Akil İnsanlar, İmralı mesajını değerlendirdi

Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker, "Günlük siyasi çekişmelerden uzak bir mesaj. Dolayısıyla çözüm sürecine büyük katkısı olacaktır" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Diyarbakır'da yapılan nevruz kutlamasına, İmralı'da ömür boyu hapse mahkum edilen Abdullah Öcalan'ın gönderdiği mesaj, çözüm sürecinde önemli görev üstlenen Akil İnsanlar Heyeti üyelerince de olumlu karşılandı. 

Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker, yaptığı açıklamada, Diyarbakır'da düzenlenen nevruz kutlamalarında okunan Abdullah Öcalan'ın mesajını önemli bulduğunu söyledi. 

Mesajı çok müspet olarak bulduğunu ifade eden Paker, "Öcalan, Türkiye'de toplumsal karşılığı olan bir lider. Gördüğünüz gibi günlük siyasi çekişmelere girmeden onların üzerinde uzun vadeli bir stratejiyi belirledi. Ben bunun için çok müspet buluyorum" diye konuştu. 

Verilen mesajın çözüm sürecine katkı sunacağını vurgulayan Paker, "Öcalan, 'kongre toplansın ve silah bırakma kararı alsın' diyor. Çözüm sürecine en başta etkili olacak, artı etki kuracak şey odur. Bakarsanız Öcalan'ın mesajında önemli olan tarihsel bir boyutu var. Yani geçmişten geleceğe giden bir şey var" şeklinde konuştu. 

Mesajın günlük siyasi çekişmelerden uzak olduğunun altını çizen Paker, "Dolayısıyla çözüm sürecine büyük katkısı olacaktır. Bugünkü barış süreciyle ilgili tarafların söylediği hatta taraf olmayanların da söylediği, birçok sorunlarını aşmış, bunu tarihi perspektif içerisinde, artık küçük hesapların içinde olmadan, işi sonuca götürmeye yönelik bir mesajdı" dedi. 

"Öcalan silahlı mücadeleye son verilmesini açıkça ifade etti" 

Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, nevruz kutlamalarının bugün çok büyük beklenti içerisinde gerçekleştirildiğini belirtti. Hakyemez, "Abdullah Öcalan'ın bu mesajı gerçekten silahlı mücadelenin sonlandırılmasının tarihi ve gerekli olduğuna vurgu yapıyor. Bu noktada da Öcalan, Türkiye'de silahlı mücadeleye son vermeyle ilgili beklentilerini açıkça ifade etti" dedi. 

Hakyemez, mesajın içeriğinin daha önce Dolmabahçe Sarayı'nda okunan mektubun içeriğinden çok farklı olmadığını da dile getirerek, "Bu durum mektubun önemsiz olduğu anlamına gelmez. Çözüm sürecinin amacı, silahlı mücadelenin sonlandırılması ve siyasi alanda, siyaset yoluyla sorunların çözülmesidir" ifadesini kullandı. 

Hakyemez, örgüt üzerinde Öcalan'ın önemli bir ağırlığı olduğuna dikkati çekerek, "Abdullah Öcalan'ın örgüt üzerinde ağırlığı olan kişi olarak, Diyarbakır meydanında kalabalık kitleye bu mesajı okuması çok önemli. Dolayısıyla katılımın yoğun olması, bölge halkının sürece sahip çıktığını ve silaha son verilmesi beklentisi olduğunu çok açık şekilde gösteriyor" dedi. 

Öcalan'ın bu açık mesajı ve Diyarbakır'daki kitlenin desteğine rağmen, toplumda 'Kandil ve PKK'nın aksi bir istikamete gidebilir mi?' diye bir düşüncenin de olduğuna işaret eden Hakyemez, şunları kaydetti: 

"Ben gidebileceğini düşünmüyorum, çünkü bunun cevabı da Öcalan'ın mesajının içeriğinde var. Bu mesajda belki de daha öncekilerde olmayan bir yenilik var. Bu işte Kandil ve PKK'nın aksi bir istikamete gidemeyeceğinin cevabını da barındırıyor. Öcalan, mesajında diyor ki 'silahlı mücadele artık sürdürülemezdir'. Silahlı mücadelenin sürdürülemediği çok açık bir şekilde belliydi. Belli olduğu için de zaten burada sürecin başlaması noktasında belki de PKK çizgisindekiler buna belli ölçüde sıcak bakmak durumunda kaldılar. Bugün gelinen noktada demokratik siyasetin bütün yönleriyle gerçekleşebileceği açık toplumlarda, silahlı mücadeleyle insanları öldürerek veya silah kullanarak sorunların çözümüne katkı sağlamak yok. Ulusal ve uluslararası alanda da tasvip edilecek bir yol değil. O sürdürülemez bir durumdu ve işte bugün Abdullah Öcalan'ın mesajında da buna vurgu yapılmıştır." 

