”Borç ödenmesi noktasında her türlü fikre sıcak bakıyoruz”

TMSF Başkanı Gül, temerrüt faizlerini sadece borçlularla anlaşamama durumunda hukuki takip yolunun bir parçası olarak düşündüklerini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Şakir Ercan Gül, "Bizimle masaya oturup konuşan, borcun ödenmesi noktasında fikri olan her türlü yaklaşıma sıcak bakıyoruz" dedi.

Gül, medya mensuplarıyla tanışmak amacıyla bir araya geldiği toplantıda, 3 Şubat itibariyle TMSF'de başkanlık koltuğuna oturduğunu, 6 yıldır da TMSF'de ikinci başkan olarak çalıştığını anımsattı.

Gül, şu anda yapılan farklılığın, "Daha etkin nasıl oluruz?" sorusuna cevap verme noktasında olduğunu, bu anlamda yeni protokol anlayışı geliştirdiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bunu yaparken de amme alacağının maksimum şekilde tahsilini sağlamak, ikincisi ilgili borçluya borcunu ödemek için fırsat verdirmek, onu sıkboğaz etmemek. Bu iki amacı optimal düzeyde ne ölçüde birleştirebiliriz, uyuşturabiliriz onun arayış içindeyiz. Borçlu bunu istismar etmesin. Borçlu borcunun üzerinde yatıp senelerce bizi oyalamasın. Geçmişte maalesef oldu ve yürümedi, temerrüte düştü. Biz aynı mantalite ile protokol yaparsak yine aynı şekilde olacak. Sadece zaman kazanmaya yönelik bir tavır sergilenecek."

Herkesin memnun olacağı formülleri aradıklarını belirten Gül, temerrüt faizlerini sadece borçlularla anlaşamama durumunda hukuki takip yolunun bir parçası olarak düşündüklerini, onun dışında kendileriyle masaya oturup konuşan, borcun ödenmesi noktasında fikri olan her türlü yaklaşıma sıcak baktıklarını vurguladı.

Şakir Ercan Gül, "Burada da hakim ortak ayrımı yapmadık. Önerilere açık olduk ve açık olmaya da devam edeceğiz. Fakat maalesef bazı borçlular bunları istismar ettiler. İstismar ettikleri müddetçe bizim onlara istismar noktalarında kapılarımız kapalı olacak fakat o istismardan vazgeçmeleri durumunda hakkaniyetin adaletin çerçevesi içinde onlara bir çıkış yolu göstereceğiz" dedi.

Protokolle alakalı buradaki çabalarının, bir alacaklı ile borçlu arasında ilişki ne düzeyde kurulması gerekiyorsa, rasyonalitenin kuralları çerçevesi içinde kamu vicdanına uygun bir şekilde nasıl sonuçlanacaksa o şekilde davranmaya çalıştıklarını söyledi.

"Gerektiğinde daha yumuşak ama gerektiğinde daha sert"

Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Gül, "Sizin döneminizde borçlu ve alacaklı ilişkisinde daha yumuşak dönem giriyoruz, diyebilir miyiz?" şeklindeki soru üzerine şunları kaydetti:

"Daha yumuşak ya da daha sert kavramları yeni protokol ilişkilerini açıklamıyor. Gerektiğinde daha yumuşak ama gerektiğinde daha sert... Ben de 6 senedir buradaydım. Bu yaşayarak öğrenilen bir şey. Protokollerin yürümemesi sonucunda, 'gelecekte protokoller nasıl daha etkin bir şekilde yürür' düşüncesinin sonucunda vardığımız bir durum. Protokolü yapıyorduk, o protokol işlemiyordu. Bundan sonra da işleyeceğinin garantisi yok, işlemesi için ne yapabiliriz diye kafa yoruyoruz. Hakim ortağın bu protokolü istismar etmemesi için ne yapabiliriz? Evet size açığız, bu manada yumuşaklık, ama sizin rasyonel tekliflerinize açığız, olmayacak şeylerinize açığız anlamına gelmiyor."

"2004'ten bugüne kadar TMSF yaklaşık 19 milyar dolar tahsilat yaptı"

22 bankanın TMSF'ye intikal ettiğini ve 2004'e kadar TMSF'nin 1,5 milyar dolar tahsilat yaptığını, bunun yarısının da senetlerin iadesi mahiyetinde olduğunu ifade eden Gül, şunları kaydetti:

"TMSF, 2004'ten bugüne kadar yaklaşık brüt 19 milyar dolar tahsilat yaptı, varlıkların satışı... Bu varlıklardan öncelikle alacaklara ödenen tutarlar var. Net olarak biz bu dönemde yaklaşık 10 milyar dolar para Hazineye intikal ettirebildik. Bunun 8 milyar doları nakdi, diğeri kağıt iadesidir. Bu tahsilatımızın 4-5 milyar dolar civarındaki parayı da Maliyeye intikal ettirdik. Yaklaşık 15 milyar dolarlık tutarı biz kamuya aktardık. Ne kadar önemli performans gösterdiğimizin göstergesidir. 2004'ten sonraki TMSF'nin tahsilat performansı IMF'yi bile şaşırtmış. 'Bu kadar para tahsil edecektiniz o zaman bu ekonomik kriz niye, bu kadar bankalara niye el konuldu' diyen IMF görevlileri oldu. O günkü şartlar için söylüyorum, biz bu kadar para tahsil edeceğimizi düşünmüyorduk. Bunu sağlayan şey ekonomik istikrar ve güçlü yetkilendirilmiş TMSF, varlık fiyatlarının bu dönem içinde çok yukarılara çıkması."

