Çiftçiler çözüm arayışında
İSKENDERUN'DAN / Yıldız DOĞRUER
Gazetemiz ve Antakya Ticaret ve Sanayi Odası işbirliği ile düzenlenen "Hatay'da Tarım" konulu toplantı, ilimiz açısından çok verimli geçti. Sektöre yönelik sorunlarımızın ve çözüm yollarının ele alındığı toplantıda, Hataylı tarımcıların öncelikli sorununun su problemi olduğu bir kez daha açıkça gösterdi.
Tarım sektörünün yaşadığı sıkıntılara her yönüyle dikkat çekilen toplantıda durum değerlendirmesi yapan oda ve dernek başkanları, firma yetkilileri ve çiftçilerin söyledikleri, Hataylı çiftçilerin su konusunda son noktaya geldiğini ortaya koyuyor. Amik Ovası'ndaki tarımcılar su sorunu ile mücadele için Asi ve Afrin nehirlerinin bir statü kazanması gerektiğine inanıyor. Amik Ovası'ndaki bir milyar 180 bin dekarlık araziden sadece 60 bin dekarlık arazinin sulanıyor olması, su sorununun çiftçinin kurduğu bentlerle çözülemeyeceğini, konunun uluslararası bir boyut kazanması gerektiğini gösteriyor.
Tüm dünyada tarımın önem kazandığı bu dönemde toprakla ve çiftçisiyle ilgili ciddi bir problemi olmayan Hataylı tarımcılar, su probleminin yanında girdi maliyetlerinin yüksekliği; destekleme konusunda tarım stratejisinin ayarsızlığı sonucu, desteklenmiş ürünlerle desteklenmemiş ürünlerin rekabetinin yarattığı olumsuzluklar; sulamada kullanılan enerjinin çok pahalı olması ve çiftçinin elektrik parasını ödeyemez duruma gelmesi gibi temel sorunlarla da mücadele etmeye çalışıyorlar. Bölge tarımının güçlü bir şekilde anlatılması gerektiğine inanan çiftçilerimiz, sorunları için yapısal çözümlerin gerekliliğine işaret ederek, Hatay'ın tarım stratejisi için ciddi bir lobi oluşturup hareket etmenin yollarını aradıklarını belirtiyorlar. Çiftçilerin önü açılarak, şirketleşmeleri sağlandığında ve devlet özendirici teşviklerle destekleme sağlayıp, rehberlik ederse daha çok ilerleme sağlanacağını vurgulayan tarımcılar, devletin tarımda yeniden yapılandırmaya gitmesi gerektiğine inanıyorlar.
Amik Ovası'nda ciddi bir tarım tarihine sahip olduklarının farkında olan çiftçilerimiz, tarımsal üretim anlamında kendi markalarının oluşturması gerektiğinin bilincinde olarak, zeytinyağı ve meyvecilik gibi katma değeri yüksek alanlardaki çalışmalara ağırlık vererek, ilerleyişlerini sürdürüyorlar. İnanıyoruz ki bu ilerleyiş, su sorununun ve diğer temel sorunların çözüme kavuşması ile hız kazanacaktır.