"Cumhuriyetimize ve değerlerine sahip çıkmak hepimizin ortak sorumluluğundadır"
Türkiye’de sanayileşmenin temelleri, 1923 yılında kurulan cumhuriyetimiz ile birlikte atıldı. Sanayileşmeye yönelik politikalar ve teşviklerle birlikte altyapı çalışmaları ve fabrikaların kurulması gibi adımlar, cumhuriyet döneminde gerçekleşti.
Tayfun Küçükoğlu / Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı
Türkiye’de sanayileşmenin temelleri, 1923 yılında kurulan cumhuriyetimiz ile birlikte atıldı. Sanayileşmeye yönelik politikalar ve teşviklerle birlikte altyapı çalışmaları ve fabrikaların kurulması gibi adımlar, cumhuriyet döneminde gerçekleşti. Ülkemizin bugün endüstriyel alanda gösterdiği başarıların cumhuriyet sayesinde olduğunu her zaman hatırlamalıyız. Bugün inşaat malzemesi sanayisi olarak ülkemize ekonomik katkı sağlayabiliyorsak bunu cumhuriyete borçluyuz. Cumhuriyetimiz Atamızın bizlere bıraktığı en büyük ve en değerli emanetidir!
Kurulduğu 1984’ten bu yana Türk inşaat malzemesi sanayisinin tüm paydaşları için en yüksek değeri yaratma misyonunu benimseyen Türkiye İMSAD olarak; inşaat malzemesi sanayisini bir bütün olarak ele almayı, sürdürülebilir büyümeyi ve gerek yurt içinde gerekse yurt dışında iş birliklerinin geliştirilmesini amaçlıyoruz. Bu doğrultuda hem iç pazardaki gelişmeleri yakından izliyor, hem ihracattaki başarımızı artırarak sürdürmek için hedefimizdeki dış pazarları yakından takip ediyoruz.
Tüm zamanların en yüksek ihracat rakamını gerçekleştirdik
Ülkemiz, cumhuriyetin ilanından bu yana geçen bir asırda, ekonomik kalkınma sürecinde önemli adımlar atmış, modernleşme yolunda büyük çaba sarf etti. Bu süreçte inşaat malzemesi sanayisi ise ülke ekonomisinin belkemiğini oluşturdu ve ekonomik büyüme için kritik bir rol üstlendi. Bu kapsamda sektörümüz, 2019 yılında 21,5 milyar dolar ihracat yaparken, 2020 yılında 21.1 milyar dolar, 2021’de 30.8 milyar dolar, 2022’de ise 33.7 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaştı. Türkiye’nin inşaat malzemesi ihracatında belirgin bir ivme yakaladığı yıl ise 2021 oldu. Geçtiğimiz yıl sektörümüz ihracatını 33.7 milyar dolar seviyesine taşıyarak tüm zamanların en yüksek ihracat rakamını gerçekleştirdi. 2023 yılının sonunda da benzer bir büyüme öngörüyoruz. Söz konusu rakamlar çerçevesinde Türkiye’nin toplam ihracatında inşaat malzemesi ihracatının payı yüzde 13,2’ye ulaşarak sektörün ekonomideki etkinliğini ve katkısını gözler önüne serdi. Bu oranı cumhuriyetimizin 100’üncü yılında daha da yüksek bir seviyeye çıkarmak için elimizden geleni yapacağız. Böylece ihracat alanında sürdürülebilir bir büyüme ivmesi yakalayarak ülke ekonomisine önemli katkılarda bulunmayı sürdüreceğiz.
Teknolojik ilerlemeler, sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği gibi konularda yapılan yatırımlar, sektörün rekabetçiliğini artırdı ve uluslararası alanda etkin bir oyuncu haline gelmesini sağladı. Yerli üretim ve Ar-Ge çalışmalarına verilen önem, inovasyon ve kaliteyi artırarak Türkiye inşaat malzemesi sanayisinin uluslararası pazarda daha etkin olmasına katkı sağladı.
Çalışmalarımız ikinci yüzyılda da yoğun şekilde devam edecek
Türkiye İMSAD olarak, cumhuriyetimizin 100’üncü yılında da ülkemizin ekonomik hedeflerine ulaşmada önemli bir rol oynamaya devam edeceğiz. Cumhuriyetimize ve değerlerine sahip çıkmak hepimizin ortak sorumluluğunda. Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yolda yürüyerek, ülkemizi ilelebet ileri taşımak için çalışacağız. İhracat pazarlarımızdaki rekabet gücümüzü korumaya, pazarlarımızı genişletmeye, yeni pazarlarda yer almaya, sektörümüzün yüksek potansiyelini yansıtmaya devam ederek ülkemize olan katkımızı artıracağız. Bulunduğumuz coğrafyamızda üretim üssü olma yolundaki ilerleyişimizi emin adımlarla sürdürüyoruz. Orta ve uzun vadeli baktığımızda gelecek 10 yılda muazzam gelişmeler yaşayabileceğimizi öngörüyoruz. Gündemimizde olan sürdürülebilirlik, enerji verimliliği dijitalleşme, BIM, kentsel dönüşüm, kentsel ve endüstriyel yenileme gibi diğer önemli başlıklara yönelik çalışmalarımıza cumhuriyetimizin 100’üncü yılında da yoğun bir şekilde devam edeceğiz. Sektörümüzün sürdürülebilirlik, teknoloji ve küresel rekabetçilik konularında ilerlemesi, Türkiye’yi bölgesel ve küresel arenada güçlü bir oyuncu haline getirecek. Ayrıca sektörümüzün diğer sektörlerle entegrasyonu ve stratejik iş birlikleri Türkiye’nin ekonomik vizyonunun önemli bir parçasını oluşturacak.