Hakyemez, Abdullah Öcalan'ın yaptığı vurgu neticesinde somut adımların atılması gerektiğine ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı: 

"Sürecin hükümet ve PKK kanadının biraz daha hızlı gitmesinde fayda var. Türkiye'de bazı kesimler çünkü çözüm sürecinin başarısızlıkla sonuçlanmasını, muhalefetin hükümete galip gelmesi gibi yorumluyor. Oysa çözüm süreci iktidar meselesi değil, bir Türkiye meselesidir. O nedenle de bu Türkiye meselesinin bir siyasi malzeme yapılmaması gerekiyor. Çözüm sürecinin başarısızlığı uğramasını isteyen kişileri fırsat vermemek için sürecin daha hızlı ve somut adımlarla gerçekleşmesi gerekiyor." 

"Mesaj ümit vericiydi" 

Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Grubu Başkanı Tarhan Erdem de Öcalan'ın "PKK'nın Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık 40 yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim" sözlerinin büyük önem taşıdığını dile getirdi. 

Bu mesajın bazı tereddütleri de ortadan kaldırdığına işaret eden Erdem, "Mesaj çok önemliydi. Çok olumlu buluyorum. Ümit vericidir. Hem hükümetin istediğine uygun hem sürecin genel yapısına uygun bir beyanat oldu" diye konuştu. 

Avni Özgürel ise Öcalan'ın 28 Şubat ve geçen yılki mesajlarının bugünkü mesajla tamamlandığını ifade etti. 

Öcalan'ın bugünkü açıklamalarını "güçlü bir mesaj" olarak nitelendiren Özgürel, şöyle konuştu: 

"Herhalde Kandil'e sormadan veya onun nabzını tutmadan bu tür cümleleri söyleyebileceğini zannetmiyorum. Dolayısıyla önümüzdeki dönem PKK'nın Öcalan'ın bu kararı ve talebi doğrultusunda çok fazla vakit geçirmeden karar alacağı bir süreç, dönem olacaktır diye düşünüyorum. Türkiye'nin geleceği açısından herkesin yeni bir döneme girildiğini göz önüne alarak, sanayicisinden tutun gazetecisine, siyasetçisinden güvenlik görevlisine kadar herkesin yeni baştan, yeni koşulları göz önüne alarak bir değerlendirme yapması gereken bir dönem." 

"Öcalan'ın barış kararlılığını söyleyebiliriz" 

Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Grubu Başkanı Ahmet Taşgetiren ise Abdullah Öcalan'ın bugün Diyarbakır'da nevruz kutlamalarında okunan mesajında, kongrenin toplanmasını isteyerek, yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal stratejilerin belirlenmesini istediğini belirtti. Taşgetiren, şunları kaydetti: 

"Abdullah Öcalan daha önceki barış çağrısını tekrarlıyor. Kandil ve Selahattin Demirtaş biraz kafa karıştırıcı tavırlar sergilemişti. Bu mesajla Abdullah Öcalan'ın barış kararlılığını, silahsızlanma kararlılığını sürdürdüğünü söyleyebiliriz. Bu Öcalan'ın yeni bir tanzim hamlesi oldu. Şu anki PKK, KCK yapılanmasının 'acaba silahları bıraksak mı bırakmasak mı' şeklinde kararsızlıklar yaşıyorlarsa Abdullah Öcalan diyor ki, 'silahın dönemi bitti, PKK'nın silahlı mücadelesinin de sonuna gelindi' diyor. Bu mesajın çok açık olduğunu ifade etmek lazım. Kongreyle bütün hareketi bağlayacak karar çıkması telkininde bulunuyor. Demek ki KCK prosedürü böyle bir şeyi gerektiriyor. Öcalan'ın iradesinin ne olduğunu biz bu mesajla görmüş oluyoruz." 

