Erdoğan: 'Şehit gelsin de bağıralım' istiyorlar
Erdoğan " 'Şehitler gelsin de biraz daha fazla bağıralım' diye bekleyenler var" dedi.
ANKARA – Açılıma, içeriğini bilmediği için karşı çıkanlar olduğunu belirten Başbakan ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şiddet üzerinden, şehit cenazeleri üzerinden siyaset yaptığını zannedenler var. Bunlar tabii ki bu sürece karşı çıkıyor. Hatta 'şehitler gelsin de biraz daha fazla bağıralım' diye bekleyenler var" şeklinde konuştu.
Demokratik açılım konusunda Mecliste yapılan Genel Görüşme önergesi üzerinde söz alan Erdoğan, üç gün önce, vefatının 71. yılında minnetle anılan Gazi Mustafa Kemal'in, TBMM'nin açılışı öncesinde yayınladığı tebliğde, "O günden, yani 23 Nisan 1920'den itibaren, askeri ve sivil bütün makamlarla, bütün milletin, tek mercinin, Büyük Millet Meclisi olacağını" ifade ettiğini hatırlattı.
TBMM'nin o günden itibaren, aziz milletin tek merci olduğunu belirten Erdoğan, "Bu Meclis, Gazi, Kurtuluş Savaşımızı sevk ve idare eden Meclis'tir. Bu Meclis, millet iradesinin tezahür ettiği, tecessüm ettiği Meclistir. Bu Meclis, açıldığı 23 Nisan 1920'de, bu ülkenin bütün renklerini, bütün çiçeklerini, bütün kokularını, bu ülkenin topyekün sesini, nefesini bünyesinde toplamış, bu ülkeyi teşkil eden, Cumhuriyeti kuran bütün unsurları çatısı altında birleştirmiş bir Meclistir" dedi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1920'de ilk Meclis'te Ankara Mebusu Mustafa Kemal, Afyonkarahisar'dan Ömer Lütfi Ergoşa, Ardahan'dan Filibeli Hilmi, Balıkesir'den Abdulgafur Efendi, Bilecik'ten Mostarlı Boşnak Ahmet Lakşe, Bitlis'ten Derviş Sepunç, Burdur'dan Mehmet Akif, Çankırı'dan Müştak Torbo, Diyarbakır'dan Abdülhamit Hamdi, Manisa'dan Çerkes Reşit, Dersim'den Diyab Ağa var.
Kurtuluş Savaşı'na başkumandanlık yapan, Türkiye Cumhuriyeti'ni inşa eden ruh ve irade, Türkiye'nin tüm unsurlarını işte bu Meclis'te cem etmiştir.
Atatürk'ün en büyük başarılarından biri, her türlü farklılığı önce TBMM çatısı altında, ardından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı paydasında birleştirmek, millet olma bilincini güçlendirmek olmuştur."
İlk Meclisin açılışında Gazi'nin dile getirdiği, "Efendiler... Burada maksut olan ve Meclis-i Alinizi teşkil eden zevat yalnız Türk değildir, yalnız Çerkez değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir. Fakat hepsinden mürekkep anasır-ı İslamiyedir, samimi bir mecmuadır..." ifadelerinin her an hatırda bulundurulması gerektiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Bu Meclis, aziz milletimizin hamurunu çokluk içinde birlik anlayışıyla yoğurmuş, milletimizin birlik ve bütünlük ruhunu tesis etmiştir" dedi.
"Çözüm yeri bu Meclis'tir"
Büyük Millet Meclisi'nin Kayseri'ye taşınması teklifi karşısında söz alan ve "Biz buraya Ankara'dan kaçmak için gelmedik. Savaşmaya, dövüşerek ölmeye geldik" diyen Dersim Mebusu Diyab Ağa'nın, bu Cumhuriyetin hangi ruh ve ideal üzerine inşa edildiğinin en somut abidelerinden yalnızca bir tanesi olduğunu ifade eden Erdoğan, "89 yıl boyunca da bu Meclis hep milletin Meclisi olarak kalmıştır ve hep öyle kalacaktır. Türkiye'nin her meselesinin çözüm yeri bu Meclistir. Türkiye'de her meselenin cesaretle, samimiyetle, açık seçik konuşulacağı zemin işte bu Meclistir. Bu Meclis, 89 yıl öncesinin gerisine düşemez. Bu Meclis, 89 yıl önce, renklilik üzerine, özgürlük üzerine, en önemlisi de demokrasi üzerine inşa ettiği temellerinden ve ilkelerinden taviz veremez" diye konuştu.
