”Deniz Feneri, 2 Ergenekon katlar”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Selvi, son dönemde ortaya çıkan "yolsuzluk" ve "usulsüzlük" iddialarıyla ilgili olarak konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, son dönemde ortaya çıkan "yolsuzluk" ve "usulsüzlük" iddialarıyla ilgili olarak "Deniz Feneri, 2 Ergenekon katlar. Hani nerede? Hukuk devletinde savcılar nerede? Yapanın yanına kar kalmayacağını söyleyenler, mafyayı önleyeceğini söyleyenler, bir kısmını önlediler, kendilerine çevirdiler" dedi.

Eğitim-İş 2. Olağan Genel Kurulu, Tes-İş Konferans Salonu'nda toplandı. Selvi, burada yaptığı konuşmada, cumhuriyete yönelik saldırıların en önemli unsurlarından birini, eğitim sisteminin tahrip edilmesinin oluşturduğunu dile getirerek, eğitim sisteminin içinin boşaltılması nedeniyle bugünkü sıkıntıların yaşandığı değerlendirmesinde bulundu. Selvi, eğitim sisteminin asli unsuru olması gereken öğretmenlerin de 2-3. sıraya geriletildiğini ifade etti.

Toplu görüşmelerin ardından "yağmur gibi" gelen zamların kamu çalışanlarını güç durumda bıraktığını kaydeden Selvi, kamu çalışanlarının grevli, toplu sözleşmeli sendika hakkının teslim edilmesi gerektiğini, Hükümet'in görevinin de bunu sağlamak olduğunu söyledi.

AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılında 2,5 milyon işçi toplu sözleşmeden yararlanırken bu sayının 600 bine gerilediğini söyleyen Selvi, sendikaya üye olmak isteyen işçilerin de aylarca süren sıkıntılarla karşı karşıya kaldığına işaret etti. Selvi, "Sendikaya üye olayım dediği için aileleriyle birlikte 100 bin kişi aç, susuz bırakılmıştır" dedi.

Selvi, son dönemde ortaya atılan "yolsuzluk" ve "usulsüzlük" iddialarına da değinerek, "Deniz Feneri, 2 Ergenekon katlar. Hani nerede? Hukuk devletinde savcılar nerede? Yapanın yanına kar kalmayacağını söyleyenler, mafyayı önleyeceğini söyleyenler, bir kısmını önlediler, kendilerine çevirdiler. Sayın Başbakan 'tüccar siyaseti uygulayacağım' dedi. Hakikaten tüccar; Türkiye'yi iflas ettirdi, kendini, yakın çevresini zengin ettirdi" diye konuştu.

Hükümet'in, ülkenin ana sorunu haline geldiğini öne süren Selvi, yerel seçimlerin, "Türkiye'yi tehlikeye götürenlere" demokratik bir uyarı olacağı görüşünü kaydetti.

Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli de emek mücadelesinin er geç hak ettiği saygınlığa ulaşacağını vurgulayarak, Eğitim-İş'in, sendikaların siyasi partilerin arka bahçesi gibi çalışmasını kabul etmeyeceğini söyledi.

Öğretmen ihtiyacının, sözleşmeli, ücretli, vekil, kadrosuz usta öğretici gibi geçici görevlendirmelerle adeta "yasak savan bir anlayışla" kapatılmaya çalışıldığını savunan Adıbelli, bunun eğitimin kalitesini tamamen düşürdüğünü ifade etti.

Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti olmadan kazanım elde etmenin söz konusu olamayacağını belirten Adıbelli, şöyle konuştu:

"Önce Türkiye, sonra sendika dememizin nedeni budur. Elbette ki, sendikal önceliğimiz çalışanların ekonomik ve özlük sorunlarına yönelik olacaktır. Sendikal mücadelenin yapılacağı zeminin sağlamlığı, kalıcılığı ve sürekliliği ulusal değerlerimize sahip çıkmaktan geçmektedir. Bu bağlamda ulusal birliğimize, üniter devlet yapımıza, cumhuriyetin kuruluş felsefesine ve kazanımlarına sahip çıkacağız. Bunlar bizim olmazsa olmazlarımızdır."

Eğitim-İş Genel Kurulu, yönetim organları için yarın yapılacak seçimle sona erecek.