"Türkiye'nin iç barışı açısından güzel bir şey" 

Akil İnsanlar Heyeti Akdeniz Bölgesi Grubu Genel Sekreteri Tarık Çelenk de çözüm sürecinin başladığı son 3 yıldan bu yana, her geçen gün silahsızlaşma ve demokratikleşme yolunda ilerlediğini söyledi.  

Fiili sürecin kararlılıkla yürütülmesinde Ankara'nın sağlam ve kararlı adımları ile İmralı'nın konuyla ilgili öngörülerinin etkin rol üstlendiğini savunan Çelenk, "Artık bundan sonra Ortadoğu'da Kürt siyaseti, Türkiye Cumhuriyeti ile herhangi bir silahlı çatışmayı tercih etmeyecektir. Hem mevcut durum hem de siyasetin yönü bunu gösteriyor. Türkiye'nin iç güvenliği, iç barışı açısından güzel bir şey" dedi.  

Hangi koşulda olursa olsun, hak arayışlarının bundan sonraki süreçte silaha dayalı olmayacağını vurgulayan Çelenk, "Türkiye artık dağlarda askerlerle PKK mensuplarının çatıştığı bir alan haline gelmeyecek, bunu tüm siyasi aktörler de öngörmek durumundadır" diye konuştu.  

Tarık Çelenk, bundan sonraki süreçte de akıllı çözüm üreten, dönüştürücü yeteneğin ön planda olacağını ifade etti. Bunu sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin değil, İmralı'nın dışında Kandil'in de öngörmesi gerektiğine işaret eden Çelenk, ulus devletinden vazgeçmeleri, yerel yönetimlere, bu dönüşüm sürecine uyum sağlamaları gerektiğini bildirdi.  

7 Haziran'da yapılacak genel seçime değinen Çelenk, "MHP'nin ve siyasi aktörlerin tutumlarına bakıldığında Türkiye'de seçimin sert bir atmosferde olacağı anlaşılıyor. Türkiye'nin iç barışı açısından atmosferin sert geçmemesini diliyorum. Çünkü süreç sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu'da da yürüyor" dedi.  

"Sıra Kandil'in, İmralı'nın verdiği sözü tutmasına gelmiştir" 

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Üyesi Ahmet Gündoğdu da artık silahlı mücadelenin çözüm olmadığını Abdullah Öcalan'ın da görmüş olması ve bunu PKK'ya, Kandil'e, HDP'ye haykırıyor olmasının önemli olduğunu söyledi. Gündoğdu, "Bu saatten sonra bu söylem değil, artık çözüm sürecinde katedilen bu mesafede 'Kim oyunbozanlık yapacak, kim çark edecek, kim vazgeçecek, kim sözünde durmayacak?' sorusunu sormak lazım" diye konuştu. 

Gündoğdu, şu değerlendirmelerde bulundu: 

"Sıra Kandil'in, İmralı'nın verdiği sözü tutmasına gelmiştir. Şimdi bu sözün tutulacağına dair daha ileri bir bildirinin okunduğunu görüyoz. Geçmişte Türklük adına JİTEM ya da benzer kuruluşların, vesayet organlarının Kürtlere ya da başka kesimlere yaptığı yanlışı, artık Kürt örgütlenmelerin Kürtlere yapmaması lazım. Bir de 6-7-8 Ekim olayı gibi olayların olmaması lazım. Millet de artık Jön Türklere de Jön Kürtlere de karşı, bir vesayet unsuru istemiyor. Bunun yolu da silahların susması, siyasetin konuşması ve siyasetçiler eliyle Türkiye'nin yönetilmesi, ölümlerin de ebediyen sona ermesinden geçiyor. Bu neyi sağlayacak? Bu, Türkiye'nin iç sorununu çözen bir ülke olmasını kuvvetlendirecek, bölgemizdeki Kürdün, Türkün, Arabın kavgasının sona ermesine de bir kıvılcım, bir başlangıç oluşturacak ve yeni Türkiye'yi, büyük Türkiye'yi, yeniden büyük Türkiye'yi hep beraber oluşturacağız. Silahların susmasıyla, şiddetin bitmesiyle artık hukuk devleti, demokratik devlet, demokratik siyaset talepleri ve yaklaşımları hayata geçecek ki bunun da çözüm yeri Meclis olacak."  

