Bahçeli: O sözlerin sonuna kadar arkasındayım

MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Genel Başkan Bahçeli tepki çeken sözlerinin arkasında olduğunu söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 
ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bursa mitinginde "Vur de vuralım, öl de ölelim" sloganına karşılık, "Merak etmeyin onun da zamanı gelecektir" ifadesini kararlılıkla kullandığını belirterek, "Bugün de bu sözümün sonuna kadar arkasındayım. Herkes bilsin ki yeri ve zamanı geldiğinde ne yapacağımız ve neyi göze alacağımız mutlaka görülecek, tümüyle de anlaşılacaktır. MHP geçilmeden hain niyetler amacına ulaşamayacaktır" dedi.
 
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında, AK Parti'nin terör örgütü ve elebaşıyla yürüttüğü müzakere ve pazarlık trafiğinin gittikçe hızlandığını ve sahasını genişlettiğini söyledi.
 
Terör örgütü elebaşı Öcalan'ın, geçen hafta, PKK'lı militanların sınır dışına çekilme aşamasına geldiklerini duyurduğunu anımsatan Bahçeli, iktidar ve iktidar yanlısı basının bunu gündeme getirdiğini belirtti. Bahçeli, Öcalan'ın böyle bir şey demediğini ifade ederek, "Kaldı ki PKK'nın buna niyeti de görülmemiştir. PKK'nın sınır dışına çekileceğini müjdeleyen ihanet senfonisi bir kez daha karavana atmış, milletimizi yanıltmak ve kandırmak için her pis tezgahtan, her ahlaksız komplodan istifade etmeye tevessül etmişlerdir" diye konuştu.
Terör kamplarının sınır dışında olduğuna dikkati çeken Bahçeli, "Sınır ötesinde kan ve ölüm denklemi kuran, pusuları icra etmek ve can almak için elleri tetikte bekleyen katiller, nasıl olacak da sınır dışına yeniden çıkacaklardır? Kandil neresi, Mahmur kampı neresi? Türkiye sınırları içinde mi?" diye sordu.
Bahçeli, terör örgütünün ateşkes kararının taktik hamle olduğunu savunarak, bugüne kadar 8 defa sözde ateşkes kararı verildiğini, ancak kısa süre sonra kanlı saldırıların artırıldığını söyledi.
AK Parti'nin terör örgütünün zorlamalarına ikna olduğunu ve onay verdiğini öne süren Bahçeli, "Kimliği, niyeti, ideolojisi, maksadı zifiri karanlık olan yeni bir kötüler listesi organize ederek düğmeye basmıştır. Akil Adamlar Heyeti oluşturulması, PKK'ya çözüm çekilişinden çıkan meblağı yüksek ve kabarık bir ikramiye olarak belirginlik kazanmıştır" dedi.
 
"Millete harekat"
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Akil Adamlar Heyeti'ni oluşturacak yedili grupların millete psikolojik harekat yapacağını söylediğini ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
"Bu olacak, pas geçilecek ve küçümsenecek bir şey değildir. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, yetki aldığı, vekaletini üstlendiği aziz milletimize harekat yapmak için kolları sıvamıştır. Bu, bir nevi yargısız infazdır. Bir Başbakan, siyasi sorumluluğunu taşıdığı milletine nasıl olur da çürümüş, kimliksiz ve kimlere hizmet ettiği malum aklını kaybetmişlerin kurduğu bir heyet marifetince psikolojik savaş açmaya cüret edebilmektedir? Bu siyasi anlayış Türk milletini ne zannetmektedir? Bize kudurmuş diyerek hakaret eden bu zihniyetin, asıl kudurmuşun kim olduğunu görmesi için daha nelerin yaşanması gerekecektir? Ayan beyan ortadadır ki PKK, AKP'yi kıskıvrak yakaladığından basiretini bağlamış, bastırdıkça almış, aldıkça da akılsızlığın ve körlüğün mahzenine süre süre sokmuştur.
Diğer taraftan partimizin dimdik duruşundan rahatsız olanlar, milli heyecanından kıvrananlar kan durursa, terör biterse bizim de biteceğimizi, baraja takılacağımızı ve kapımıza kilit vuracağımızı bayat ve bayağı sözlerle açıklamışlardır. Allah'a şükürler olsun ki Milliyetçi Hareket Partisi bu omurgasızların, bu küfre batmışların, bu iftira seline kapılmışların oyunlarını boza boza, tuzaklarını yara yara, bunlar gibileri yene yene 44 yılını geride bırakmıştır. Kabul edilsin ki bunların dilekleri gerçekleşseydi, gökten ne yağacağını herkes görürdü."
 
