”En çok biz konuştuk ama gerekeni yapamadık”

CHP lideri Baykal, İsrail'in Gazze saldırılarında Mısır'ın, hiç konuşmadığını, ancak Fransa ile etkin diplomasiyi götürdüğünü söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin, Ortadoğu'da barışın sağlanması için etkin diplomasi uygulayamadığını belirterek, "Ortadoğu'da en çok konuşan ülke biz olduk, olayları yönlendirirken de devre dışında kalan ülke biz olduk. En çok biz konuştuk ama gerekeni yapamadık" dedi.

Baykal, CHP TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, İsrail'in Gazze saldırıları ve ateşkes ilan edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin, sorunu bir an önce barışa taşıyacak etkin müdahaleler yapma şansını kaybettiğini ileri süren Baykal, şöyle devam etti:

"Ortadoğu'da en çok konuşan ülke biz olduk, olayları yönlendirirken de devre dışında kalan ülke biz olduk. En çok biz konuştuk ama gerekeni yapamadık. Başbakan, nutuk attı. 'Gelin TBMM olarak İsrail'i insanlık dışı uygulamaları dolayısıyla kınayalım' diye önerge hazırladık, teklif ettik. 'Hayır' dediler, o önergeyi reddettiler. Bir tavır takınmak istiyorsak, bunu kişisel nutuklarla ortaya koymanın bir anlamı yok. Devlet, TBMM olarak hep beraber kınarız. Konuştuğun için etkin olmaktan çıkıyorsun, yönlendirici olamıyorsun, öte yandan da Türkiye'yi, bir devlet sistemi olarak bu olayın karşısında takınması gereken tavrı, takınma noktasından uzak tutuyorsun. Bu çelişkidir, yanlış olmuştur."

Baykal, Mısır'ın, hiç konuşmadığını, ancak Fransa ile etkin diplomasiyi götürdüğünü ifade ederek, "Mısır, bu sorunun çözümündeki anahtar ülke haline gelmiştir. Biz şikayet ettik, nutuk attık. Mısır, Fransa ile ateşkes projesi ortaya koydu" dedi.

Baykal'ın çözüm önerisi

Baykal, sorunun çözümü için iki devlet anlayışına dayalı çözüme ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, şunları ifade etti:

"Hem Filistin, hem İsrail olacaktır. Filistin bağımsız devlet olarak olacak, bir an önce olacak. Kimse, bunu ertelemeye kalkışmamalı. Bunu ertelemenin insanlık için çok ağır bedeli vardır... Bu işin çözülmesi, İsrail'in uluslararası güvence altında sınırları belli bir ülke konumunda olması, sürekli genişleme arayışı içinde olmaması. Filistin'in de bağımsız bir devlet olarak varlığının güvence altına alınmasıdır."

"Kimin parmak izi varsa onu ortaya çıkar da göreyim seni"

Ergenekon davasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yeraltından silahların çıktığına işaret ederek, "silah işi ile Ergenekon işinin" ayrı olduğunu belirtti. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Silahlar çıktı. Siz, o silahlardan yola çıkarak, sanıkları yakalayın. Tiyatro sanatçılarını, magazin dünyasının şöhretlerini, gazetecileri, televizyoncuları, aydınları, profesörleri almışsınız, silaha bağlamaya çalışıyorsunuz. Silahı buldun, kendine güveniyorsan o silahtan çık, orada kimin parmak izi varsa onu ortaya çıkar da göreyim seni, çıkar onu. O silahlar oraya nasıl girdi, kime ait silahlar? TBMM, o silahlarla ilgili tabloya el atmalıdır, incelemelidir; bu konu aydınlığa kavuşturulursa çok şey olur. Silahların aydınlatılması, Susurluk'a mı, öncesine mi, özel time mi, terörle mücadeleye mi gider, bilemem. Bunu araştıralım.

1995'te Genel Başkan olduğumda, kendimi koalisyon içinde buldum. Başbakan ile 4 saat görüştüm ve sonra 'devlet kuşatma altında, Hükümet ortağı olmayı kabul etmiyoruz' diyerek, Hükümetten ayrıldık, Türkiye seçime gitti. 4-5 ay sonra da Susurluk patladı."

"TRT, davada psikolojik savaşın tetikçisi konumunda"

Baykal, iktidarın, psikolojik savaş anlayışıyla konuya yaklaştığını, olayın, hukuk süreci olarak değil, toplumu yönlendirmeye, etkilemeye yönelik psikolojik savaş anlayışı içinde ele alındığını söyledi.

Bu harekatın bir parçası olarak, devreye TRT'nin de sokulduğunu öne süren Baykal, TRT'nin davada "Psikolojik savaşın tetikçisi kurum" konumuna sokulduğunu iddia etti.

Tuncay Güney'in yayınlanan ifadesine işaret eden Baykal, "İfadenin, işkence altında alındığı söyleniyor. Maşallah işkence altında alınmış bir ifade görüntüsü yok, karşısındakilere ders veren, eğiten birisi anlatıyor. Ne bir işkence emaresi, baskı duygusu... Tam tersine küstah bir anlayış içinde ona buna ders verip, ukalalık yapan anlayışta yapılmış bir çekim. Bu zatın ifadesini böyle mi aldınız?" diye sordu. Baykal, TRT'nin resmi bir kuruluş olduğunu, milletin vergisiyle bütçesinin oluşturulduğunu anımsatarak, o bütçede herkesin katkısı bulunduğunu ifade etti.