Bizi nasıl bir yıl bekliyor?

Denizhan SEZGİN / Genç Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Bursa, ekonomik yönüyle, Türk ekonomisinin geliştirilmesi ve ona yeni ivmeler kazandırılmasında aktif ve yönlendirici bir gücü temsil ediyor. Ülke ve bölge ekonomisinin gelişmesine, ihracat yönüyle döviz girdisi sağlanmasına ve sanayi altyapısının güçlenmesine sağladığı katkılarla Bursa, ekonomik açıdan büyük bir dinamizm sergiliyor. Doğal olarak Bursa'nın  bu gücünü devam ettirebilmesi için dünyada yaşanan ekonomik gelişmelerin ve küresel piyasalarda yaşananların da takip ediliyor olması gerekiyor.

2008 yılı ülkemiz için sıradan bir yıl olmadı. Özellikle ABD'de başlayan finans krizi Avrupa'yı da etkisi altına alınca, ekonomimizde yavaşlamaya neden oldu. Dış politikada hareketli günler geçirdik. Ekonomide ise yılın son çeyreğinde döviz-faiz dalgalanmaları görüldü. Bunda cari açık ve küresel ortamın olumsuz yönde değişmesi etkili oldu. Yılın ikinci yarısında krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerinin giderek belirginleşmesiyle üretim, ihracat ve istihdamın yanı sıra, tüketim ve yatırım harcamaları ile yabancı sermaye yatırımlarında da düşüşler oldu.

2008 yılından süre gelen bazı sorunlar önlem alınmaması durumunda 2009 yılında da sorun olmaya devam edecektir. Bu sorunların en önemlileri cari açık, AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler, reel faizlerdeki yükseklik ve işsizlik olarak sıralanmakta. Ayrıca yerel seçimler siyasi ve ekonomik düzeni etkileyecek unsurlar olarak görünmekte. 2009 yılı için beklentileri olumsuza çeviren etkenlerden en önemlisi, ülkemizin gelişmekte olan ülkeler arasında cari açığın tutarı ve cari açığın milli gelire oranı açısından ilk sırada yer almasıdır. Şu an cari açığın mili gelire oranı yüzde 9'lar civarına yaklaşmıştır.

2009 yılı tahminlerini yapabilmek için üç ana faktörün ele alınması gerekir. Bunların ilki ekonominin kendi yapısıdır. Ekonomide sahip olduğumuz kaynakların (özellikle insan, hukuk ve mali mevzuat, finans kesiminin yapısı, yatırımların niteliği ve niceliği gibi) iyi değerlendirilmesi sonucu ekonomi düzelir. Diğer faktör, ekonomiyi yönetenlerdir. Eğer iktidarlar popülist politikalar izlerse, yani devlet kadrolarını şişiren, her şeye zam yapan, ülke riskini artıran ve faizleri fırlatan politikalarla ekonomide yeniden başladığımız noktaya geri döneriz. Son faktör ise ekonominin dışındaki olaylardır. Mart 2009'da yapılacak olan yerel seçimler de yılın ilk üç ayını etkisi altına alacaktır. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki ilişkiler önem kazanıyor. Kıbrıs başlığının yakından izlendiği ve Çek Cumhuriyeti ve İsveç'in AB dönem başkanları olarak görev yapacağı bir yıl geçireceğiz.

2009 yılına girerken elbette ki çok sayıda bilinmeyenle karşı karşıyayız. Ortada çözüm bekleyen çok sayıda iç ve dış sorunun olduğu da bir gerçek. 2009 zor bir yıl olmaya aday. Ümidimiz, zorlukların aşılarak, 2009 yılının kazanımların daha ileri noktalara taşındığı bir yıl olabilmesidir. 2009'un ülkemize barış, huzur ve zenginlik getirmesini diliyoruz.