"Bursa'daki sözümün arkasındayım"
 
Devlet Bahçeli, hafta sonunda Bursa'da gerçekleştirdikleri Kuruluş Mitingi'ne de değinerek, şöyle devam etti:
"Meydanı şereflendiren vatandaşlarımın hep bir ağızdan beyan ettikleri ve Türkiye'nin batışına, milletin çözülmesine itiraz eden, bizzat millet iradesinin inisiyatif almasına vurgu yapan sözlerine karşılık 'Merak etmeyin onun da zamanı gelecektir' ifadesini kararlılıkla kullandım. Bugün de bu sözümün sonuna kadar arkasındayım. Asla dilemeyiz ama hükümetin teslim olduğu, teröristlerin hakimiyet kurduğu, Türk milletinin bölündüğü, son yurdumuzun parçalandığı bir ortamda bizim duyarsız, tepkisiz kalacağımız mı zannedilmektedir? Herkes bilsin ki yeri ve zamanı geldiğinde ne yapacağımız ve neyi göze alacağımız mutlaka görülecek, tümüyle de anlaşılacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi geçilmeden hain niyetler amacına ulaşamayacaktır. Türkiye sevdalısı cesaret timsalleri aşılmadan Türk milleti ayrılamayacak, dağıtılamayacak ve Türk vatanı ufalanamayacaktır. Bizim sözlerimizden dolayı tarihi hata yaptığımızı söyleyen, miting meydanımızın kalabalığından kabuslar gören bilinci kaymış zavallılar da tarihi ihanetin içine çoktan battıklarını, milletimize tarihi kötülüğün daniskasını yaptıklarını günü geldiğinde idrak etmek durumunda kalacaklardır."
Bahçeli'nin, sözlerinin arkasında olduğunu ifade etmesi üzerine, salonda bulunan bazı partililer, Bursa mitinginde atılan "Vur de vuralım, öl de ölelim" sloganını tekrarladı.
 
İsrail'in özür dilemesi
 
Konuşmasında, İsrail'in Mavi Marmara gemisine düzenlediği baskından dolayı özür dilemesine de değinen Bahçeli, saldırıyı Türk milletine karşı açık bir düşmanlık olarak gördüklerini söyledi.
Olay meydana geldikten sonra, hükümetin İsrail'e gerektiği gibi karşı koymadığını ve gerekli cevabı vermediğini savunan Bahçeli, "Üstelik Mavi Marmara saldırısından çok kısa bir süre sonra, İsrail'in OECD'ye üye olmasına onay veren de Başbakan ve hükümetinden başkası olmamıştır" dedi.
Devlet Bahçeli, MHP'nin başından beri İsrail tarafından özür ve tazminat meselesinin yerine getirilmesinden bahsettiğini dile getirdi.
Özür meselesinin düşündürücü ve sorgulanması gereken yanları olduğunu belirten Bahçeli, "Anlaşılan İsrail, kaz gelecek yerden tavuğu esirgememiş, 3.5 yıllık süründürme ve oyalamadan sonra, Suriye ve İran'ı baz alan gizli gündem nedeniyle özür dilemiştir. ABD Başkanı iki tarafı da terbiye etmiş, telefon diplomasisiyle aralarını bulmuştur" diye konuştu.
Hükümetin bölgesel projeler kapsamında İsrail'e yanaştırıldığını, Büyük Ortadoğu Projesi'nin ve küresel planların hedeflerine kanalize edildiğini öne süren Bahçeli, özrün tesadüf olarak görülmemesi ve İsrail'in bir tavizi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi. Bahçeli, "Hedef Suriye'dir, hedef İran'dır ve hedef İsrail'in güvenliğini sağlama alarak, Kürdistan'ın kurulmasına yol ve alan açmaktır" iddiasında bulundu.
Bu tabloda özür meselesinden siyasal rant ummanın, reklam panolarını Başbakan Erdoğan'a minnet sözleriyle donatmanın ilkel bir mantığın ürünü, fırsatçı zihnin telaşı olduğunu savunan Bahçeli, "Başbakan Erdoğan keşke Filistin'in üzerine düştüğü kadar Türkiye'nin hakkını savunabilseydi, keşke İsrail'e söylediği ağır sözlerin küçük bir bölümünü PKK'ya ve himaye eden güçlere yönelik seslendirebilseydi. PKK'ya gelince hava gazı olan bu kafa yapısı, istimara gelince havalarda gezmiş, İsrail'e de düne kadar verilen izin çerçevesinde hava atmaktan geri durmamıştır" dedi.