"Bu sürecin yoluna başarıyla devam edeceğini gösteriyor" 

Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu Üyesi Oral Çalışlar da Öcalan'ın mesajında sürpriz bir şey olmadığını belirterek, yeni bir durum, yeni bir şey de söylemediğini kaydetti. 

Öcalan'ın KCK ve PKK kurultayına, "kalıcı olarak artık silahları bırakın" şeklindeki mesajının önemli olduğunu vurgulayan Çalışlar, şöyle devam etti: 

"Mesajda, hükumet, Meclis izleme kurulları da faaliyetlerini sürdürür ve bu işin gelişmesine katkıda bulunurlarsa, iyi olur anlamına gelecek bir vurgu yapıyor. Bunlar önemli. Bazı adımların atılması gerektiği bir gerçek. 10 maddeyi tekrar ediyor. Öcalan silahsızlanma ve silahlara son verilmesi konusundaki kararlılığını demokratikleşme taleplerini bir kez daha yinelemiş oldu. Bence artık süreç silahların bırakılması ve Türkiye'nin Kürt meselesinde bazı adımları atmasıyla yürüyecek gibi görünüyor. Olumlu bir tablo var. Diyarbakır'daki nevruz meydanındaki hava ve Öcalan'ın mesajında olumlu bir hava var. Açıklaması, oradaki kitleden büyük bir destek gördü. Bu da sürecin yoluna başarıyla devam edeceğini gösteriyor." 

Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Grubu Genel Sekreteri Prof. Dr. Beril Dedeoğlu da Öcalan'ın kararı kongreye havale etmiş olmasının arada pazarlık süreci olacağı anlamına geldiğini ifade ederek, "Bu Murat Karayılan'ın da ikna edilmesi gereken sürece işaret ediyor. Anladığım kadarıyla sadece Öcalan'ın 'bırakın' demesiyle silah bırakma riskine girmek istemiyor. Ama her durumda işaret ettiği yön olumlu bir yön. Eğer gerçekten o kongre toplanıp bu yönde bir irade gösterilirse çözüm sürecini son derece olumlu etkiler. Silahların bırakılması adına önemli bir adım atılmış olundu. Bu çözüm sürecinin muhatabı Öcalan. Onun böyle bir şey söylüyor olması kamuoyu nezdinde de olumlu bir izlenim bırakır" şeklinde konuştu. 

Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Üyesi Mehmet Uçum ise  Diyarbakır'daki nevruz kutlamalarında okunan mesajla ilgili, "Kısa süre içerisinde PKK kongreyi toplayıp 'Türkiye Cumhuriyeti'nde silahlı mücadele dönemi bitmiştir' kararını alacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı silah kullanılmayacaktır kararını alacaktır. Bunun Nisan ayı bitmeden tamamlanacağını tahmin ediyorum" dedi. 

"Şüphesiz 12 yılda elde ettiğimiz en önemli kazanımlardan biri" 

Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu Sekreteri Mehmet Emin Ekmen, "Ortadoğu'da zamanın ruhu silahı dayatıyor iken Türkiye'de zamanın ruhunun demokrasiyi, özgürlükleri ve sivil siyaseti dayatıyor olması şüphesiz 12 yılda elde ettiğimiz en önemli kazanımlardan biri" dedi. 

"Öcalan 2013 yılında yaptığı çağrıyı tahkim eden ve bu 2 yıllık süreçte çağrının gereğini yerine getirmeyen örgüte bir anlamda içeriği değişen ama özü aynı olan yeni bir çağrıda bulunmuştur" diyen Ekmen, şunları dile getirdi: 

"Bu çağrı içerisinde Türkiye'de belirli çevreler barış sürecine sol, demokrasi ve insan hakları adı altında karşı çıkmaktadır. Öcalan, 'bu çağrı halkın ve tarihin dayatmasıdır' diyerek yapılan eleştirilere bir açıdan cevap verirken aynı zamanda iştir. Aynı zamanda anayasal vatandaşlık, özgür yaşam ve özgür birey gibi kavramları öne çıkararak, vatandaşlık temelinde bireyi ön plana çıkaran ve güçlendiren bir yaklaşımı deklare etmiştir. Ortadoğu'da zamanın ruhu silahı dayatıyorken, Türkiye'de zamanın ruhunun demokrasiyi, özgürlükleri ve sivil siyaseti dayatıyor olması şüphesiz 12 yılda elde ettiğimiz en önemli kazanımlardan biri." 

Bu konularda ilginizi çekebilir