CHP'li İnce, TRT Genel Müdürü'nü suçladı

TRT Genel Müdürü'nü 'reklam satış ve reyting ihalelerinde suç işlemekle' itham eden İnce, Başbakan Yardımcısı Arınç'ı da eleştirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'in 'reklam satış ve reyting ihalelerinde suç işlediğini' ileri sürdü.

İnce, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, TRT ile ilgili çeşitli iddialarda bulundu. TRT Kanununun bazı hükümlerinin iptali için yaklaşık iki yıl önce Anayasa Mahkemesine başvurduklarını, ancak konunun henüz gündeme gelmediğini anlatan İnce, Anayasa Mahkemesinin gündeminin başkan tarafından belirlendiğini belirtti. 

İnce, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın oğlunun düğününde TRT sanatçılarının görev alıp almadığını Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a sorduğunu, verilen yanıtta "herhangi bir görevlendirme yapılmadığını" belirtildiğini kaydetti. Haşim Kılıç'ın imzasını ve başkanlık antentini taşıyan bir kağıtla, TRT Genel Müdürü Şahin'e gönderilen mektupta "Oğlumun düğün töreninde yaptığınız katkılarınız için size ve Ankara Radyosu sanatçılarına emeklerinden dolayı" teşekkür edildiğini savunan İnce, "TRT genel Müdürü Anayasa Mahkemesi Başkanının düğününe sanatçı gönderdi mi? Teşekkür mektubu doğru mu?" diye sordu.

Yanıtları Arınç'tan istedi

"Muhatabının TRT Genel Müdürü değil Arınç olduğunu" söyleyen İnce, "Sayın Arınç, verdiğim soru önergesinin yanıtı ile ilgili kandırılmış mıdır? 'Böyle bir görevlendirme yapılmamıştır' diyor. O zaman bu teşekkür mektubu ne? Sahte mi? İki yıldır görüşülmeyen TRT yasası ne?" sorularını yöneltti.

TRT'nin reklamlarını 3 yıllığına ve yılda 60 milyon TL bedelle "Veritaş adlı bir şirkete verdiğini, şirketin belirlenen takvim içerisinde bu parayı ödeyemediğini" öne süren İnce, "Çünkü, kimse reklam vermiyor TRT'ye. Çünkü izlenmiyor. Artık kimse izlemediği için şirket bu parayı ödemiyor" dedi.

İnce, bunun üzerine ek protokol yapıldığını, 60 milyon TL'nin 40 milyon TL'ye indirildiğini, TRT'nin reyting sisteminden çıkmasının buna gerekçe gösterildiğini savunarak, ana sözleşmede sözleşme bedelinin hangi durumda yeniden belirleneceğinin de yazılmadığını iddia etti. İnce, "Ek protokol 'TRT reytingden çıktı' denilerek 20 Aralık 2009'da yapılıyor. Oysa TRT reyting ölçümünden 13 Ocak 2010 tarihinde çıkıyor. Yani, reyting ölçümünden çıkmadan 23 gün önce 'çıktı' deniliyor. Bir büyük üçkağıt da burada var" görüşünü dile getirdi.

50 bin TL verip 4 milyon TL kazanan vatandaş

Dünya Kupası döneminde çok reyting almasına karşın şirketin yine de parayı ödemediğini iddia eden İnce, bu süreçte TRT'den ihale alan şirketin hissedarlarında değişme olduğunu öne sürdü. Veritaş'ın ortaklık yapısının ihale sürecinde değiştiğini, 50 bin TL sermayeli şirketin kurucusu Kaan Bülbüloğlu'na ihale sürecinde 4 milyon TL verildiğini öne süren İnce, "220 ülkeli bu gezegende 50 bin TL verip 4 milyon TL kazanan bir ikinci dünya vatandaşı yoktur" diye konuştu.

