CHP'nin performansı Damat Ferit'i çırak eder
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun AKP'ye "İstanbul hükümeti benzetmesi"ni yorumladı.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ADANA - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, terör örgütü PKK'nın CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ü kaçırması ve daha sonra serbest bırakmasıyla ilgili, "Hiç bu kavramların peşinde dolaşmaya gerek yok. Durum net ve açıktır. PKK, sayın Aygün'ü kaçırarak sivil siyaseti ve meclisi hedef almıştır" dedi.
Partisinin Yüreğir ilçe teşkilatınca düzenlenen iftar yemeğine katılmak ve bazı ziyaretlerde bulunmak üzere Adana'ya gelen Çelik, havaalanı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çelik, bir gazetecinin CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün PKK tarafından kaçırıldıktan sonra dün serbest bırakılması sürecini nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine şunları kaydetti:
"Birden çok boyutu var bu işin. Öncelikle sayın milletvekiline, ailesine, CHP camiasına ve yüce meclise geçmiş olsun diyorum. Bir milletvekilinin kaçırılmasının barış propagandası amaçlı olarak izah edilmesi mümkün değil. Bir milletvekilini kaçırmak ya da bir vatandaşı kaçırmak, doğrudan bir terör eylemidir. İdari ve hukuki işlemler bitirildikten sonra sayın milletvekilinin bırakılacağı söyleniyordu. Bu dili kullanan kişilere bakıyorsunuz. Kim bunlar. 18-25 yaş arası 5-6 tane dağdaki insan. Bu teröristlerin bu dili kullanmasının sebebi PKK'ya paralel devlet veya belli bölgelerde mobil devlet görüntüsü vermek, bir otorite görüntüsü vermek için bunu yapıyorlar. Sayın milletvekili de basın toplantısında bu insanların barış istediğini söyledi. Ama barış istemenin yolu Kandil'den talimat alarak bir milletvekilini kaçırmak, daha sonra Kandil'in talimatıyla sorgulamak ve serbest bırakmak şeklinde değildir."
Başından beri, yüce meclisi ve sivil siyaseti hedef alan bir eylem olduğunu söylediğini aktaran Çelik, "Zaten sayın milletvekiline de CHP'den istifa etmesini, bağımsız siyaset yapmasını söylemişler. Biliyorsunuz seçimlerde BDP oradan bir milletvekili çıkarmak istiyordu. Bunu elde elde edemeyince, sayın Aygün seçilince, bine yakın kişi CHP il başkanlığını basarak ciddi bir tahribata yol açmıştı. Şimdi meşru seçim yoluyla elde edemedikleri siyaset denklemini, bu yolla elde etmeye çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.
Çelik, şöyle devam etti:
"Bir yandan CHP'nin Kürt meselesi konusundaki politikalarından memnun olduklarını söylüyorlar. Hem de sayın milletvekiline istifa etmesi gerektiğini telkin ediyorlar. Bu temelde, sivil siyasetin ve meclisin hedef alınmasıdır. Bunun bir de alt yazısı var. Alt yazıda da kendilerini sol-Alevi kimliği çerçevesinde siyaset yaptıklarını söyleyen kesimlere karşı bir baskı politikasıdır bu. PKK burada geçmişte farklı düşünen Kürt siyasilere, farklı düşünen Kürt kesimlere yaptığı baskı ve tecrit politikasını, şimdi sol-Alevi kültür içerisinden gelen siyasilere ya da kanaat önderlerine yöneltmektedir. Orayı baskı altına almaya çalışmaktadır. Dolayısıyla ortaya çıkan tablo bir terör eyleminin kamu oyundan gelen tepkiler sonucunda, yumuşatılmaya çalışılmasıdır. En başta idari ve hukuki birtakım işlemler yapılacağı şeklinde bir açıklama yapmadılar. Onun yerine, halktan gelen şikayetler üzerine ve sayın Aygün'ün PKK'ya yönelik eleştirileri üzerine, hatta kendilerinin ifadesiyle 'kirli savaşın bir yürütücüsü olduğu' şeklinde ifadeler kullandılar. Baktılar ki Tuncelilerden çok büyük bir tepki geliyor, sivil siyaset çok büyük bir tepki koyuyor. Bu sefer değiştirerek, meseleyi bir tür gözaltına alma haline çevirmeye çalıştılar. Hiç bu kavramların peşinde dolaşmaya gerek yok. Durum net ve açıktır. PKK sayın Aygün'ü kaçırarak sivil siyaseti ve meclisi hedef almıştır. BDP içerisinde sol kökenli pek çok milletvekili var. Onlardan bugüne kadar sayın Aygün'e kuvvetli destek olan ama bunun karşılığında da PKK'yı kınayan bir açıklama henüz gelmemiştir. PKK'nın bu eylemi bu kesimlerin de baskı altına alındığını gösteriyor."
"İstanbul hükümeti" benzetmesi
Bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu süreci değerlendirmesini ve "İstanbul hükümeti benzetmesi"yle ilgili görüşlerini sorması üzerine Çelik, Kılıçdaroğlu'nun kafasının karışık olduğunu belirterek, "Kavramları çok yerli yerinde kullanmak lazım. Şimdi Türkiye demokratikleşirken, Türkiye'yi zaafa düşürmeye çalışmak CHP'nin görevi. Türkiye dış politikada etkin bir politika izlerken, Türkiye'nin dış politikadaki etkinliğini kıran ülkelerle ve Baas rejimiyle paralel hareket etmek CHP'nin görevi haline gelmiştir. Dolayısıyla burada Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'yi zaafa uğratmak konusunda, Damat Ferit Paşa hükümetini bile çırak çıkartacak bir performans göstermektedir" diye konuştu.