DOKAP ekseninde Trabzon'da yerel kalkınma
Recep ERGENC / Trabzon Sanayici ve İşadamları Derneği (SİAD) Genel Sekreteri
Bölgesel planların "bölgeler arasındaki kalkınmışlık farkını" gidermeye yönelik olarak yapıldığı üzerine
yaygın ve eksik bir düşünce var. Bu işin sadece bir yönüdür. Şimdilerde ise tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bölgesel planların yapılmasında önemli stratejik değişimler yaşanmaktadır.
Dünyada bölge planlamaları; hızlı yapısal değişim, nüfusun kır kent arasındaki hareketleri, sanayileşme
tarım, sermaye çekme, kentsel sistemin güçlendirilmesi, yerinden yönetimi güçlendirmek, merkezden uzaklaşmak amacıyla yapılmakta.
Gerek DPT'nin 9'uncu yedi yıllık kalkınma planında, gerekse AB'deki bölgesel planlama çalışmaları ve dünya uygulamaları da bu savı güçlendirmekte. Ülkemizde GAP, DAP, Antalya Projesi, Çukurova Projesi, Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Planı (DOKAP) gibi 10 bölgesel proje yapılmış, bu projelerden GAP belli bir oranda başarılı olmuş, başkaca başarılı olmuş proje yok.
Yeni dünya düzeninde, yerel dinamiklerin, ekonomi, kalkınma ve bölgesel gelişme sürecindeki önemi artıyor. Sadece 1999'da yaşanan Marmara ve Bolu-Düzce depremleri ile son sellerde İstanbul başta olmak üzere yaşamını yitiren yurttaşların ölüm nedenleri ne deprem ne de seldir.
Ölüm nedenleri; yanlış arazi kullanımı, çarpık yapılaşma gibi nedenlerdir. Büyük acılar ve zararlara yol açan doğa olayları, bölgesel gelişme politikalarının niçin en etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini ortaya koyuyor.
Bir başka açıdan ise nüfusun hızla artması, iç göçler başka bölge planlama nedenleridir. Göç olgusu, veren ili de göç alan ili de olumsuz etkilemekte. İngiltere'de 1960'ların başında bölgesel kalkınma üzerinde sistemli ve kapsamlı bir şekilde durulmuş. Bunun için önce bölgenin üniversitesi, sanayi temsilcileri, STK'lar bölge ekonomik planlama meclisini kurmuşlar, bağımsız bütçeleri ile başarılı uygulamaları hayata geçirmişler.
Fransa 1950-1980 yılları arasında ülkeyi 22 bölgeye ayırarak "Ülke Düzenleme Yasası" ile başarılı bir "bölgesel kalkınma modeli" uygulamıştır. Kötü yönetilen, adeta yağmalanan şehirlerin yeniden yaşanılır hale gelmesi için yürütülen "Kentsel Dönüşüm" operasyonları, kıt kaynakların verimsiz kullanılmasının en önemli göstergesi. Doğumuna tanıklık ettiğimiz kalkınma ajansları da yerelleşme adına atılmış önemli adımlardan.
Doğu Karadeniz Kalkınma Projesi'ni yarın öbür gün, merkezi Trabzon'da olan DOKAP Kalkınma Ajansı'nın kucağına vereceğiz. "Alın bunu büyütün, adam edin" dendiğinde, bırakın adam etmeyi, taraflar olarak böyle bir bebeği sanırım boğarız. Bugünden tezi yok, bu konu üzerinde düşünmeye başlasak iyi olacak. Ekosistem ve insan altyapısı olarak birbirine çok yakın olan Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin ile Gümüşhane olarak sanırım önce fotoğraf çektirmek için bile olsa bir araya gelmeliyiz.
Nitekim Kalkınma Kurulu Başkanı, vekili ve sekreteryayı da yanına alarak, yerel yönetimleri ve merkezi yönetimin temsilcilerini ziyarete başladı. Kalkınma Kurulu önce kendini eğitmeli. Olanak bulurlarsa yurtiçi ve yurtdışı uygulamaları yerinde görmelerini önerebilirim. Kalkınma ajansımız önce DOKAP bölgesinde ortak değer üretmeyi ve paylaşmayı kendi kalkınma kurulundan başlayarak öğretmelidir. Tabii ajansın çalışması için önce genel sekreteri atanacak. 50 kadar personel alınacak.
Merkezden yerel ve bölgesel kalkınma olmadı, başaramadık… Şimdi yerelleşiyoruz. Korkum, ezberle yola devam edenlerin yeni yapılanmayı hırpalamalardır. Hele bir de işin içine dar bölge milliyetçiliği girerse, gel de bak işe sen.