden en üst seviyede himaye ve desteğe ihtiyacımız olacak.
-Bu noktada tam bir Amerikan anlayış ve desteğinin hem bölgede istikrar ve hürriyet için mücadelede eden İran'ın oynadığı önemli rol ve hem de bizim ve tüm Irak halkının davası için önemli olduğuna inanıyoruz.
-Diğer tarafın Sovyetler Birliği tarafından nasıl desteklendiğini ve bölgede Sovyetlerle komünizmin etkisini artırmak için nasıl zorlu bir denemeye girdiklerini açıkça ve tamamen gördüğümüzde bu destek özellikle önemli.
-Emperyal Majesteleri, halkımız size bir baba ve koruyucu olarak bakıyor ve eminiz ki bize açılacak herhangi bir kapı sizin çabalarınızca açılacak.
-Bu nedenle sık yaptığınız gözlemler de göz önünde bulundurulursa İran Irak'taki Kürtlere karşı bir soykırıma karşı tarafsız kalamaz ve İran ile Irak Kürtleri arasındaki ilişkiler, Türkiye ile Kıbrıs Türkleri arasındaki ilişkilerden de daha derin olmalıdır, Rusların desteklediği Baasçı tehditlerden korunmak için size döndük."