Bayramda köprü ve otoyollar ücretsiz

İki taksitte ödenen ilave tediyelerin ilk taksiti 17 Eylül'de ödenecek

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

ANKARA - Ramazan Bayramı'nda otoyollar ile Boğaz köprülerinden ücretsiz geçiş imkanı sağlanacak. Devlet ve bağlı müesseselerde çalışan işçilere her yıl ödenen iki taksitte ödenen ilave tediyelerin ilk taksiti bayramdan önce, 17 Eylül 2009'da ödenecek. diğer yarısı ise 25 Kasım 2009'da ödenecek.

Başbakanlık Merkez Bina'da yaklaşık 3,5 saat süren toplantının ardından bir açıklama yapan Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, arife günü olan 19 Eylül Cumartesi gece yarısından başlayarak 22 Eylül gece yarısına kadar oto yollar ve boğaz köprülerinden ücretsiz geçiş sağlanacağını söyledi.

Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında, bayramın birinci günü olan 20 Eylülden 22 Eylül gece yarısına kadar belediyelerle bunların kurdukları işletmelerce yürütülen toplu taşım hizmetlerinde de kolaylık sağlanmasına ilişkin karar alındığını da ifade etti.

Toplantıda Avrupa Birliği (AB) konusu üzerinde durduklarını belirten Çiçek, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın "Türkiye'nin AB İletişim Stratejisi" ile ilgili Bakanlar Kurulu'na bilgi sunduğunu söyledi.

Afet koordinasyonu 'tek elden' yönetilecek

Çiçek, İstanbul, Tekirdağ ve diğer bazı illerde yaşanan sel felaketiyle ilgili çalışmaları devam ettiğini, henüz tüm yerleşim merkezlerinde kesin hasar tespitlerinin yapılamadığını belirtti.

Bu tespitler yapıldıktan sonra başta kamu olacakları olmak üzere ne gibi kolaylıklar sağlanacağını ortaya koyacaklarını belirten Çiçek, şöyle konuştu:

"Bugün aldığımız bir karar şudur; bildiğiniz gibi bu tür felaketler olduğu zaman bir çok devlet kuruluşu konuyla ilgilenmektedir. Aynı yerleşim merkezi içeresinde Devlet Su İşlerinin, Karayollarının ve mahalli idarelerin, yerel yönetimlerin görev alanına giren, sorumluluğunda olan hususlar var. Gelinen noktada böyle tecrübelerden sonra konunun tek elden koordine edilmesi, planlanması ve birlikte bu sorunların, muhtemel sorunların çözülebilmesi noktasında konunun tek elden yürütülmesi gerekmektedir."

Bununla ilgili yasal bir düzenlemeyi geçen yasama dönemi içerisinde çıkardıklarını anımsatan Çiçek, bu yasa ile Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Acil Durum Genel Müdürlüğü'nün birleştirildiğini, tek çatı altında toplandığını kaydetti.

Çiçek, sözlerine şöyle devam etti:

"Bundan sonra bu konularla ilgili son İstanbul'da yaşanan üzücü olaylar da dahil olmak üzere bundan sonra konu tek elden yürütülecektir, koordinasyon tek elden sağlanacaktır. Bunun sorumluluğunu da ben üstlenmiş olacağım. Zaten o çıkan yasa Başbakanlığa bağlı olarak çıkmıştı. Sayın Başbakan bu koordinasyonunun tarafımızdan yapılmasını uygun görmüştür. Bu anlayış çerçevesinde konuyu derhal, birlikte ele alıp hiç olmazsa bundan sonra üzücü olaylar meydana gelmesin, şayet gelebilecekse onun önlemlerini önceden belli bir plan dahilinde alalım diye yeni bir anlayışla konuya yaklaşmış olmaktayız."

Memur zamları

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Memur maaşlarına yapılacak zammın Bakanlar Kurulu toplantısında gündeme gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine Çiçek, konunun gündeme gelmediğini söyledi. Memur maaş zamlarının daha önceki toplantılarda şeklen ele alındığını ifade eden Çiçek, TBMM'ye sunulmadan önce bütçenin Bakanlar Kurulu toplantısında her zaman ele alındığını, 17 Ekim'de bütçenin TBMM'ye sunulmuş olacağını ve dolayısıyla memur maaş kat sayılarının da bütçede yer alacağını kaydetti.

Çiçek, "Şunun bilinmesinde fayda var, biz seçimle gelmiş bir iktidarız eğer çalışan insanımıza gerçekten beklentileri karşılayacak bir ödeme yapma imkanımız olursa bunu vatandaşımızın biz bunu bugüne kadar esirgemedik, esirgemeyiz. Eğer geçmişte telaffuz edilen bir rakam varsa bu çok ince hesabın, ayrıntılı bir hesabın sonucudur. Dolayısıyla Sayın Yazıcı tarafından sendikalarımıza teklif edilen rakam o günkü bir hesap çerçevesinde yapılmıştır. Ancak bugün bu konu gündeme gelmedi. Bu konu Ekim ayı içerisinde Meclis'e sunulurken zaten orada yer almış olacaktır" diye konuştu.

'Demoratik açılım' soruları

"Demokratik açılım çalışmalarında baştaki hızın ve temponun düştüğünün" ifade edilmesi ve "takvim konusunda değişiklik olup olmadığının" sorulması üzerine, Çiçek, "bunun bir algılama meselesi" olduğunu söyledi.

Çiçek, şunları kaydetti:

"Bizim kararlılığımızda ve yapmak istediğimiz konuda herhangi bir yavaşlama, işi ağırdan alma söz konusu değil. Tam tersi biz bunun uzun bir süreç olduğunu, Sayın Başbakanımız, bizler yaptığımız konuşmalarda hep ifade ettik. Zaten kısa sürede bu sorun çözülebilecek nitelikte olsaydı bugüne kadar bu işin çözülüyor olması lazımdı.

Cumhuriyetin kuruluşundan beri 60 tane hükümet gelmiş. Biz 60. hükümetiz. Konunun iki boyutu var. Bir demokratik standartlarla ilgili kısmı, bir de terörle ilgili kısmı var. Özellikle etnik, bölücü terör açısından bakıyorsan ilk eylem konulduğu tarihten, 1984'ten 2009'a kadar 25 yıl geçmiş, 15 tane de hükümet geçmiş iş başında. Öbür açıdan bakarsak 60 hükümet. Dolayısıyla bu konu eğer kamuoyundaki yüksek beklenti hilafına çok kolay olabilseydi şimdiye kadar çözülebilirdi. Biz bu işin zorluğunun farkındayız ama çözümsüzlüğün de bu işi daha da zor hale getirdiğini, işi ağırdan almanın, yarına, bir başka hükümete bırakmanın Türkiye'ye nelere mal olduğunu, ne tip acılara mal olduğunu her gün hem görüyoruz hem de yaşıyoruz.

Bu sorunun çözülmesi lazım. Çözüm için gayret gösteriyoruz ama bu işin de kendi tabiatından kaynaklanan bir hızı var. Onun için aşırı beklentiye girmek yerine kendi tabi seyri içinde bunun götürülmesi lazım.

Biz kendi yönümüzden bu çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Toplantılar yapılıyor. Size bazen bilgi veriliyor, belki bazen bilginiz olmuyor olabilir. Bu toplantılara devam ediyoruz. Nitekim 1 Ekim'de TBMM açılacak, işin Meclis boyutu var. İdari tasarruflarla yapılacak işler var. Başka türlü yapılması gereken çalışmalar var. Bunların hepsini çok kapsamlı ve çok yönlü olarak yapıyoruz. Onun için bizim kararlılığımızda ve konuya verdiğimiz önemde en ufak bir değişiklik yok."