Duyarsızlık nereye kadar?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

KAYSERİ'DEN / Mahmut SABAH

Bilim adamlarına göre, ihtiyar dünyamız ciddi tehlikelerle karşı karşıya. İklim ve doğa koşulları baş döndürücü bir hızla değişiyor. Fırtınalar, kasırgalar, kuraklık ve sel baskınları, hemen her gün dünyanın değişik yerlerinde afete dönüşerek mal ve can kaybına yol açıyor.

Bilimsel veriler, çevre kirliliğinin, dünyayı sera etkisi ve ozon deliği gibi çok ciddi sorunlarla karşı karşıya bıraktığını gösteriyor. Doğa koşullarının normal seyrettiği dönemlerde, kış sporları ile ünlü yüksek bölgelerde bile kuraklık var. Kar yağmıyor artık bu bölgelere. Dünyanın, tatil cenneti olarak bilinen çoğu yerinde, İstanbul örneğinde olduğu gibi beklenmedik şiddetteki sürpriz yağışlara tanık olunuyor.

Çevre kirliliğinin, sanayileşme süreci ile birlikte, ülkemizi de etkisi altına aldığı bir gerçek. Nitekim; ormanlarımız yok ediliyor. Sahillerimiz yağmalanıyor. Dağlarımız, yaylalarımız, çarpık beton yapılaşmanın kucağına itiliyor. Göllerimiz, akarsularımız, sulak alanlarımız, kentlerin septikleriyle, fabrikaların atıklarıyla kirletildiği için, değerini yitiriyor, ya da ortadan kayboluyor. Kızılırmak örneği ortada. İşte, iç karartıcı bir başka benzer görüntülerin yaşandığı Sultansazı Kuş Cenneti… İşte şurasını burasını hoyratça tahrip etmekten büyük keyf aldığımız doğa harikası Erciyes… Ve de onun Tekir Yaylası…

Kayseri Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (KAYSU), yıllar önce bu havzada bir ilke imza atarak, Kızılırmak'ı, Kayseri'nin evsel ve endüstriyel atıklarından arındırma işlevi yapacak bir tesis kurdu. Sadece tesis kurmakla kalmadı, ırmağın geçtiği öteki illerin yöneticilerine, "Kayseri'nin aldığı bu önlem Kızılırmak'ın tamamını arındırmaya yetmez. Sizler de üzerinize düşen görevin gereğini yerine getirin" çağrısında bulundu. Bu çağrının üzerinden nerede ise 10 yıl geçti. Atıklarıyla ırmağı kirleten o illerin hiç birinden ses çıkmadı.

Evet…  Kızılırmak İç Anadolu'nun hayat damarlarından biri. Kayseri, kaybolmaya yüz tutmuş bu doğal kaynağı korumak için elinden geleni yapmanın gayreti içinde. Denilebilir ki, daha önce ırmağa karışan şehir atıkları, artık Kızılırmak'ı kirletmiyor. Ne var ki, sadece Kayseri'nin kirletmemesi yetmiyor, ırmağın kirden tamamen arındırılması konusunda, öteki illerin de ellerini taşın altına koymaları gerekiyor. Hele ki, başkent Ankara'nın su ihtiyacının bir bölümünü Kızılırmak'tan sağlama uğraşı verdiği bir dönemde.

KAYSU'nun çağrısı, doğaya karşı bir hassasiyetin, bir duyarlı duruşun ifadesi. Aradan bunca zaman geçmiş olmasına karşın, geçerliliğini koruduğu bir gerçek. Umarım, söz konusu bu çağrıya Kırıkkale'den Kırşehir'den, Çorum'dan ve de öteki Kızılırmak şehirlerinden yanıt gelir… Gelir de, Anadolu bozkırının ortasındaki coşku dolu o güzellik, özlem duyduğu eski günlerine yeniden döner.