"Kimsenin sanal tehditler üretmeye hakkı yok"
Bu Yüce Meclis, memleketin meselelerine çözüm üretecek güce sahip bir Meclistir. Hiçbir ülke, topluluk, grup ya da zümre, milletin bu aziz Meclisine hiçbir şey dayatamaz. Bu Meclis yıllar yılı hayali tehditlerle meşgul edilmiştir, şimdi olduğu gibi. İçini bildikleri için değil, gerçekleri bildikleri için değil, dış güçlerin talimatlarıyla, oralardan verilen emirlerle, Büyük Ortadoğu Projesi gibi ifadelerle. 'Nedir' diye sorsanız, içeriğinde ne var diye sorsanız bilmezler. Söyledikleri bir şey de zaten yok. Hiç bir zaman bir belgeye, delile bağlı olarak da konuşamazlar. Çünkü o kapasiteleri de yok. Böyle bur durumları var. Bu ülkenin enerjisi, var olmayan tehditler nedeniyle israf edildi.
Dünya değişirken, dönüşürken, gelişirken, bu ülke sonu gelmeyen tartışmalarla, çözüm üretilmeyen meselelerle oyalandı, duraklatıldı, geri bırakıldı. Bugün, o eski anlayışla, o eski siyaset tavrıyla, artık tedavülden kalkmış siyasi üslupla, Türkiye'ye yeni tehditler, yeni korkular, var olmayan ve var olmayacak yeni düşmanlar üretmek suretiyle kimsenin sanal tehditler üretmeye hakkı yoktur."
"Yarından itibaren milletimize gidiyoruz"
"Demokrasi bu ülkeyi bölmez, tam tersine birleştirir, bütünleştirir, kardeşliğimizi daha da pekiştirir" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Demokrasi korkuların pazarı değil, panzehridir. Demokrasi en temel meşruiyet zeminidir. Meşru siyasetin görevi, iktidarıyla muhalefetiyle, bütün sivil mekanizmalarıyla meşruiyet alanını genişletmektir. Bütün sistemler, dinler, insanın mutluluğu için birer araçtır. Amaç insanın mutluluğudur. Bunu öğren. Bizim demokratik açılımdan, milli birlik ve kardeşlik projesinden kastımız budur. Yani sorunların minimize olduğu bir Türkiye. Her yönüyle. Bunun için de bizim muhatabımız, ele aldığımız bu devlet projesiyle, millettir. Destek veren olur, olmayan olur, millettir. Biz bugün milletimizin vekillerinin huzurunda bunu konuşuyoruz. Yarından itibaren milletimize gidiyoruz. 81 vilayette milletimize anlatacağız. Sivas'ın ötesine gitmemek gibi bir durumumuz, kaygımız yok. 81 ilin 81'ine de gideceğiz. "
"7 bölgenin 7'sinde de birinci partiyiz"
İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın genel görüşmenin öngörüşmeleri sırasında söylediği sözler karşısında kıyametlerin kopartıldığını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Ben söylüyorum, son seçimlerde ve ondan önceki 22 Temmuz seçimlerinde, sizlerin seçim neticesi olarak Güneydoğu ve Doğuda aldığınız oylar ortadadır. Sizlerin oralarda bir bölge partisi olduğunuz ortadadır. Benim milletim niçin size oralarda oy vermiyor, ortadadır. Niçin? Biz oraların birinci partisiyiz. Güneydoğu Anadolu'da da birinci partiyiz, Doğu Anadolu'da birinci partiyiz. Toplamında birinci partiyiz. 7 bölgenin 7'sinde de birinci partiyiz. 81 vilayetin 80'inde milletvekili çıkartan tek parti biziz. Niçin? Çünkü halkımızın tümünü kucaklıyoruz, dışlamak bizim anlayışımızda yok. Ayrımcılık bizim anlayışımızda yok. Dedim ya yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Bizim anlayışımız bunun üzerine inşa edildi."
"Sizin hiç oğlunuz, yavrunuz öldü mü?"
Erdoğan, "Sizin hiç köyünüz boşaltıldı mı? Sizin ekip biçtiğiniz tarlalarınız, hayvanlarınızın otladığı yaylalarınız yasak bölge ilan edildi mi? Gece yarısı köyünüzü teröristler sarıp, camide namaz kılanların üzerine kurşun yağdırdı mı? Oğlunuzu, kızınızı, malınızı mülkünüzü aldı mı, sizden haraç topladı mı? Köylerinizin yollarına mayın döşendi mi? (Analar tabii ki ağlayacak) diyenler, sizin hiç oğlunuz, yavrunuz öldü mü?" diye konuştu.