TRT'nin dünyada eşi görülmemiş bir şekilde kendi reytinginin ölçümü için ihale açtığını, ihale bedelinin 4 milyon TL bedelli olduğunu, şartnameye göre ihaleyi alana 4 milyon TL'nin yüzde 50'sinin yani 2 milyon TL'nin peşin verildiğini anlatan İnce, hiçbir teknik altyapısı olmayan bir şirketin bile bu parayla gerekli altyapıyı kurabileceğini söyledi. İnce, işi alan şirketin bu konuda hiçbir deneyiminin olmadığını da ifade etti. Sözleşmeye göre şirketin 7 ay içinde reyting ölçümlerine başlaması gerektiğini, bu sürenin üzerinden 3 ay geçtiğini belirten İnce, şirketin henüz işe başlamadığını kaydetti.

Devamı gelecek

İnce, şöyle devam etti:

"TRT Genel Müdürü suç işlemiştir. İbrahim Şahin ve ekibi, reklam satış ihalesi ve reyting ölçüm ihalesi sonrası yapılan sözleşmedeki şartları yerine getirmeyerek suç işlemiştir. Şahin ve ekibi firmayı kurtarmak için ana sözleşmeyi değiştirerek suç işlemiştir.

İhaleyi alan firma bugüne kadar TRT'ye kaç dakikalık reklam getirmiştir? Ek protokol tarihine kadar TRT'ye hangi aylarda kaç lira ödeme yapılmıştır? Ek protokol yapıldıktan sonra firma TRT'ye hangi aylarda, kaç lira ödeme yapmıştır? Reyting ihalesini alan ve bugüne kadar başlamayan firmaya ne gibi yaptırımlar uygulanmıştır? Sözleşmeyi feshetmeyi ve mali yaptırımlar uygulamayı düşünüyor musunuz?"

İnce, sorularının Arınç tarafından cevaplanmasını istediğini kaydetti.

Soruları da yanıtlayan İnce, Bülbüloğlu ile ilgili ayrıntılı bilgi vermedi, "Şimdilik bu kadar. Bu uyanıkları önce sayın Arınç'tan bir alayım, sonra gereğini yaparım. Devamı gelecek" diye konuştu. İnce, konuya ilişkin olarak yarın savcılığa başvuracağını da bildirdi.

CHP'ten Babacan'a ve Davutoğlu'na suç duyurusu

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, "çipli pasaport ihalelerine fesat karıştırdıkları" iddiasıyla bazı bakanların da arasında yer aldığı 9 kişi ile 2 firmanın yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusu dilekçesinde, "Hazine Müsteşarlığı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü sorumluluğunda sürdürüldüğü anlaşılan 27 Eylül 2005 tarihli çipli pasaport kapağı ihalesinin" bedelinin 15 milyon 475 bin euro, yani yaklaşık 30 milyon TL olduğu belirtildi.

"Bu işin, ihale konusu sürecin tüm aşamalarını ve unsurlarını kapsadığı" ifade edilen dilekçede, "Tarafımıza cevaben bildirilen 7 Temmuz 2010 tarihli yazı içeriğine göre, ihaleyi kazanan Iris Technology firması, taahhütlerini zamanında yerine getirmiş ve konuyla ilgili herhangi bir aksaklığa sebebiyet vermemiştir. Bir başka ifadeyle firma işi eksiksiz olarak tamamlamış ve teslim etmiştir" denildi.

Kart'ın suç duyurusunda bulunduğu kişiler Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, eski İçişleri Bakanları Abdulkadir Aksu ve Osman Güneş, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Hazine Müsteşarı İbrahim Halil Çanakcı, Hazine Müsteşarlığı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürü Ahmet Büyükkaymaz ve Genel Müdürlüğün 2 bürokratı ile Iris Technology ve Kunt Elektronik Sanayi Ticaret Limited Şirketi yetkilileri.

Dilekçede, bu kişilerin, "organize çıkar ilişkileri içinde ihalelere fesat karıştırdıkları, görev ve yetkilerini kötüye kullandıkları, kamuyu zarara uğrattıkları ve kurumsal olarak yalan beyanda bulundukları" öne sürülüyor.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir