Çin'in otomotiv devi Chery Türkiye'ye gelmeli
Süleyman Dilsiz / Yön. Uzmanı
Ekonomik gücün Asya'ya kaymaya başladığı günümüzde, BRIC diye tanımlanan Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'den oluşan grubun milli gelirlerinin toplamı, önümüzdeki 40 yıl içinde, bugün için en büyükler olan G6 ülkelerinin toplamını geçeceği belirtmekte. Çin'in 2050'de en büyük ülke konumuna gelecek olması ve G6 ülkeleri arasında sadece ABD ve Japonya'nın kalabileceğinin öngörülmesi, en hızlı gelişen, "rekabetçi ekonomiler kulübü" olarak bilinen BRIC ülkelerinin ülkemizde yatırımları fırsat sunmakta.
Gelecekte dünya ticaretine en büyük katkıyı sağlayacak BRIC ülkelerinin doğrudan yatırımı sürdürülebilir sanayi ve cari açık açısından çok değerli. Doğrudan yabancı sermayenin varlığı için otomotiv lokomotif sektörlerden. Çin'li Chery ile Hint Tata'nın yatırımı cazip hale getirecek adımların stratejik olduğunu 6 Nisan tarihli yazımda belirtmiştim.
Bugün Türkiye'nin otomotivdeki rakipleri Fas, Mısır, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Slovakya ve Rusya'nın artan yatırımları dikkat çekici. Renault'nun 450 bin hafif ticari yatırımını Fas'a, Kia ve Hyundai'nin Çek Cumhuriyeti'ne, Ford'un ise Transit Connect üretiminin bir kısmını Romanya'ya kaptırması Türk otomotiv sektörü için tehdit.
Türkiye'de işalat sorunun çözülmesiyle, Asya menşeli otomobil devlerinden Hint'li Mahindra ve İran'lı Samand'ın ardından, Çin'li Chery de Türkiye'ye gelmişti. Japon, G. Kore ve Çin ve son olarak da Malezya'nın otomotiv firması Proton da Türkiye'deki otomotiv üretimini fırsat olarak algıladıkları ortamda Chery yatırımını ele alacağım.
Çin; otomotiv sektöründe de çok hızlı bir büyüme göstermekte. 1997 yılında kurulan ve sektörde en hızlı büyüyen firma olan Chery otomobilleri 64 ülkede satılmakta. Çin'de halen 2 motor, 3 otomobil, 1 boya ve 1 şanzıman fabrikası bulunuyor. Çin pazarında 4'üncü sırada. Yılda 700 bin otomobil satıyor. Ukrayna, Rusya, Mısır ve Suriye gibi ülkelerde montaja dayalı üretim yapıyor. Yeni dönemde Avrupa ve ABD piyasası için daha yüksek düzeyde otomobiller üretme arayışında. Nitekim Çin'in en son 11. beş yıllık kalkınma planı hafif araç üretimini, ihracatını ve hızlı büyümesini teşvik etmekte.
Uzak doğulu otomotivciler için Türkiye; lojistik, tedarikçi altyapısı, yetişmiş işgücü, pazar potansiyeli başta olmak üzere, AB'ye ve bölge ülkelerine ihracat üssü olarak algılanıyor. Bir diğer önemli noktada Türk müşterisinin tercihlerinin neredeyse AB ile neredeyse bire bir aynı olması. AB pazarından önceki ilk durak olan Türkiye'de başarılı olmak önemli. Avrupa'da 2007 yılında iki bin araç satışı yapan Chery ve sonrasında ucuz Çin arabalarının AB pazarını nasıl etkileyeceği merak konusu. Yunanistan ve Polonya'nın da Chery yatırımını istediği bugün, kurulacak fabrika için yer arayışında. Bursa ve İzmir yatırım için ön planda. Doğrudan yabancı sermayenin tercihini, popülizm uğruna, bakanın köyüne yakın yerleri fabrika alanı gösterme, ana sanayiin talep ettiği teşviği "masada iki elmayı dikkate alıp, dibindeki elma ağacını önemsemeyen" vizyonla ele almak sürdürülebilirlik için risk.
Bu noktada önerim;
Bölgelerin rekabetçi avantajlarını ön plana çıkaran, yatırımcının taleplerini yerlileştirme gibi uzun vadeli taahhütler alarak, Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (www.invest.org.tr.) eşgüdümünde ele alınması. Sanayicinin kendi tercihinden daha çok bölgesel avantajlarını ve yereli (ticaret ve sanayi odaları, belediyeler, üniversiteleri, sivil örgütleri) içine alan teşvik ve bölgesel rekabetçi avantajlarının sorgulanması gerektiğidir.
Örneğin; yüz bin akademisyeniyle inovasyon altyapısı, 20-29 yaş grubu işsizliğin en yoğun olduğu, 15-64 yaş grubunun toplam nüfusunun yüzde 67'sini oluşturduğu, otomotivin yoğunlaştığı Bursa, Adapazarı, İstanbul üçgeninde sıkışan ve bölgede sürekli artan işletme ve yatırım maliyetlerine alternatif olabilecek, yakınlığıyla bölgenin know-how'ını kullanabilecek, bu üçgenin dibinde, Bilecik, Eskişehir, Kütahya, Afyon ve Uşak'tan oluşan "Frigya Vadisi Kentleri"nde yatırımı, ajans eşgüdümünde paydaşlarla birlikte sorgulanarak, Chery için cazip kılınabilir.
2050 dünyasında çok önemli ekonomik aktör olacak BRIC'in Çin ve Hindistan'ını otomotiv yatırımlarının ülkemize kazandırılması cari açık boyutuyla çok stratejik adım olacaktır. Hızla bu küresel sermaye olmaya aday doğrudan sermayelerin talepleri etüt edilerek, bakanın köyüne yakın olan bölgeleri değil, rasyonel kriterlerle, kalkınmada öncelikli bölgeleri kalkındırma fırsatı olarak değerlendirilmelidir. Yoksa önümüzdeki yıllarda en düşük gelirli ilçeyle en yüksek gelirli arasında 10 kat farkı sürdürmüş ve Hindistan ve Çin'le misli dış ticaret açığını şimdiden kabul etmiş olacağız.