"Bunlar, izleyici tribününü provoke edenleri buraya getirenler"
Sürece karşı çıkanları kabaca 3'e ayırdığını belirten Erdoğan şöyle devam etti: "Birincisi bu açılım sürecine, içeriğini bilmediği için karşı çıkanlar var. Onları bilgilendirmek boynumuzun borcudur. Benimle beraber seyahat ediyorsun. Taa Orhun Abidelerinden Karakurum'a, oraya yapılanları gören sen değil miydin? 3,5 yıl iktidar oldunuz. 3,5 yıllık iktidarınızda soruyorum size Türk Cumhuriyetlerinin hangisine hangi yardımı götürdünüz? Edirne'den Ardahan'a kadar karış karış, mahalle mahalle, sokak sokak, ev ev dolaşıp bunları anlatacağız."
Erdoğan, sürece karşı çıkanlardan ikinci grubun ise açılımın sonunda rant kapıları kapanacak olanlar olduğunu belirterek, "Bu açılımın sonunda rant kapıları kapanacak olan istismarcılar var. Şiddet üzerinden, şehit cenazeleri üzerinden siyaset yaptığını zannedenler var. Bunlar tabii ki bu sürece karşı çıkıyorlar. Hatta 'şehitler gelsin de biraz daha fazla bağıralım' diye bekleyenler var" dedi.
Milletvekillerinin tepkisi üzerine Erdoğan, "(Yok) diyorsanız niye bağırıyorsunuz? Siz yapmıyorsanız niye alınıyorsunuz? Alınmayın rahat olun. Niye rahatsız oluyorsunuz?" karşılığını verdi.
Bu sözler üzerine CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile CHP'li milletvekilleri Genel Kurul Salonunu terk etti. Erdoğan, "CHP grubuna 'güle güle' diyorum. Siz olmadan (laf atılmadığı için) daha rahat konuşurum. Bunların düşünceye tahammülü yok, bunların meseleleri konuşmaya tahammülü yok. Bunlar izleyici tribününü provoke edenleri buraya getirenlerdir. Anlayış bu..." diye konuştu.
"Bugün Türkiye için milat kabul edilmeli"
Erdoğan, Türkiye için hayati bir süreç başlattıklarını, Türkiye'nin büyümesine, gelişmesine, ilerlemesine engel teşkil eden kronik meseleleri çözmek için cesur bir adım attıklarını söyledi. "Son derece samimiyiz" diyen Erdoğan, 72 milyon vatandaşın her birinin bu süreçte kazanacağını, Türkiye için çok daha geniş ufuklar açılacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"İnanıyorum ki Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü, 2023'ü Türkiye bambaşka, çok farklı bir Türkiye olarak karşılayacak. Umudumuz var, heyecanımız var, coşkumuz var. Aşkla, sevdayla, barış ve kardeşlik içinde hep birlikte yarınların Türkiyesini inşa edeceğiz. Kimseyi kırmak, duygularını örselemek istemiyorum. Elimizde tarihi bir imkan var. Milletimiz bizimle, milletimizin hayır duaları bizimle... Bizim yolumuz, bizim üslubumuz ise milletin yoludur, milletin üslubudur. Türkiye 72 milyon vatandaşımızın vatanı, bu bayrak 72 milyon vatandaşımızın bayrağı, bu istiklal Marşı hepimizin, ama hepimizin istiklalinin, bağımsızlığının sembolüdür. Demokratik laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye, Cumhuriyetimizin güvencesidir. Devlet ile millet arasındaki kaynaşma duygusunu yediden yetmişe bütün vatandaşlarımızın yürekten hissetmesi en büyük rüyamızdır. Herkes emin olsun ki Türkiye bu yolda emniyet içinde mesafe alıyor. Evet, bugün yeni bir gün ve yeni şeyler söylemeliyiz; Ben, bugünün Türkiye için bir milat, bir yeni başlangıç kabul edilmesi gerektiğine inanıyorum."
Erdoğan, kendisine laf atan bir milletvekiline, "Çok çirkin oluyor. Sen zillet içindeysen onu bilemem. Ama bu toplum, bu milletvekilleri asla zillet içinde değiller" karşılığını verdi.
Türkiye'nin yarın geleceğe daha umutla bakan bir Türkiye olarak uyanacağını belirten Erdoğan, buna gönülden inandığını dile getirdi. Erdoğan konuşmasını, "Şuna bütün kalbimle inanıyorum; biz birlikte Türkiyeyiz. Allah yar ve yardımcımız olsun" diyerek tamamladı.