2008 global kriziyle birlikte satışlarının da tökezlemeye başladığını, 2005-2006 satış rakamlarına ulaşamadıklarını belirten Gül, bundan dolayı da üzüntülü olduklarını belirtti.

"Varlıkların nereye gittiğiyle ilgili bilgi olursa değerlendireceğiz"

Geçmişin bankacılık sisteminin kötü çalıştığını, kaynakların nereye gittiği noktasında sıhhatli bilgi olmadığını ifade eden Gül, burada da kamuoyuna açık olduklarını, bu varlıkların nereye gittiğiyle ilgili kendilerine dışarıdan bilgi akışı olması durumunda bunları değerlendireceklerini kaydetti.

Gül, başka bir soruya karşılık "Sadece Egebank değil, tahsilat yapamadığımız en az 3-4 tane daha ciddi tahsilat yapma imkanımızın dar olduğu, ciddi miktarda borç bulunan şeyler var" diye konuştu.

En kötü anlaşmalarıyla ilgili olarak da Gül, Korkmaz Yiğit'in varlık olmadığı için yürümediğini, İmar Bankası ve Egebank ile ilgili anlaşma yapamadıklarını, Aksoy anlaşmalarının da kötü olduğunu, yürümediğini söyledi.

"Davaları Türkiye'nin kaybetmemesi lazım"

Şakir Ercan Gül, Uzan davasıyla ilgili olarak da şunları kaydetti:

"Bizimle alakalı olan bölümü Saba Fakes duruşması yaz gibi olacak. Telsim'in hisselerinin sahibi olduğu iddiasıyla açılan bir dava var. Dünya hukuk sisteminin bu davayı nasıl kabul ettiğini anlayamıyorum. Bu kişi nasıl bir yatırımcıdır da kimsenin haberi yok? Ne zaman almış bu hisseleri, hiçbir devlet kurumunda izi yok. Böyle bir alma olur mu? Ondan sonra ölçüsüz bir şekilde 19 milyar dolarlık bir dava açılabilir mi? Bu dava nasıl kabul edilir? Sormazlar mı ne zaman yatırım yaptın? Eğer hukuk, dünya çıldırmamışsa bu davaları Türkiye'nin kaybetmemesi lazım. Ben 4,5 milyar dolara satmışım o şirketi ve o fiyata bundan sonra satılma imkanı da neredeyse yok. 19 milyar dolarlık dava açıyor adam. Ya sen kimsin? Ne zaman yatırım yaptın, bir bak. Türkiye Cumhuriyeti gerçek yatırımcıyı mağdur etmez zaten."

"Gerektiğinde şahin olurum"

Şahin-güvercin tartışmalarına da açıklık getiren Gül, "Ben ne şahinim ne güvercinim. Ben sizin aranızdan bir kişiyim. Ama oturduğum koltuk nedeniyle milletimin haklarının peşinde koşmak anlamında gerektiğinde şahin olurum ama adaletin tecellisi noktasında da gerektiğinde güvercin olurum. 'Şahin mi güvercin mi?' tartışmasını kabul etmiyorum ama bizim niyetimiz iyidir. Şahin olunması gereken yerde şahin olmak zorundayım, ama güvercin gibi bir yanımız da var" dedi.

Gül, başka bir soruya karşılık, önümüzdeki dönemde belki 2-3 milyar dolar tahsilat yapabileceklerini belirtti.

TMSF'nin çözümleme faaliyetlerinin bitmesi durumunda küçüleceğini söyleyen Gül, önümüzdeki dönemde Ankara'daki binalarıyla ilgili düzenleme yaparak oranın bir kısmını kiraya vereceklerini ya da satarak daha küçük bir yere geçeceklerini ifade etti.

"Çatışma gerekiyorsa çatışma, anlaşma gerekiyorsa anlaşma"

Gül, yeni protokoller de görüştüklerini, anlaştıklarında olacağını da bildirerek, "Garipoğlu anlaşmak üzere olduğumuz" dedi.

Amaçlarının çatışma değil anlaşma olduğunu ifade eden Gül, "Çatışma gerekiyorsa çatışma, anlaşma gerekiyorsa anlaşma. Çatışmaya zorlanırsak çatışırız, amacımız çatışma değil. Bizim çatışmamız hukuk yoluyla" diye konuştu.

Toprak Grubu ile ilgili hakim ortağa yapılması gereken her türlü kolaylığı sağladıklarını ancak maalesef kullanamadığını ifade eden Gül, hala kapılarının açık olduğunu söyledi. Gül, "Bizimle hukuk yoluyla mücadele istiyorsa hukuk yoluyla, ama bizimle anlaşmak istiyorsa kapımız açık, gelsin. Hiç kimseye bu manada ön yargılı değiliz" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir