BEPS ve etkileri.....
Abdulkadir Kahraman - KPMG, Türkiye Vergi Bölüm Başkanı, Şirket Ortağı
Türkiye, OECD’nin Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı (BEPS) projesindeki transfer fiyatlandırması dokümantasyonunun gözden geçirilmesi ile ilgili 13 No.lu eylem planını uygulamaya koydu.
Yeni uygulamanın çok uluslu şirketler açısından ne anlama geldiğini açıklamadan önce BEPS’in nasıl ortaya çıktığını hatırlayalım.
2008'deki ekonomik kriz sonrasında ülkeler, özellikle de gelişmiş ülkeler bütçe açıklarını kapatmak için yeni kaynak arayışına yöneldiler. Peki, daha fazla vergi almak mümkün mü? Bu sorunun yanıtı: “Evet”. Çünkü vergiler kaynak arayışındaki devletler için ilk kaynak olagelmiştir. Ancak bu gelir üzerinden alınacak vergiler ile mümkün.
Bu hedefe ulaşmak için küresel bir işbirliğine gereksinim duyulmaktadır. Bu girişimin siyasi desteği G20'den gelirken; Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ise bu nitelikteki kapsayıcı bir çerçevenin tasarlanması ve geliştirilmesinde en uygun devletler üstü organizasyon olarak öne çıkmıştır. Bu amaçla OECD ve G20, 2013'te Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı (BEPS) sorununa yönelik olarak 15 maddeden oluşan bir Eylem Planı hazırlamış; 5 Ekim 2015'te projeye son halini vermiştir.
Özetle BEPS’in amacı, elde edilen kârın katma değerin yaratıldığı ve kârı oluşturan ekonomik faaliyetlerin gerçekleştiği ülkede vergilendirilmesidir
OECD'yi takiben, Avrupa Parlamentosu Ekonomik ve Parasal İşler Komitesi de (ECON) 16 Mart 2016'da Avrupa Komisyonu’nun iç pazarın işleyişini doğrudan etkileyen vergiden kaçınma uygulamalarına karşı birtakım kurallar için bir direktif taslağı yayınlamıştır.
Ülkelerin BEPS gelişmeleri karşısındaki durumu
15 maddelik Eylem Planı’nda aksiyonlarından biri Transfer Fiyatlandırması Dokümantasyonu ile ilgili olan 13. Eylem Planı’dır (Transfer fiyatlandırması dokümantasyonunun gözden geçirilmesi olarak da adlandırılır). G - 20 ülkeleri BEPS Projesi kapsamındaki aksiyonlarını özellikle de 13. Eylem Planı’nı hali hazırda uygulamaya almış durumdadır. Bu yaklaşımın nedeni ise, kendi bölgelerinde kalan kârın; katma değerin yaratıldığı ve kârı oluşturan ekonomik faaliyetlerin gerçekleştiği ülkeden gelip gelmediğini analiz edebilmektir.
13. Eylem Planı kapsamında Hollanda gibi ülkeler hali hazırda mevzuatlarında gerekli değişiklikleri yaptılar. Diğer ülkeler de bu aksiyona ilişkin yeni kurallar önermekteler.
13. Eylem Planı Açısından Türkiye'nin durumu
Türkiye, bir G20 üyesi olarak 13. Eylem Planı da dâhil olmak üzere BEPS'in minimum standartlarını uygulama yönünde taahhütte bulunmuştur. Bu çerçevede 16 Mart 2016'da Gelir İdaresi Transfer Fiyatlandırması tebliğ taslağı (Taslak) yayımlamıştır. Öte yandan 13. Eylem Planı’na ilişkin olarak Bakanlar Kurulu’nun da bir kararı çıkarması beklenmektedir. Beklentimiz yorum ve öneriler sonrasında Taslağın 2015'in 2. çeyreğinde yayımlanmasıdır.
Türkiye'nin ve diğer ülkelerin 13. Eylem Planı’ndan beklentisi ne? Bir sonraki adımda ne var?
Temelde bu kapsamda “ülke bazında raporlama”, “ana rapor” ve “ülke raporu” olmak üzere 3 tür raporlama yapılacaktır. Vergi otoriteleri hedefi veri toplamaktır. Örneğin; Ana Rapor’da üst düzey görünüm (grup geneli veya iş kolu bazında) ve aşağıdaki hususların tanımlarına yer verilecektir:
- Organizasyon yapısı
- Çok uluslu işletmenin tüzel yapısı ve hissedarlık yapısını ve faaliyet gösteren kuruluşlarının coğrafî konumunu gösteren tablo
- Ticarî faaliyetlerin tanımı
- İşletme kârını belirleyen başlıca etkenler
- Çok uluslu işletmeler grubunun üye şirketleri arasındaki önemli hizmet düzenlemelerinin bir listesi ve kısa tanımları
Yukarıda belirtilen veriler ile gelecekte çok uluslu şirketlerin elde ettiği kârın, katma değerin yaratıldığı ve kârı oluşturan ekonomik faaliyetin gerçekleştiği ülkede vergilendirilip vergilendirilmediğinin tespitinde kullanılmasını beklenmektedir. Bu sayede vergi ve denetim otoriteleri, vergi incelemelerinde risk tanımlama ve değerlendirme sürecinde önemli bir noktada olacaklar. Böylece kaynaklarını daha etkin ve verimli kullanma imkânına sahip olacaklar.
Öte yandan 13. Eylem Planı’na ilişkin yeni kurallar, işletmeler açısından özellikle mevzuata uyum bağlamında ciddi yükler de getirecektir. Raporlama konusunda net olmayan bazı hususlar da söz konusudur. Örneğin; iş kolu bazında çeşitli hususlar.
Özetle; yeni kurallar çok uluslu işletmelerin faaliyetleri ve iş modeli üzerinde etkili olacaktır. Bu nedenle çok uluslu işletmelerin mevcut yapılanmalarını gözden geçirmeleri faydalı olacaktır. Bunun sonucunda yeni düzenlemeler sonrasındaki yapıya uyumlu olmaları ve ilerleyen yıllarda muhtemel transfer fiyatlandırma ile ilgili vergi incelemelerinden sorunsuz çıkmaları mümkün olabilecektir.